İslamda ahiret inancı ve insan üzerindeki tesirleri

Abstract

ÖZET Hayatta bazı meseleler vardır ki, onlar, ya bir şahsı veya aileyi ya da bir milleti ilgilendirir. Ne kadar çok insanı ilgilendirir ise o kadar önem kazanır. İşte öldükten sonraki âhiret hayatı, insanların en önemli meselesidir. İnsanda akıl olduğu müddetçe `Ben neyim, nereden geldim, niçin geldim, nereye gidiyorum?..` gibi sorulan kendi kendine soracak ve bunann cevabını arayacaktır. Tarih boyunca filozoflar, ilim adamları ve düşünen herkes bu soruların cevabım araştırmış, fakat sadece akıl ayağı ile hareket edenler cevabını bulmak şurada dursun, bocalamış kalmışlardır. İnsan aklının bu konuda yetersiz olduğu meydandadır. Yüce Allah, kullarını sonsuz endişe ve fikir karmaşasından kurtarmak, insanlığın öldükten sonraki hayat ile ilgili merakını gidermek ve tatmin etmek için zaman zaman elçiler göndermiştir. Fakat hepsine gelen kitaplar, zamanımıza kadar asıllarım koruyamamıştır. Ancak son elçisine gönderdiği kitap ve Peygamberimiz (s.a.v)'in sözleri en güvenilir kaynaklar olarak kalmıştır. İşte âhirete îman ile ilgili bu mütevazi çalışmanın ilk bölümünde âhiretin ispatı üzerinde duruldu. Asrımız maddeci ve akılcı bir asır olması münasebeti ile aklî ve naklî delillere yer verildi. Bilhassa Kur' an ve hadislerdeki aklî ispatların üzerinde duruldu. Geçmiş kitaplar asıllarım kaybetmiş olmalarına rağmen, bütünü ile bozulmadığından konumuza ışık tutan yerler tespit edilip ele alındı. İkinci bölümde ise kelâmcılara göre ölüm, ölümden sonraki kabir hayatı ve topyekün insanlığın ölümü olan kıyamet ve sonrası olaylar üzerinde duruldu. İnsanlığın tekrar dirileceği, mahşerde biraraya geleceği, hesaba çekilip amellerinin tartıldıktan sonra durumuna göre sırattan geçip ya cennete veya geçemeyip cehenneme yuvarlanacağı, cennette mü'minlerin Rab'lerinin cemalini görecekleri gibi., konular, âyetler, hadisler ve kelâmcıların eserleri ile açıklanmaya çalışıldı. Son bölümde ise âhirete inanmanın insanoğlu için çok zaruri olduğu, fert ve toplumun dünya ve âhiretteki huzur ve mutluluğunun ancak Allah'a ve âhirete inanmaktan geçtiği; inanmayan fert ve toplumalann ise hem dünya, hem de âhiret hayatlarının berbat olduğu gözler önüne serildi. vii

SUMMARY There are some matters in life that are concern of either an individual or a family or a society. Importance of the matter is directly proportional to the number of people concerned. So, life in the Hereafter is the most important question of the whole humanity. As long as the humankind has intelligence, he will ask himself the following questions: `Who am I? Where did I come from and why? Where am I going?`. During all ages, philosophers, scientists and any person who thinks tried to answer these questions. However, those who only used pure reasoning couldn't find the answers. It is clear that pure reasoning is not sufficient to solve this problem. The Lord has sent messengers time by time in order to save his servants from endless anxiety and confusion and to satisfy questioning minds on matters about life after death. Unfortunately, the messages were deformed as time proceeded. Only the Holy Qoran that is sent to the Last Messenger and the Last Messenger's words has remained as a reliable source up to now. In the first part of this thesis study which is about the belief in Hereafter, the existence of the Hereafter has been proven. Since rationalism and materialism are dominant in this century, rational evidences are included. Especially, excellent rational proofs in the Qoran and Ehadith are presented. In addition, undeformed sections of the old books are also investigated. Second part of the study covered such topics as the death, life in the grave, doomsday and following occasions in framework of Ehl-i Sunnah belief. Topics like resurrection of the humanity, gathering of all the humans in the judgment day, interrogation of acts, Heaven and Hell, believers watching the Lord in the Heaven, etc. are explained in the light of verses from Qoran, Ehadith and some works of Moslem philosophers. The final part has shown that it is essential for the humanity to believe in the Hereafter, that happiness and bliss is only possible when the individual and the society believe in the Lord and the Hereafter and unbelievers would face disasters both during their lifetime and in the Hereafter. viii