Ca`fer Sadık`ın itikadi görüşleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Cafer Sâdık'ın (80-148/ 700-765) asrı, felsefi meselelerinin araştırılmaya başlandığı, Müslümanlarla eski medeniyetlere ve dinlere mensup milletlerin fikrî temas kurdukları bir çağdır. Bu asırda İslâm dünyasında kainata (kozmoloji) ve astronomiye dair ilimlerin araştırılmaya ve bunlarla birlikte bütün ilimlerin tedvin edilmeye başlandığı görülmektedir. Hadis, tefsir, fıkıh, akaid, cedel, dil ve tarih gibi alanlarda yoğun bir faaliyetin görüldüğü, değişik fikir ve görüşlerin fırkalaşmayı meydana getirmeye başladığı bu yüzyılda İslâmi konulardaki düşüncelerini daha toplayıcı bir tarzda ortaya koyan Ca'fer Sâdık aynı zamanda farklı alanlarada pek çok öğrenci yetiştirmiş, devrin ileri gelen şahsiyetlerine hocalık yapmıştır. İmam Ca'fer, Allah'ın sıfatları meselesinde ta'lil ve teşbihi nefyederek sıfatların varlığını kabul eder. Kader konusunda ise ona göre insan cebr ve mutlak hürriyet arasındadır. İnsanın ihtiyarî fiilleri kendisine nisbet edilir, fakat `insan fiillerini kendisi yaratıyor` denilemez. İmam Ca'fer, selef tutumuna uygun olarak Allah ve sıfatlan, müteşâbihler (kürsi, arş vs.), kader gibi konularda fazla detaya inilip bunların üzerinde tartışılmasını hoş görmez. Nübüvvet ve melekler konusunda da Ehl-i Sünnet'ten farklı görüşleri olmayıp nasslarda ne varsa onu kabul eder. İmamet, âhiret ve diğer konularla ilgili görüşleri, maalesef, Şiî kaynaklardaki pek çok zayıf, mevzu rivayetler sebebiyle tam netlik kazanamamakla, daha çok İslâm'ın ilk dönemlerinde söz konusu olmayan ve sonradan Şia akaidine sokulan bir takım farklı fikirler İmam Ca'fer ve diğer imamlara nisbet edilmektedir. Oniki imama ve özellikle de Ca'fer Sâdık'a dayanan Şiîlik ise başlangıçta sadece siyasî bir oluşum iken, farklı kültürlerden etkileşimler sebebiyle akîdevî yönden farklılaşmış, hemen hemen bütün akîdevî konular imamet çerçevesi içinde oluşturularak, Ehl-i Sünnet ile İmamiyye arasındaki farklılıkların tek kaynağı haline getirilmiştir. Anahtar kelime : Ca'fer Sâdık SUMMARY Ja'far as-Sadiq (80-148/ 700-765) is son of Muhammad al-Baqir son of Zain al-'Abidin son of Hussain. His mother was Umnui Farwah daughter of al-Qasim son of Muhammad son of Abu Bakr who was one of the seven most prominent jurists of Medina. During Ja'far as-Sadiq greater possibilities and a more favorable climate existed for him to propagate religious teachings. This came about as a result of revolts in Islamic lands, especially the uprising to overthrow the Umayyad caliphate, and the bloody wars which finally led to the fall and extinction of the Umayyads. The oppurtunities for teachings were also a result of the favorable ground Muhammad al-Baqir had prepared through the propagation of the true teachings of Islam. Ja'far as-Sadiq took advantage of the occasion to propagate the religious sciences until his life. His profound knowledge of religious and other sciences was famed throughout the entire Islamic world. He instructed many schoolers İn different fields of the intellectual and transmitted sciences. Even some importent Sunni schoolars had the honor of being his student. It is said that his classes and sessions of instruction produced four thausand scholars of hadith and other sciences. The number of tradititons preserved from Muhammad Baqir and Ja'far as-Sadiq is more than all the hadith that have been recorded from the prophet and the other ten imams combined. During the lifetime of Imam Jafar, many new thoughts in religion were emerging and many new innovations were taking place in Islam. Of the things Imam al-Sadiq accomplished was to define true Islam which is to follow the Holy Quran and the Sunnah of Prophet. Al- Sadiq has been known as a school to which the Imamis and the Ja'faris are ascribed because of his many sciences and traditions. He was laid in Jannat al-Baqi where Hasan, Zain al-'Abidin and Muhammad al-Baqir lay buried. Keyword : Ja'far as-Sadiq VII
Collections