Türkiye`de öğretmenlerin işsizliği ve ataması yapılmayan öğretmenler hareketinin çözümlemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETTÜRKİYE'DE ÖĞRETMENLERİN İŞSİZLİĞİ VE ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLER HAREKETİNİN ÇÖZÜMLEMESİKiraz, ZaferDoktora, Eğitim Ekonomisi ve PlanlamasıTez Danışmanı: Prof. Dr. Nejla KurulEylül 2014, 171+XII SayfaBu çalışmada, ataması yapılmayan işsiz öğretmenlerin, işsiz olmalarını belirleyen değişkenler ile işsizlik deneyimlerinin ve bir toplumsal hareket olarak sorunu aşma konusundaki örgütlenme deneyimlerinin çözümlenmesi amaçlanmıştır. Tarama modelinde olan araştırma iki çalışma grubu üzerinden yürütülmüştür. Birinci çalışma grubu 30 Nisan 2013 ile 17 Eylül 2013 tarihleri arasında Ankara, Adana, Amasya, Diyarbakır, İstanbul ve Tokat illerinde Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) içerisinde yer alan işsiz öğretmenler, ikinci çalışma grubu ise yine aynı tarihler arasında ve aynı illerde AYÖP içerisinde yer almayan işsiz öğretmenler ile araştırmacının doğrudan tanışık olmadığı kartopu yöntemi ile ulaşılan 26 işsiz öğretmenden oluşmaktadır.Araştırmada 47 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmada öğretmenlerle yapılan görüşme kayıtları araştırmacı tarafından çözümlenerek, bilgisayar ortamında görüşme metinlerine dönüştürülmüştür. Öğretmenlerle yapılan görüşmelerden elde edilen veriler, nitel veri analizi tekniklerinden biri olan, betimsel veri analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu araştırmadan elde edilen bulgulara göre ataması yapılmayan öğretmenler çoğunlukla dershane öğretmenliği ve ücretli öğretmenlik başta olmak üzere lise ve daha alt düzeyde eğitim gerektiren, düşük ücretli, geçici, kesintili, güvencesiz işleri yapmakta bir yandan da KPSS'ye hazırlanarak her hangi bir devlet okuluna atanarak `asıl` işlerini aramaya devam etmektedir. Dolayısıyla mezun olduklarında devlet okullarında kadrolu ve güvenceli bir öğretmen olarak çalışacakları varsayılan öğretmenler ucuz işgücü olarak herhangi bir işte çalışmak zorunda kalarak mavi yakalılaşmıştır.2003 yılında 162 bin 438 öğretmen adayı KPSS'ye başvurmuş, bunların sadece % 14,04'ü yani 22 bin 814'ü atanmış, % 85,96'sı yani 139 bin 624'ünün ise ataması yapılmamış ve işsiz kalmışken, 2013 yılında ise bu sayı oldukça artarak 345 bin 664 öğretmen adayı KPSS'ye başvurmuş, bunların sadece % 11,57'si yani 40 bini atanmış, % 88,43'ü yani 305 bin 664'ünün ise ataması yapılmamış ve işsiz kalmıştır.Öğretmen işsizliği daha çok 30 yaşın altında görüldüğü ancak 30 yaşın üzerinde de öğretmen işsizliğinin azımsanmayacak düzeyde devam ettiği saptanmıştır. 30 yaş üzerindeki öğretmenlerin 30 yaş altındaki öğretmenlere göre görece daha az işsiz olmaları yaş ilerledikçe, öğretmen olarak kadrolu ve güvenceli istihdam edilmekten vazgeçmeleri ve kendi alanları dışında herhangi başka işlerde de istihdam edilmeyi kabul etmeleridir.İşsizliğin üniversitelerin sosyal bilimlere ait öğretmenlik alanlarından mezun olanlarda daha çok görüldüğü sonucu elde edilmiştir. Buna göre fen bilimleri alanlarının piyasaya eklemlenebilmesinin daha kolay olması ve neoliberal politikaların artışı ile piyasa mekanizmasının daha fazla güçlenmesiyle bu mezunlara yönelik işlerin sayısının diğerine göre daha fazla olmasıdır.Öğretmen işsizliği lisansüstü eğitim görenlerle birlikte değerlendirilince lisansüstü eğitim görmenin işsizliği azaltıcı ya da kamu okullarına atanmayı kolaylaştırıcı bir etmen olmadığı görülmektedir.İşsiz öğretmenlerin, mezuniyetleri sonrasında büyük bir çoğunlukla çalışmak zorunda kaldıkları görülmektedir. Sosyal sermayeleri gereği işsiz yaşamlarını idame ettirme olanakları olmadığı için ailelerine yük olmamak için çalışma yaşamında yer almaktadırlar.İşsiz öğretmenler, neoliberalizmin etkisi ile esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşması sonucu genellikle geçici, sözleşmeli, güvencesiz, düşük ücretli ve nitelik gerektirmeyen işlerde kısa sürelerde çalışmaktadır ve bunun sonucu olarak da sık sık işsiz kalmaktadırlar.