Belleğin politik inşası olarak vatan anlatısı: Türkiye'deki siyasal ritüeller üzerinden bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu doktora tezi çalışmasında, Türkiye'nin Cumhuriyet döneminde kutlanan 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olmak üzere dört milli bayram üzerinde vatan anlatısı teması çerçevesinde bir inceleme yapıldı. Bu inceleme, gazete, dergi, broşür, poster, kartpostal ve pul gibi yazılı ve görsel basın materyallerindeki bayramın anlam ve önemine ilişkin mesajlara bakılarak yapıldı. Bu kapsamda, milli bayram kutlama törenlerindeki ritüel pratikler, toplumsal belleği biçimlendirme işlevleri bakımından ele alındı. Böylece ritüel pratiklerin, politik iktidarın milli bayram kutlamaları yoluyla, çocuklar, gençler, askerler ve aileler gibi failler aracılığıyla toplumsal yapı üzerinde devletin varlığını ve devamlılığını sağlamak amacıyla etkili olduğu gösterildi. Bunu göstermek içinse, kutlamalar kapsamındaki siyasal ritüellerdeki anlatı, sembol ve performans gibi yapısal unsurlar, yine bu çalışma kapsamında oluşturulan ritüel çözümleme yöntemiyle çözümlendi. Bu çözümlemede, beden ve toprak gibi vatan anlatısının iki temel bileşenine ilişkin ritüel pratiklere odaklanıldı. Bu pratiklerde yer alan beden unsuru, devletin tahakkümünün bir tezahürüyle oluşan, askeri disiplin yöntemleriyle terbiye edilerek bir `ahenk` ve `birlik` içindeki güçlü ve sağlıklı `terbiye edilmiş bedenler` olarak çözümlendi. Buna göre, `Türk milleti` oluşturmak ve sonra da onu korumak için oluşturulan bu `terbiye edilmiş bedenler`in, politik iktidarın söylemiyle toplumsal belleğin imgesi haline getirildiği gösterildi. İkinci olarak toprak unsuru ise, devletin egemenliğinin bir tezahürü olarak `sınırları çizilmiş topraklar` olarak `Türk vatanı` nı oluşturduğu, dahası bu `sınır` imgesiyle de belleklerde bu vatanın korunduğu söylemiyle somutlaştırıldığı görülmektedir. Sonuç olarak çocukluktan gençliğe, gençlikten askerliğe, askerlikten aileye, kadından erkeğe doğru biçimlenen bedensel terbiye araçları, milli bayramların ana teması vatan anlatısı çerçevesinde toprağın vatan haline getirilmesinde bir `hamur` olarak `biçim` verilen bir imge olarak gösterileştirilmiştir. Bu da, politik iktidarın hem bireysel belleği hem de toplumsal belleği, politik söyleminin uzamı olarak inşa ederek, bireyi ve ait olduğu toplumu biçimlendirdiği sonucunun çıkarılmasını sağlamıştır. In this doctoral thesis, an analysis was made within the framework of the theme of homeland narrative on four national holidays, such as 23 April National Sovereignty and Children's Day, 19 May Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day, 30 August Victory Day and 29 October Republic Day which were celebrated in the Republican period of Turkey. This analysis was carried out by looking at the messages about the meaning and importance of the national holiday in printed and visual media materials such as newspapers, magazines, brochures, posters, postcards and stamps. In this context, ritual practices in national holiday celebration ceremonies were discussed in terms of their functions of shaping social memory. Thus, it has been shown that ritual practices are effective in ensuring the existence and continuity of the state on the social structure through the national holiday celebrations of the political power and the perpetrators such as children, youth, soldiers and families. In order to show this, structural elements such as narrative, symbol and performance in political rituals within the scope of celebrations were analyzed with the ritual analysis method created within the scope of this study. In this analysis, the focus is on ritual practices related to the two basic components of the homeland narrative, such as the body and the land. The body element in these practices, formed as a manifestation of the domination of the state, trained with military discipline methods, was resolved as strong and healthy `diciplined bodies` in a `harmony` and `unity`. Accordingly, it has been shown that these ` diciplined bodies`, which were created to create and then protect the `Turkish nation`, were turned into images of collective memory with the discourse of political power. Secondly, the element of land, as a manifestation of the sovereignty of the state, constitutes the `Turkish homeland` as the `demarcated lands`, and moreover, it is seen to be embodied in the discourse that this homeland is protected in the memories with this `border` image. As a result, the means of physical training, which are shaped from childhood to youth, from youth to the soldiers service, from military service to family, from woman to man, are shown as an image that is `formed` as a `dough` in making the land a homeland within the framework of the motherland narrative, the main theme of national holidays. This led to the conclusion that political power shapes the individual and the society to which it belongs, by constructing both individual memory and collective memory as the space of his political discourse.
Collections