Ermeni sorununun önemli bir aktörü olarak Sis katoğikosluğu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın ana ilgisi Ermeni sorununun taraflarından biri olan Sis Katoğikosluğunun Ermeni olaylarındaki rolünü ve Ermeni sorunu karşındaki tutumunu ortaya koymaktır. Bu doğrultuda yapılan çalışma boyunca Sis Katoğikosluğunun kuruluşundan itibaren geçirdiği evreler ile günümüze kadarki süreç içerisinde Ermeni sorununda nerede durduğu, Ermeni sorununa karşı nasıl bir tutum sergilediği ve olaylar karşındaki rolü ayrıntılarıyla ele alınmaktadır.Tezimizin temel argümanı, Sis Katoğikosluğunun Osmanlı Devleti'nin son döneminde ortaya çıkan Ermeni sorunu karşısında İstanbul Ermeni Patrikliğine ve Rusya'nın tesiri altındaki Eçmiyazin'e karşıtlık üzerinden, kışkırtıcılıktan uzak, Osmanlı Devleti'ne sadıkâne bir tutum izlediğinin vurgulanmasıdır. Bu tutum zaman zaman aksamış olsa da Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam etmiştir. Hatta Osmanlı Devleti ile işbirliğine girerek Eçmiyazin Katoğikosluğu ve İstanbul Patrikliğine cephe almıştır. Eçmiyazin Katoğikosluğu ise İstanbul Ermeni Patrikliği vasıtasıyla Sis Katoğikosluğunu ortadan kaldırma, bu mümkün olmadığı takdirde pasifleştirme çabaları içersindedir. Nitekim 1863 Ermeni Milleti Nizamnamesi, İstanbul Ermeni Patrikliğinin Sis Katoğikosluğuna müdahalesinin yasal alt yapısını oluşturdu. Böylece Sis Katoğikosluğu, görünürde İstanbul Patrikliği, gerçekte ise Eçmiyazin Katoğikosluğu ile (Politik olarak da Osmanlı Devleti ile Rusya arasında) yaklaşık elli yıl süren bir çatışma dönemine girdi. Bu dönemde Rusya ise Eçmiyazin Katoğikosluğu üzerinden İstanbul Ermeni Patrikliğini ele geçirip, Patrikhane vasıtasıyla da Osmanlı Ermenilerine hâkim olma siyaseti yürüttü.Osmanlı Devleti, Ermeni Amira Kazaz Artin ve Ahmet Cevdet Paşa'nın uyarı ve raporları doğrultusunda Sis Katoğikosluğunu Eçmiyazin Katoğikosluğuna karşı korumuş ve varlığının devamı için çalışmıştır. Ermeni Patrikhane Meclisi Başkanı Odyan Kirkor'un ` Eçmiyazin için Kilikya (Sis Katoğikosluğu) saklanmalıdır` sözü, Ermeniler için birden çok ruhani merkezin olmasının Ermeni toplumu için gerekliliğine dikkat çekmiş, Sis Katoğikosluğunun mevcudiyeti Ermeni toplumu için bir sigorta görevi yürüttüğünü düşünen Ermeni aydınlarının düşüncelerine tercüman olmuştur. Bu durum Osmanlı Ermeni entelijansının yekpare bir yapıda olmadığını, aralarında temel görüş ayrılıklarının yaşandığını göstermesi açısından önemlidir. Bu bağlamda Osmanlı Devleti, özellikle de II. Abdülhamit, Sis Katoğikosluğunu ön plana çıkararak, Osmanlı Ermenilerinin Rusya'ya meylini ortadan kaldırmaya yönelik bir politika yürüttü. Osmanlı Ermenilerinin Eçmiyazin Katoğikosluğu ile arasındaki dini rabıtayı koparma siyaseti, Sis Katoğikosluğunu Osmanlı Ermenilerinin tek ve resmi katoğikosu olarak tanımasıyla sonuçlandı. Sis Katoğikosluğu, İstanbul Ermeni Patrikliği ve Eçmiyazin Katoğikosluğu ile girdiği mücadele yanında misyonerlik faaliyetlerinin de tehdidi altında kaldı. Katoğikosluğun misyonerlerle imtihanı Haçlı Seferleri'yle başlamış, Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar sürmüştür. Ne yazık ki misyonerlik faaliyetleri karşısında hem katoğikosluk hem Osmanlı Devleti aciz kalmıştır. 1909 Olayları'na kadar misyonerlere karşı sert tutumunu sürdüren Katoğikosluk, yaşanan olaylar neticesinde bu kuruluşlarla işbirliğine kadar giden bir ilişki süreci yürütmüştür.Sis Katoğikosluğu 1878 yılından itibaren adeta Osmanlı ülkesini kasıp kavuran Ermeni komite faaliyetleri ve isyanlarında -en azından resmiyette- devletin yanında yer alarak, olayların yatıştırılmasında gayret gösterdi. Bölgedeki Taşnak ve Hınçak yapılanmasına karşı devletin yanında yer aldı. Sis Katoğikosu Sahak Kabayan gerek komitecilere karşı, gerek 1909 olaylarında ve tehcir dönemindeki tutumuyla Osmanlı Devleti'nin güvenini kazandı. 