İşsiz öğretmenler kamu sektöründe çalışmayı hedeflemekte bu hedefe ulaşmak için ise genellikle lisans eğitimlerinin son senesinden başlayarak KPSS kurslarına gitmektedir. Lisans eğitimlerinin son senesinde ve mezuniyetlerinin hemen sonrasında KPSS'den iyi bir puan alıp atanacaklarına ilişkin inançları yüksek olmaktadır. Bu inançla KPSS'ye hazırlanmakta, ancak işsizlik süreleri ve sıklığı arttıkça bu beklentilerin düştüğü, kullandıkları iş arama kanallarının farklılaştığı sonucu elde edilmiştir. Sonraki zamanlarda işsizliğin çok boyutlu karakterine ilişkin daha geniş açılardan değerlendirmeler yapmaları ve eğitimlerinin kendilerine bir altın bilezik sağladığına yönelik inançlarının azalışı ile hemen her türlü iş arama yolunu kullanmaya başlamaktadırlar.Katılımcılar, bir devlet okuluna kadrolu ve güvenceli olarak atanma olasılığını düşük görmektedir; buna rağmen bazılarının yine de atanma olasılığına dair bir umut taşıdıkları saptanmıştır. Bazı katılımcıların ise atamaların umut ederek ya da bekleyerek olamayacağı yani bu sürecin Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) olağan süreçlerine bırakılamayacağı, ancak mücadele edilerek atama hakkının elde edileceğine inandığı görülmektedir.AYÖP içerisinde yer alan katılımcıların tamamı AYÖP'ü hak arama mücadelesi içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiş, sitemlerini dile getirmenin ve seslerini duyurmanın önemli bir aracı olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir. AYÖP'ün işsizlik sorununu sistemin içerisinde çözmeye çalışan bir hareket olduğu görülmektedir. AYÖP'ün atama politikalarını belirleyen siyasal güçten bazı haklar elde ederek, öğretmen işsizliğini kısmen ya da tamamen çözebilmenin mücadelesi verdiği söylenebilir. ABSTRACTEND OF WELFARE PROFESSIONS: UNEMPLOYMENT OF TEACHERS IN TURKEY AND CRITICAL ANALYSIS OF UNASSIGNED TEACHERS' ACT Kiraz, ZaferDoctorate, Department of Educational Economics and PlanningThesisAdvisor: Prof. Dr. Nejla KurulOctober 2014,171+VIII pagesIn this study, it was aimed to describe the variables determining the unemployment of unassigned teachers, their unemployment experiences, and their experiences of organizing upon overcoming the problem as a social act. The research on screening model was carried out upon two study groups. The first study group included unemployed teachers among Unassigned Teachers' Platform (UTP) inAnkara, Adana, Amasya, Diyarbakır, İstanbul and Tokat provinces between 30rd April, 2013 and 17th September, 2013; and the second study group included 26 unemployed teachers reached through snowball samplingmethod in which the researcher is not directly recognized and unemployed teachers that were not among in the same provinces between the same date intervals. Semi-structured interview form including 47 questions was used in the research. In the study, interview records made with the teachers were analysed by the researcher, and transformed into interview texts on computer environment. The data obtained from the interviews made with the teachers were analysed using descriptive data analysis as one of the qualitative data analysis techniques. According to the findings obtained from this research, unemployed teachers mostly carry on low-paid, temporary, intermittent, unsecured business requiring high school or lower level of education such as paid teaching or teaching in private courses, as the leading; and maintain looking for their `real` profession as being assigned to a state school through preparing for KPSS (PPSE-Public Personnel Selection Examination), on the other hand. Accordingly, teachers assumed to work as a permanent and secured in state schools when they graduate have turned into blue-collars as being obliged to work at any job as low-cost labour. Whereas in 