Türk İdare Hukukunda kusurlu sorumluluk
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bir gerçek/tüzel kişinin kusurlu eylem veya işlemlerinin sonuçlarına katlanmaması, yani `sorumsuz` olması, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Bu nedenle idare hukukunda, zarar görene karşı idarenin `asli` sorumlu olması, kusurlu davranış sergileyen kamu görevlilerinin kusurlarından dolayı herhangi bir yaptırıma maruz kalmayacakları anlamına gelmemektedir. Şöyle ki idarenin, sorumluluk doğuran bir zarar nedeniyle, zarar gören ile arasında tazminat ilişkisi oluşurken; kusurlu personeli ile arasında da ödenen tazminata istinaden rücu ilişkisi oluşmaktadır. İdare, kamu görevlisinin işlediği kusurlu fiillerden dolayı zarar görene ödediği tazminat bedelini, kamu görevlisine kusuru oranında rücu edebilmekte; bu sayede idarenin haksız yere mali külfet altına girmesi önlenmiş olmaktadır. A real/legal entity's not bearing consequences of its defective acts or transactions, in other words its being `non-responsible`, does not comply with the principle of state of law. Thus, the administration's being `primary` responsible for those suffering losses does not mean that no sanction shall be imposed on the misconducting public officers due to their faults. That is to say while compensation relation arises between the administration and sufferer due to a loss arising responsibility, recourse relation arises between the misconducting public officer and the administration regarding the compensation paid. The administration may recourse the paid compensation, to the public officer in proportion to his/her fault and thus it is prevented that the administration shall suffer from a financial burden unfairly.
Collections