Halid Ziya Uşaklıgil'in hikayeleri üzerine anlatıbilimsel bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Anlatma insan için bir ihtiyaçtır. İlkel dönemlerde mağara duvarlarındaki figüratif tasvirlerden modern hayattaki dijital metin ve görsellere kadar hepsi bu ihtiyacı karşılamadaki unsurlardır. Anlatmaya dayalı türler, destanlar, masallar, menkıbeler, halk hikâyeleri ile devam eder. Bu anlatı türleri şekil ve konu bağlamında birbirine benzeyen ve ayrılan özelliklere sahiptir. İlk hikâyelerde Doğu edebiyatının izleri görülüyorken Batılı anlamda hikâye Tanzimat ile birlikte görülmeye başlamıştır. Daha çok romancılığıyla tanınan Halid Ziya Uşaklıgil'in hikâyeciliği de romancılığı kadar başarılıdır. 1888'de yayımlanan ilk hikâyeleri modern hikâyecilik için önemli örneklerdir. Servet-i Fünun öncesi, Servet-i Fünun, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde yazıp yayımladığı küçük ve büyük hikâyeleriyle aktif bir yazı hayatı olmuştur. 1960'larda bir disiplin hâlini alan anlatıbilimin kökleri Platon ve Aristo'nun mimesis ve diegesis kavramlarına kadar uzanır. Saussure geleneği, Rus Biçimciliği, Prag Ekolü, Yeni Eleştiri anlatıbilimin bir disiplin hâlini almasına kadar geçen süreçte disipline temel oluşturan fikirler vermişlerdir. Anlatıbilim eser merkezli incelemeyi savunan bir yaklaşıma sahiptir. Çalışmamızda anlatıbilim kuramı, Halid Ziya Uşaklıgil'in hikâyelerinde eser merkezli okumayapılarak uygulanmıştır. Anlatıbilimsel inceleme zaman ve mekân kavramlarıyla sınırlandırılmıştır. Gérard Genette'in öyküleme zamanı kavramına ait üç tipolojisi ve anlatıdaki ritim unsurları tespit edilmiştir. Mekân irdelenirken Marie-Laure Ryan ve Seymour Chatman'in görüşleri dikkate alınmıştır. Narration is a human need. From figurative depictions on cave walls in primitive times to digital texts and images in modern life, they are all elements that fulfill this need. It continues with narrative genres, epics, tales, legends and folk tales. These narrative types have features that are similar and separated in form and subject context. While the traces of Eastern literature were seen in the first stories, the story in the Western sense began to be seen with the Tanzimat. The storytelling of Halid Ziya Uşaklıgil, who is better known for his novels, is as successful as his novelist. His first stories published in 1888 are important examples for themodern storyteller. He had an active writing life with small and big stories he wrote and published before Servet-i Fünun, Servet-i Fünun, Constitutional Monarchy and Republic periods. The roots of narrative science, which became a discipline in the 1960s, go back to Plato and Aristotle's concepts of mimesis and diegesis. Saussure tradition, Russian Formalism, Prague School, New Criticism gave ideas that formed the basis of the discipline in the process until the narrative became a discipline. Classical narrative science has an approachthat advocates work-centered analysis. In our study, the theory of narratology was applied by reading the stories of Halid Ziya Uşaklıgil through a work-centered reading. Narrative analysis is limited to the concepts of time and space. Three typologies of Gérard Genette's narrative time and rhythm elements in the narrative have been identified. The views of Marie Laure Ryan and Seymour Chatman were taken into consideration while examining the space.
Collections