2003, 162.438 prospective teachers applied the KPSS (PPSE - Public Personnel Selection Examination), only 14,04% of them, 22.814 applicants, were assigned and 85,96% of them, 139.624 applicants, remained unassigned and hence unemployed, in 2013 the number of unassigned teachers dramatically increased by the fact that 345.664 prospective teachers applied to the KPSS, only 11,57 % of them, 40.000 applicants, were assigned and 88,43 % of them, 305.664 applicants, remained unassigned and hence unemployed. Although teacher unemployment is observed mainly under the age 30, it is also confirmed in this study that a considerable amount of teacher unemployment persists above the age 30. The teachers who are above 30 have less unemployment rate because of the fact that they give up seeking for tenure track and secure employment positions as they get older. Teacher unemployment is observed among the graduates of social sciences and humanities more than the graduates of natural sciences. This result underlines the fact that for the graduates of natural sciences to be included to the market is a smoother process. Also, the resurgence of the market mechanisms by the rise of neoliberal policies opens larger job opportunities for the natural science graduates in comparison to the social science graduates, even if the quality and working conditions in these jobs are, too, under derogation. Considering teacher unemployment together with attending graduate study institutions, it is observed that having a graduate degree has no positive impact on decreasing unemployment rate or having been assigned to public schools for these teachers. The unemployed teachers are mostly obliged to work after graduation. Considering their lack of social capital they are not able to subsist without working and they do not want push their already limited family support. The unemployed teachers generally work at temporary, not tenured, insecure, low-salaried, unqualified jobs as a result of the spread of the flexible working forms under the effect of neoliberalism, and therefore they remain unemployed quite often. The unemployed teachers target to work at public sector and in order to achieve this end they start to take KPSS classes generally by the last year of their undergraduate education. They have strong belief in getting a high score at the KPSS when they are in their last year of graduate education or just after the graduation. With this belief, they prepare for the KPSS, but in time, when their unemployed or temporary work conditions persist, their expectations begin to fall down and they tend to look for jobs through different channels. They later start to analyze the multi dimensional character of the phenomenon of unemployment through a larger perspective and together with the increasing disbelief in their education as a skill that one can use to support oneself they start to use the way of looking for any kind of job. Interviewees presume that their assignment to a public school with a tenure track position is a low possibility; however, it is observed that some of them still keep this hope. Some interviewees, on the other hand, believe that the assignment should not be left to a dime hope or a long lasting waiting of the usual processes of Ministry of Education, but one should struggle for the assignment as a right.All of the interviewees who are a part of the AYÖP (Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu – The Unassigned Teachers' Platform) expressed that the AYÖP has a remarkable place in their struggle for rights and it is an important tool for publicizing their voice and their concerns. It seems that the AYÖP tries to solve the unemployment problem inside the system. It gives an effort to gain some rights from the political power that determines assignment policies and an effort to solve teacher unemployment problem entirely or partly.
Collections