Planlı dönemde yükseköğretim politikaları ve uygulamaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Cumhuriyetin başlangıcından planlı dönemin başlangıcına kadar, yükseköğretim kurumlarını oluşturan üniversite, akademi ve çeşitli bakanlıklara bağlı yüksekokullar oldukça dağınık bir gelişme göstermişler ve kalkınmanın destekleyicisi bir rol üstlenememişlerdir. Ülkemizde 1963 yılında girilen planlı dönemde yükseköğretime ilişkin temel sorunlar ve çözüm önerileri kalkınma planlarına yansımıştır. Sosyo ekonomik gelişmeler karşısında kendini yenilemek isteyen yükseköğretimimize ilişkin yasal düzenlemeler yapılmıştır. 1963-1967 yıllarını kapsayan 1. BYKP döneminde eğitimin konusu sosyal hedeflerin yanısıra, kalkınma hedeflerine ulaşmak için gerekli nitelikte ve sayıda eleman yetiştirilmesi açısından da ele alınmış ve istihdam konusu ile birlikte incelenmiştir. Bu dönemde okullaşma oranlarında plan hedeflerinin üzerine çıkılmış, ancak diğer politikalarda istenilen gelişme sağlanamamıştır. Bununla birlikte özel sektörün eğitime katkısını sağlamak üzere çıkarılan 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, üniversitelere merkezi sistemle öğrenci alınmasına ilişkin, Üniversitelere Kayıt ve Giriş İmtihan Yönetmeliği ve eğitim kurumlarının verimini artıracak eğitimcilerin yetiştirilmesi amacıyla A.Ü. Eğitim Fakültesinin kurulması plan politikalarını destekleyen hukuki düzenlemeler olmuştur. 2.BYKP dönemi 1968-1972 yıllarını kapsamakta olup, 2 BYKP'nın yükseköğretime ilişkin politikaları genelde D.P.T. tarafından yapılan yükseköğretim araştırması sonuçlarına dayandırılmıştır. 2 BYKP'nında eğitim geniş anlamda `kişilerin fikir, karakter, beden ve ruh güçlerinin geliştirilmesi` olarak tanımlanmıştır. İkinci plan dönemi de sonuçları bakımından birinci dönemden farklılık göstermemiştir. Planda öngörülen %6.3'lük okulllaşma oranı hedefi aşılmış ancak bu hedefe ulaşmada en büyük payı olan özel yüksekokullar, Anayasa Mahkemesinin 625 sayılı kanunun ilgili maddelerini iptal etmesi sonucu kapatılmıştır. D.P.T. 'nca yapılan araştırma paralelinde 6 yeni üniversite kurma kararı alınması dönem içerisinde ortaya konulan bir gelişmedir. Cumhuriyetin 50. yılını da kapsayan 3.BYKP döneminde yükseköğretim sisteminde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Gerek milli eğitim şuraları, gerekse geçmişte yapılan çalışmalar dikkate alınarak 14 Haziran 1973 tarihinde 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, bundan 14 gün sonra da 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu çıkarılmıştır. Her iki yasa ve çıkarılan diğer yasa,200 yönetmelikler plan politikalarını destekler tarzda düzenlenmiştir. Dönem içerisinde ikinci plan döneminde kurulması kararlaştırılan 6 yeni üniversite ile 2 yeni üniversitenin açılması sağlanmış ve toplam üniversite sayısı 9'dan 19'a çıkmıştır. Yükseköğretim sisteminin planlama örgütüne olan ihtiyacı 1750 sayılı yasada öngörülen Yükseköğretim Kurulu'nun kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Yasa'da yükseköğretimin bir bütün olarak kabul edilmesine rağmen, Yükseköğretim Kurulu sadece üniversitelerarası planlama ve koordinasyonu sağlamakla görevlendirilmiştir. Ancak 1750 sayılı Üniversiteler Kanununun Yükseköğretim Kurulu'nun kuruluşuna olanak tanıyan maddelerinin iptali nedeniyle sınırlı fonksiyonunu bile yerine getirmesine fırsat kalmamıştır. 3.BYKP dönemindeki diğer önemli gelişmeler ise 1750 ve 1739 sayılı yasaların hükümleri paralelinde Üniversitelere Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÜSYM)'nin kurulması ile planın mektupla öğretim, devamlı gibi yöntemlerin kullanılmasını öngören politikaları çerçevesinde oluşturulan yüksekokullardır. Yapılan yasal düzenlemelere rağmen 3.BYKP dönemindeki sonuçlar da önceki dönemlerden farklı olmamıştır. Çağ nüfusunun okullaştırılmasında plan hedefinin üzerine çıkılmıştır. Ancak bu hedefe ulaşmada mektupla öğretim, yaygın öğretim gibi ekonominin istediği alanların dışında öğretim yapan kurumların büyük payı olmuştur. Yeni üniversitelerde öğretim üyesi açısından desteklenememiştir. 