1916 tarihli Ermeni Katoğikosluğu ve Patrikliği Nizamnamesiyle Osmanlı tebaası Ermenilerinin katoğikosu olarak atandı. Ancak I. Dünya Savaşı'nın kaybedilmesiyle bu nizamname 1918 yılında yürürlükten kaldırılarak tekrar 1863 Ermeni Milleti Nizamnamesi 'ne dönüldü.I. Dünya Savaşı, bölgedeki tüm dengeleri değiştirdi. Bölge Fransız işgaline uğradı. Sis Katoğikosluğu, Kilikya bölgesinde İtilaf Devletleri'nin desteğini alarak özerk bir Ermeni Devleti kurma çabası içerisine girdi. Bu amaçla Sis Katoğikosu Sahak Efendi, Fransa, İtalya ve İngiltere'de bir dizi görüşmeler yaptı. İtilaf Devletleri ve özellikle Fransa'nın bu talebe olumsuz cevap vermesiyle bölgede bir Ermeni Devleti'nin kurulma zemini de ortadan kalkmış oldu. Fransa'nın 1921 Ankara Antlaşması'yla bölgeyi boşaltması Katoğikosluğun Sis'teki yaklaşık 700 yıldan beri süren varlığını sona erdirdi. Bölge Ermenilerinin Suriye ve Lübnan'a göç etmesiyle katoğikosluk makamı önce Halep'e sonra da Beyrut'un Antilyas semtine taşındı. Sis Katoğikosluğu, Soğuk Savaş döneminde ABD ve Batılı Devletler tarafından SSCB'ye ve Eçmiyazin'e karşı desteklenerek bu döneminin bir parçası haline getirildi. Bu durum Soğuk Savaş döneminin sonuna kadar yaklaşık elli yıl sürdü.Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, SSCB'nin dağılmasıyla Ermenistan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına kavuşması yeni bir dönemin kapılarını açtı. Bu yeni dönem, Kilikya Katoğikosluğu, Eçmiyazin Katoğikosluğu, Diaspora Ermenileri ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında tarihte olmadığı kadar bir yakınlaşma ve işbirliğini doğurdu. Günümüzde Sis Katoğikosluğu, Kilikya Katoğikosluğu adı altında Ermeni Diasporasının önemli bir aktörü olarak dini ve siyasi mevcudiyetini devam ettirmekte, soykırım, tanınma, tazminat, mülk ve toprak gibi Ermeni taleplerinin savunucusu ve sözcüsü olarak çalışmalarını etkin olarak sürdürmektedir. The main focus of this study is to prove the role and position of the Armenian Catholicosate of Cilicia in the Armenian issues. In this study, the evolution and position of the Catholicosate is analyzed in detail from the establishment of the instutituion to the current time with respect to armenian issues, it's position and role it played.Main argument of this thesis is to prove and emphasize that the Armenian Catholicosate of Cilicia (Sis) has played an important role in the later period of Ottoman Empire as a balancing instutituion against the position and policies of the Partiachiate in Istanbul and Etchmiadzin in a moderating role, supported the Ottoman Government in a loyal position and did not agitate the issues like the other two. Even though this general position was interrupted at times, it continued until the collapse of the Ottoman Empire. In addition, Armenian Catholicosate of Cilicia cooperated with the Ottoman government and took a counter position against the Partiachiate in Istanbul and Etchmiadzin. Catholicosate in Etchmiadzin tried to do away with the Catholicosate of Cilicia by the way of Armenian Partiachiate in Istanbul and when it was not succesful, at the least tried to neutralize the Partiachiate in Cilicia. As a matter of fact, 1863 Armenian regulation created the legal justification of overrule of the Partiachiate in Istanbul over the Catholicosate of Cilicia. With this regulation, Catholicosate of Cilicia entered into a fifty year long overt clash with the Partiachiate in Istanbul ( in political terms, it was a clash between the Ottoman Empire and Russia) but in reality, it was a covert clash with the Catholicosate of Etchmiadzin. During this fifty year period, Russia tried to take the control over the Partiachiate in Istanbul by using the Catholicosate of Etchmiadzin and therefore take control of the Ottoman Armenian millet.Ottoman Government protected the Armenian Catholicosate of Cilicia against the Catholicosate in Etchmiadzin and worked to keep its existence after receiving the warnings and reports of Armenian Amira Kazaz Artin and Ahmet Cevdet Paşa. Odyan Kirkor, the chairman of the council of the Armenian Partiachiate said the following; ` Armenian Catholicosate of Cilicia is necessary for Etchmiadzin.