Kentsel atıksu arıtan arıtma tesisinin modellenmesi ve genel atıksu karakteristiğinin endüstriyel etkilerinin belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada İSU Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan KAAT (Kentsel atıksu arıtma tesisi) atıksu karakterizasyonu ve modellemesi yapılmış, endüstriyel deşarjların genel atıksu karakteristiğine ve işletmeye etkileri incelenmiştir. Atıksu karakterizasyonu ve modellemesi için 2011 yılı kompozit numuneler kullanılmıştır. Biyolojik arıtılabilirlilik çalışmaları Eylül ayında alınan örnekle yürütülmüştür. 2011 yılı KAAT giriş KOİ değerleri 1930-3582 mg/L aralığında değişmekte, standart sapması 520 mg/L değerini almaktadır. Endüstrilerin AKDY'de (Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği) belirtilen deşarj limitlerine uymadığı belirlenmiştir. KAAT'ye en büyük etki maya,atıksularından kaynaklanmaktadır ve evsel atıksuların seyrelme etkisinin büyük olduğu görülmüştür. Biyolojik arıtılabilirlilik çalışmaları değerlendirildiğinde toplam atıksuyun %17.6 kolay ayrışabilir KOİ, % 6 sı çözünmüş inert KOİ, %28 'i çözünmüş yavaş ayrışabilir KOİ, %41 partiküler yavaş ayrışabilir KOİ, %7.4 partiküler inert KOİ olarak bulunmuştur. Aktif çamur ikili hidroliz şeklinde modellenmiş, simülasyonda Aquasim programı kullanılmıştır. KAAT nin deşarjının Kentsel Atıksu Arıtma Yönetmeliği'ne(KAAY) uymadığı belirlenmiştir. KAAY uymamasının nedeni olarak KAAT çıkışındaki inert KOİ ve yavaş hidroliz olabilen KOİ'nin olduğu tespit tespit edilmiştir. Endüstrilerin AKDY yönetmeliğe uymaları ve atıksu karakterinin evsel nitelikte olması halinde çamur üretiminde % 61 azalma, oksijen ihtiyacında % 61 azalma ve havalandırma enerji tüketiminde ise % 65 azalma olacağı tespit edilmiştir. Bu bölgede tüm endüstrilerin İSU denetim birimleri tarafından 24 saat kontrol edildiği, denetimler esnasında alınan numune analiz sonuçları ile KAAT sonuçlarının örtüşmediği ve sonuç olarak kaçak deşarjların olduğu sonucuna varılmıştır. Endüstrilerin denetimlerinin teknolojik olarak yapılmasının zorunlu hale geldiği, klasik yöntemlerle denetimlerin artık terk edilmesi gerekliliği öneri olarak sunulmuştur. In this study, the Urban Wastewater Treatment Plant (UWTP) under the General Directorate of Kocaeli Water, Sewerage Administration (ISU) was made of the wastewater characterization and modelling. The industrial discharges effects on the general wastewater features and their impact to general operation were examined The activated sludge model parameters and the charatecteristic of wastewater were determined using composite samples in 2011. İn 2011, UWTP inlet COD values ranging from 1930 to 3582 mg/L , standart deviation of COD was 520 mg/L. It was concluded that the industries did not observe discharge limits as specified in Regulations for wastewater discharge into sewage (AKDY). The greatest impact of UWTP is due to yeast wastewater and it was seen that that of great influence dilution of domestic wastewater.İn thebiological treatability studies ; % 17,6 readly biodegradable COD, % 6 soluble inert COD, % 28 slowly biodegradable soluble COD , % 41 slowly biodegradable partıculate COD and % 7.4 particulate inert COD of the total COD were evaluated. The activated sludge was modeled as binary hydrolysis and the simulation of UWTP were performed with Aquasim. The discharge of UWTP was determined not compatible of the Urban Wastewater Directive. As cause of non compliance the Urban Wastewater Treatment Directive ,it was determined inert and slowly biodegradable soluble COD of the discharge UWTP. It was also noted that if the regulations were observed, the sludge production, oxygen demand and energy costs could be reduced by % 61, % 61, % 65 respectively. At the end of this study, it was suggested that the industrial inspections should be conducted by more technological methods and more conventional methods should be abandoned.
Collections