1979-1983 yıllarını kapsamına alan 4.BYKP dönemi köklü yapısal değişikliklerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Planlı dönemin başından itibaren çeşitli kurumlar ve farklı yasalarla yürütülen yükseköğretim sistemi 6 Kasım 1981 tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve diğer yasal düzenlemelerle üniversite çatısı altında toplanmıştır. 2547 sayılı yasanın gerekçesinde yükseköğretim kurumlarının geçmişteki dağınıklıkları ortaya konularak, yapılan düzenlemelerin bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu dönem içerisindeki en önemli gelişme tüm plan dönemlerinin ortak politikası olan merkezi bir planlama örgütünün `Yükseköğretim Kurulu'nun kurulmasıdır. Anılan dönemde üniversite sayısı 1 9'dan 27ye çıkarılmıştır. Vakıflar tarafından üniversite kurulmasına olanak tanınması ile bir mesleğe yönelik lise mezunlarıına kendi alanlarına uygun yükseköğretim kurumlarına devam edebilmeleri amacıyla ilave puan verilmesi, ayrıca belirli dallarda üstün yeteneği olan öğrencilere kendi alanlarında öğrenim yapmak suretiyle özel sınavlar yapılmasına olanak tanınması, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun diğer dönemlerden farklı olarak ortaya koyduğu politikalar olmuştur.201 Yapılan düzenlemelere rağmen uygulamada okullaşma oranları dahil istenilen düzeye ulaşılamamıştır. 1984-1985 yıllarını kapsayan 5.BYKP dönemi ile 1990-1994 yıllarını kapsayan 6.BYKP dönemleri genelde 2547 sayılı Kanunun uygulama sonucu ortaya çıkan olumsuz sonuçlarını kapamaya yönelik politikaların üretildiği dönemler olmuştur. Bu nedenle sözkonusu yasa ve yönetmelikler çok sık olarak değiştirilmiş ve izlenmesi zor bir hale gelmiştir. 5.BYKP dönemi içerisinde biri vakıf olmak üzere 2, 6.BYKP döneminin araştırma kapsamına giren süresi içersinde ise 2'si vakıf olmak üzere 21 üniversite ve 2 yüksek teknoloji enstitüsü kurulmuştur. Bu dönemlerin bir diğer özelliği ise insangücü planlamasının yanısıra sosyal talebe de ağırlık verilmesini öngören politikaların ortaya konulmasıdır. Bu amaçla ikili öğretime olanak tanıyan 3843 sayılı ikili öğretim Kanunu çıkarılmış ve paralı öğretime geçilmiştir. Bu dönemlerde okullaşma oranları plan hedeflerini geçmiş, ancak bu artışlar açıköğretim sayesinde olmuştur. Kalkınmanın gerektirdiği insangücünün yetiştirilmesinde yetersiz kalınmıştır. Öğretim üyeliğini cazip hale gelirme çabaları da bu dönemin diğer bir politikasını oluşturmaktadır. Yükseköğretim Kurulu dönem içersinde 2547 sayılı yasada belirtilen planlama ve koordinasyon görevlerini yerine getirmemiştir. Yapılan uygulamalar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun gerekçelerinde belirtilenlerin tam aksine olumuştur. Yukarıda özetlenmeye çalışılan ve yaklaşık 30 yıllık dönemi kapsayan yükseköğretime ilişkin politika ve uygulamalar dikkate alındığında aşağıda belirtilen sonuçlara varmak mümkündür. 1. Planlı dönemin başından günümüze kadar kalkınma planlarında yasa ve yönetmeliklerde getirilen hedef, öneri ve hükümler genelde birbirlerini tamamlar niteliktedir. Ancak yükseköğretime ilişkin yasa ve yönetmeliklerin hazırlanılmasında plan hedefleri dikkate alınarak çabuk davranılmamıştır. 2. Kalkınma planları hedeflerinin kamu kesimi için emredici olmasına karşın bu hedeflerin bir kısmı uygulamaya konulamamıştır. 3. Eğitim politikalarını oluşturan kuruluşlar olan MEB, DPT ve YÖK arasında her zaman yeterli iletişim kurulamamış, gerekli işbirliği sağlanamamam işti4. Yaklaşık 30 yılı kapsayan süre içersinde plan politikaları incelendiğinde her dönemin sorunlarının ve çözüm önerilerinin benzerlikler taşıdığı saptanmıştır. Bu sonuç da, günümüze kadar istenilen düzeyde yol alınmadığını göstermektedir. 