18. yüzyıl'da İstanbul Sayfiye Sarayları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı hanedanı, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetmesiyle birlikte en görkemli yıllarını İstanbul'da yaşamıştır. Bu nedenle devletin gücünü ve döneminin özelliklerini yansıtan yapıların çoğu İstanbul'da inşa edilmiştir. Önem taşıyan yapılar arasında saraylar da yer almıştır.Saraylar birçok yapının bir araya gelmesi ile oluşturulan kompleks yapılardır. Bununla birlikte Osmanlı'da saray kavramının geniş bir yapı grubunu içerdiğini de belirtmek gerekir. Örneğin, devletin yönetildiği ve padişahın ailesi ile birlikte sürekli ikamet ettiği büyük sarayların yanı sıra günübirlik kullanılan biniş sarayları ve mevsimlik ya da birkaç günlük kullanılan göç sarayları gibi.Sayfiye sarayı veya yazlık saray olarak adlandırılan yapılar ise özel olarak düzenlenmiş bir bahçe içerisinde yer alan kasır ve köşklerden oluşan yapılardır. Bahçesinde çeşitli eğlenceler düzenlendiği için bu grup saraylarda bahçe düzenine daha fazla önem verilmiştir. İstanbul'da da sayfiye saray kullanımı, özellikle Lale Devri'nin parlak yaşantısına hizmet etmek üzere, 18.yüzyılda – III. Ahmed- döneminde artmıştır. Ancak ekonomik olmaları ve kısa sürede tamamlanmaları gerektiğinden seçilen yapım sistemleri zamana ve isyanlara karşı dayanamamış; bu yapıların çoğu günümüze ulaşamamıştır. Bu nedenle sayfiye saraylarına yönelik çalışmalar da oldukça kısıtlı kalmıştır.Bu çalışmada, 18. yüzyılda İstanbul'da inşa edilmiş/kurulmuş, genişletilmiş veya onarılmış; fakat çoğu değişime uğramış ya da günümüze ulaşamamış sayfiye saraylarının incelenerek literatüre kazandırılması amaçlanmaktadır. Ancak sayfiye sarayları geniş kapsamlı bir konu olduğu için çalışma, III. Ahmed dönemi -Lale Devri olarak adlandırılan dönemi de kapsadığı için- ile sınırlandırılmıştır. III. Ahmed döneminde mevcut olan sayfiyelerden de Haliç ve Boğaziçi'nde konumlananlar ele alınmıştır. Literatür araştırmasına dayalı çalışma kapsamında öncelikle, 18. yüzyıl başında mevcut olan yada inşa edilen, sayfiye sarayı olarak kullanılan yapıların ve hadaik-i hassaların konumları tespit edilmiştir. Daha sonra Haliç ve Boğaziçi'nde konumlananlar, tarihlerine göre sıralanarak mimari özellikleri, kullanım şekilleri, tarihsel süreçteki gelişim ve değişimleri incelenmiştir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, sarayların kullanım şekilleri, benzerlik ve farklılıkları açısından mimari özellikleri, süreç içerindeki değişimleri doğrultusunda bugünkü durumları değerlendirilmiş; kullanım şekilleri üzerinden de dönemin yaşam şekline ışık tutulmaya çalışılmıştır. With the conquest of Istanbul by the Fatih Sultan Mehmed, the Ottoman dynasty lived its most magnificent years in Istanbul. For this reason, most of the buildings which reflect the power of the state and the characterists of the period were built in Istanbul and palaces has taken part in these important buildings.Palaces are complex structures formed by the combination of many structures. However, the concept of palace in the Ottoman Empire includes a large group of buildings. For example, beside the large palaces where the state is ruled and the sultan lives permanently with his family, there were such as biniş palaces used for the day and göç palaces used seasonally or for a few days.Summer resorts means a kiosk which have a special designed gardens. Because of organized various entertainment in the garden, they gave more attention to designed gardens. The use of summer residences, which started after the settled life in Istanbul, increased especially in the 18th century - Ahmet III - to serve the bright life of the tulip era. However, because they were to be economical and to be completed in a short time, the chosen construction systems could not stand up to time and riots; many of these structures have not survived to the present day. For these reason, surveys on the summer resort palaces were also limited.In this study, built/established, expanded or repaired in Istanbul in the 18th century; however, it is aimed to examine the summer palaces, most of which have undergone changes or have not reached the present day, and to bring them into the literature. However, since the summer palaces are a wide-ranging subject, the study was not carried out in the III. Ahmed period -as it includes the period called Tulip Era- is limited to. Among the summer houses that existed during the reign of III. Ahmed, those located in the Golden Horn and the Bosphorus were discussed. Within the scope of the study based on literature research, first of all, The locations of the existing or built structures used as summer resorts and hadaik-i hassas at the beginning of the 18th century were determined. Later, those located in the Golden Horn and the Bosphorus were listed according to their dates, and their architectural features, usage patterns, development and changes in the historical process were examined. In line with the findings, the architectural features of the palaces in terms of usage patterns, similarities and differences, and their current status in line with the changes in the process were evaluated; It has been tried to shed light on the way of life of the period through the usage patterns.
Collections