` By saying that, he articulated the thinking of the Armanian intellectuals and, having more than one spiritual center's necessity for the long term interest of the Armenian Millet as an insurance. This thinking also shows that the Ottoman Armenian intellectuals of the time was not a singular entity with one position, it had multiple positions with fundamental differences of opinion among them. In this vein, the Ottoman Government, especially the Sultan Abdulhamit II, by pushing the primacy of the Catholicosate of Cilicia to abate the tendancies of the Ottoman Armenians towards Russia. In order to break the religious bond between the Ottoman Armenian Millet and the Catholicosate in Etchmiadzin, Ottoman government officially recognized the Catholicosate of Cilicia as the only official Catholicosate of the Ottoman Armenian Millet.In addition to the clash Catholicosate of Cilicia undertook againts the Catholicosate in Etchmiadzin and the Partiachiate of Istanbul, it was under the threat of missionary activities throughout. The struggle of the Catholicosate of Cilicia against the missionary activities started with the Crusades and lasted until the collapse of the Ottoman Empire. Unfortunately, both the Catholicosate of Cilicia and the Ottoman government was helpless and inadequate against these continuous missionary activities. Having a very strong opposion against these missionary activities up until the 1909 events and due to the events that transpired, Catholicosate of Cilicia changed its position and even cooperated with these missionary organizations.Catholicosate of Cilicia was on the side of the Ottoman government -at the least officially on paper-trying to quell the Armenian sedition and Taşnak - Hınçak activies that was like a firestorm starting in 1878 and, tried to help the govenment. Also, it was on the side of the government against the Taşnak and Hınçak party establisment and activities. Catholicos Sahak Kabayan gained the trust of the Ottoman government by siding with Ottoman government against the activities of the seditionists and, his position during the 1909 events as well as during the exile of the armenians. He was appointed as the Catholicos of the Armenian Millet with the 1916 govenment decree. But, with the defeat of the Ottoman Empire in First World War, this decree was cancelled and the 1863 Armenian decree got re-established. The First World War changed all the equilibrium in the area. Area got occupied by France. Catholicosate of Cilicia started the effort of establishing an independent Armenian government by seeking the support of the Allies. Catholicos Sahak Efendi had a number of meetings in France, Italy and England for this goal. Allies, especially France rejected this request and with this response, the needed conditions for this effort did not materialize. With the 1921 Ankara Peace negotiations and agreement between France and the New Turkish Government in Ankara, France withdrew from the region and with that, 700 year existence of Armenian Catholicosate of Cilicia came to an end. Armenian Millet in the region moved to Syria and Lebanon along with the withdrawing French forces. With this move, Catholicosate of Cilicia first moved to Aleppo, then to Antelias district in Beirut. During the Cold War, Catholicosate of Cilicia was supported by USA and the Western Governments as a bulwark against the Soviet Republic as a counter force and the effect of the Catholicosate in Etchmiadzin and became a part of this era. This period lasted about fifty years until the end of the Cold War.A new era started with the end of the Cold War, the collapse of the Soviet Government and the independence of Armenia. This new era caused the unprecedented cooperation and closeness between the Catholicosate of Cilicia, Catholicosate of Etchmiadzin, Armenian Diaspora and the New Armenian Government. İn these days, Catholicosate of Sis is continuing its religious and political existence under the name of Catholicosate of Cilicia as an important actor of Armenian Diaspora, continuing the defence of the armenian positions regarding claims of genocide, recognition, reparation and land claims in an effective and vocal way.
Collections