5. Araştırmanın konusunu oluşturan temel politikalar ve uygulamalar dikkate alındığında varılan sonuçlar ise aşağıda belirtilmiştir. a. Yükseköğretim planlamasının örgütlenmesi Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak yeni kurumların geliştirilmesini sağlamak, kalkınma plan ve hedefleri doğrultusunda insangücü yetiştirmek ve yükseköğretime ayrılan kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak üzere bir planlama örgütüne ve plana olan ihtiyaç kalkınma planlarının temel politikaları arasında yer almıştır. 3. BYKP dönemine kadar DPT, MEB ve yükseköğretim kurumları temsilcilerinden oluşan uzmanlar grubu tarafından yürütülmesi öngörülen planlama ve koordinasyon faaliyetlerinin istenilen düzeyde gerçekleşememesi nedeniyle merkezi bir planlama örgütü kurulması politikalarına ağırlık verilmiştir. 3. BYKP döneminde 1750 sayılı yasa ile oluşturulan Yükseköğretim Kurulu'nun varlığının Anayasa Mahkemesince kaldırılması sonucu yine boşluk yaşanmıştır. Planda öngörülen merkezi bir planlama kurulu oluşturulması ancak 4. BYKP dönemi içersinde ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile gerçekleşmiştir. Ancak planlama örgütünün kurulması da sorunu çözmemiştir. Yükseköğretim Kurulu kuruluş amacında belirtilen planlama ve koordinasyon faaliyetlerini yeterince yerine getiremediği gibi, bir planda ortaya koyamamıştır. b. Öğretim üyesi Yetiştirilmesi Öğretim üyesine olan ihtiyaç ve bunların yetiştirilmesi tüm planların gerçekleştiremediği politika olmuştur. 1 ve 2. BYKP dönemlerinde yurt dışına öğrenci göndererek öğretim üyesi yetiştirilmesi politikası istenilen düzeyin çok altında kalınması nedeniyle, 3.BYKP döneminden itibaren yurt içinde yetiştirmeye ağırlık verilmiştir. 1750 sayılı yasanın yürürlüğe girmesine kadar doktoralı asistanlardan öğretim üyesi olarak yararlanılması önerisi bile yasal bir düzenleme olanağı bulamamıştır. Planlı dönem öncesi 14.3 olan öğrenci/öğretim üyesi oranı, 6. BYKP döneminde % 39'a ulaşmıştır. Planlarda öğretim üyesi ihtiyacı karşılanmadan yeni üniversite açılması öngörülmezken, uygulama bunun tam tersine olmuş ve yeni kurulan üniversitelerde büyük sorunların yaşanmasına neden olunmuştur.Eğitimin niteliğini belirlemede önemli faktör olan öğretim üyesi yetiştirilmesinde negativ entropi sağlanamamıştır. c. Fırsat ve Olanak Eşitliği Sağlanması Fırsat ve olanak eşitliği sağlanması politikaları, kalkınma planlarında genel politikalar içersinde yer almıştır. Mesleki ve teknik okul mezunları ile belirli sanat dallarında yetenekli öğrencilere öğrenim yaptıkları alanlarda yükseköğretim programlarına devam edebilmeleri için ilave katkılar sağlamanın dışında, bu alanda somut adım atıldığını söylemek güçtür. Ortaöğretimdeki düzensizlikler, mesleki ve teknik eğitim alanında öğrenci yetiştirmek yerine genel liselerde öğrenci yetiştirmesine ağırlık verilmesi, bu nedenle yükseköğretim kurumları önündeki yığılma giderek artım ıştır. 1964 yılında Ankara Üniversitesi ile başlayan merkezi sistemle öğrenci alımı bugün tüm yükseköğretim kurumlarını kapsayacak şekilde genişletilmiş ve bu amaçla ÖSYM kurulmuştur. Yükseköğretime girişte fırsat eşitliğinden söz etmek mümkün olamamaktadır. 1. plan döneminden itibaren görülen bölgelerarası, bölgeiçi, illerarası, hatta iliçi okullar arası, okul türleri arası dengesizlikler geri kalmış bölge, şehir ve semt bazında sürüp gitmiştir. Ortaöğretim kurumlarında okutulan dersler ve bunların metodolojisi ile ÜSS arasındaki farklar nedeniyle özel dershane sayılarında büyük artış görülmüş ve eğitimin ticari bir meta olması engellenememiştir. d. Kapasite Yaratılması Tüm plan politikalarının teme! ilkesi `yeterli öğretim üyesi yetiştirilmeden ve uzun süre hazırlık yapılmadan yeni yükseköğretim kurumlarının açılmaması gerektiği` iken uygulamalarda bu ilke dikkate alınmamış ve yükseköğretim kurumları plansız bir şekilde kurulmuşlardır. Çağ nüfusunun okullaştırılmasında sayısal hedefler hep ön planda olmuş ve çoğu plan döneminde bu hedeflere ulaşılmıştır. Ancak sayısal hedeflere ulaşma üniversite akademi-yüksekokullar ile değil insangücü ihtiyaçlarını dikkate almadan kurulan özel ve yaygın öğretim kurumları sayesinde olmuştur. 