Ahmet Davutoğlu`nun medeniyet söylemi ve Ak Parti Dönemi Türk dış politikasında yeni siyaset arayışı

Abstract

İnsan, doğası gereği kollektif ve toplumsal bir yaşama şekli içerisinde hareket etmeyebaşladığından itibaren bir düzen arayışı içerine girmektedir. Medeniyet de yüzyıllardır insankaynağı ile karşılıklı etkileşim içerisinde olması sebebi ile bireysel, kollektif ve toplumsalolarak etkilemiştir ve etkilenmiştir. Bu sebeple medeniyeti oluşturan unsurlar ve diğerdinamikler sürekli olarak bir değişim ve dönüşüm içerisinde süre gelmiştir.Uluslararası arenada hâkim adaletsiz bir düzen kurucu sistemin varolduğu, sistemin bugününsorunlarına cevap verme noktasında yeterli olmadığını, merkezi yönetimin adı olan Batı'nınbugün kapsayıcılıktan uzak ve tek yönlü bir anlayışının olduğu ortaya konmuştur. Bu sebepleyeni bir düzen ve yeni düzen kurucu aktörler gerekmektedir. Bu manada Türkiye'nin sahipolduğu potansiyeli yansıtmadığını düzen kurucu bir aktör olarak kendisinin var olduğunu vebu var olma zemininin, merkezinin, sahibi olduğu coğrafyada imkân ve sınır olarak mevcutolduğunu söylemiştir. Dış politikadaki bu söylem AK Parti dönemi dış politikasındabelirginleşmiştir ve çok defa eyleme dönüşerek yeni bir politika olarak kurumsallaştırılmayaçalışılmıştır.Türkiye, poansiyelini yansıtma noktasında aşması gereken psiko-politik süreçi AK Partidöneminde başarmıştır. Bu sürecin mimarı olarak görülen Ahmet Davutoğlu'nun medeniyetalgısı ve tasavvuru bu dönemdeki dış politikadaki yeni siyaset arayışının önemli izlerinitaşımaktadır. Bu tezde AK Parti dönemi Türk dış politikasında Ahmet Davutoğlu'nunmedeniyet söyleminin etkili olduğunu ve bu söylemin yeni bir politik anlayış ile yeni birdüzen arayışında olduğu anlaşılmaya çalışılmıştır.

Humans have always been in search of order, ever since starting to live in a collective andsocial form of life because of one's nature. For centuries, civilization has been in a mutualinteraction with human beings, where it got affected and had an effect upon the personal,collective and social aspects. For this reason, the elements and other dynamics that constitutecivilization have proceeded in continuous change and transformation.The existence of an injustice system creator within the international arena, a system that isnot sufficient enough to address today's problems as well as a global dominant power knownas the West being remote from comprehensiveness and having one-sided consciousness havebeen put forward. As a result, a new order and the new founding actors are needed. In thissense, Turkey has indicated that it does not reflect its true founding potential. It has presenteditself to have the grounds needed for new order through the opportunity and limit itsgeography holds. This foreign policy statement became more evident during the period of AKParty's foreign policy and has been tried to be institutionalized as a new policy by puttinginto action many times.Turkey has managed to comlete the psycho-political process in order to show its potentialduring the AK Party period. Through his perception and vision of civilization, AhmetDavutoğlu, who is seen/considered as the architect of this period, reflects his significantinfluences in the quest of new strategies on the foreign policies. This thesis tries to explainthat during the AK Party period, Turkish foreign policy has been influenced by AhmetDavutoğlu's civilization discourse that seeks a new political understanding and a new order.