1 ve 2. BYKP dönemlerinde özel yükseköğretim kurumları, 3. BYKP döneminde mektupla öğretim ve yaygın öğretim kurumları, 4. BYKP döneminden itibaren ise açıköğretim sayısal hedeflere ulaşmada en büyük desteği sağlamışlardır.204 Kapasite artışını sağlamak amacıyla tekrarlanan, gece öğretimi ve yaz öğretimi gibi projeler önerildiği dönemlerde istenilen gelişmeyi gösterememişler ve başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Kapasite yaratılması politikalarında sadece sayısal hedeflerin dikkate alınması nedeniyle, nitelik boyutu ihmal edilmiştir. e. Kalkınmanın Gerektirdiği İnsangücünün Yetiştirilmesi Tüm planlarda insangücünün yetiştirilmesinde teknik eğitime ağırlık verilmesi öngörüldüğü halde gelişme toplumsal bilimler alanlarında olmuştur. Bu nedenle planlı kalkınma ilkesini benimsemiş olan ülkemizde yükseköğretim sistemimiz kalkınmanın gerektirdiği alanlarda insangücünün yetiştirilmesinde kendisinden beklenin fonksiyonları yerine getirmede yetersiz kalmıştır. f. Kaynakların Etkin Kullanımı Kalkınma planları ile yasa ve yönetmeliklerde insangücü ve maddi kaynakların etkin kullanımı için önemli politikalar ortaya konulmuştur. Yükseköğretimde insangücü kaynaklarından daha fazla yararlanılmaya yönelik tam gün çalışma ve rotasyon, sistemi gibi politikalar uygulanamamış ve sık sık değişikliklere uğramıştır. Yapılan öğrenci afları ile diğer öğrencilerin aleyhine kapasite yaratıldığı gibi, büyük kaynak israfına da neden olunmuştur. Bazı gelişmelere rağmen öğretim üyelerinin yurt içinde dengeli dağılımı sağlanamamıştır. Yatırımlar yükseköğretim kurumlan arasında dengesiz dağıtılmıştır. Bütçeden yükseköğretime ayrılan paylar giderek azalmış ve 1991 yılına gelindiğinde 1979 yılının seviyesine ancak ulaşılmıştır. Yargı Planlı kalkınma ilkesini benimsemiş ülkelerde eğitim ve onun alt sistemi olan yükseköğretimin en önemli görevi ülkenin gereksinimi olan nicelik ve nitelikteki insangücünü yetiştirmektir. Sistem örgüt yapısını da bu görevleri yerine getirecek tarzda düzenlemek durumundadır. Planned progress period has been initiated in Turkey beginning from the year 1963 and the training policies have been tried to be arranged in a quality required by the development. The problems and their solution proposals related with the higher education which is a sub-system of the training system, have been reflected in `Five-year Progress Plans` and also required legal arrangements have been made in parallel with the socio-economic developments. In this investigation, policies and their applicability of the following points available in laws and regulations and in the development plan and programmes between the years 1963-1992, have been throughly examined: a. Arrangement of the higher education planning, b. Training of the faculty members, c. Providing the equality of chance, d. Providing capacity and establishing new higher education institutions, e. Training of the manpower required by the development, f. Effective utilisation of the sources (manpower, budget and investments etc). Although the problems and their solution proposals related with the higher education training, have been put forward in the progressing plans, the unability to make the legal arrangements soon became the significant cause of this failure. This problem hasnl been considered in a system integrity and professional and technical training haven't been given an importance in a secondary education and this problem has been left to be solved by the higher education. These problems have. been tried to be solved by higher education institutions without providing the required number of faculty members and enough substsucture, Thus, the tranied manpower have been dense in social areas rather than in professional and technical areas required by the development. The result achieved at the end of this research was that the higher education subsystem was unable to progress and the policies on this subject couldnt be transferred into application. Various proposals have been put forward to remove the existing problems in this investigation.
Collections