`Heinrich Böll`ün Babasız Evler ve Reşat Nuri Güntekin`in Çalıkuşu eserlerindeki kültürlerarası çağ eleştirisi`
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada Alman ve Türk toplumlarının geçmişteki yaşamlarından, günümüze kadar meydana getirdikleri aktarımlarının ve yaşadıkları olayların; geçmişte aynı olayları yaşamalarına rağmen farklı tepkiler verdiklerinden, dolayısıyla günümüzde kendi değerlerini oluşturduklarından bahsedilmiştir. Bu bağlamda farklı kültürler, farklı birikimlere sahip olmalarını ve farklı dilleri konuşmalarını sağlamıştır. Kültür için en önemli araç dildir. Kültürlerarası seyahat ise, öncelikle dil bilmekle mümkün olacaktır. Kültürler arasılığı bilmeyen insanlar, diğer insanların düşüncelerini ve olaylar karşısındaki davranışlarını anlamakta güçlük çekerler. Günümüz toplumlarının davranışlarının kökenini bulmak için geçmişteki yaşanmış olaylara bakılır. Bu olayların en önemlisi savaştır. Çünkü, savaşlar kültür değişimine, nüfus değişimine, yer değişimine vb. sebep olmuştur. Bu bilgilerden yola çıkarak; savaş ve savaş sonrası dönemde, yok olmanın eşiğinden dönmüş bu toplumların yaşadıkları sıkıntılara, Alman ve Türk toplumlarını karşılaştırılarak yer verilmiştir. Savaş sonrası dönemde her toplum sıkıntı yaşamıştır. İnsanların yaşamlarını devam ettirmelerindeki en önemli faktör kadındır. Kadının bakış açısı ve eğitim seviyesi, toplumların gelişmesinde etken olmuştur. Mesela, Türk toplumunda mermi taşıyan, savaşan Fatma Bacı'nın toplumunun geleceği için yaptığını kim unutabilir? Aynı şekilde, Babasız Evler adlı eserindeki kadınların yaşadığı sıkıntılara baktığımızda, birbirine benzerdir. Çalıkuşu romanında bir öğretmenin toplumunun toparlanmasındaki rolü dikkat çekerken, Babasız Evler eserinde toplumun kazancının durduğu bir dönemde açlık ve sefalet görülmektedir. Savaş sonrası dönemde, bazı insanlar için savaş hala bitmemiştir. Savaşın ardında bırakmış olduğu yıkıntıda, yaşamlarını bir şekilde devam ettirebilmiş yada devam ettirememiş insanlar vardır. Bir ekmek kırıntısı için, karı kocanın birbirine yalan söylediği, o bir parça ekmeği gizlice yediği yıllardır, bu yıllar. O yıllara nazaran, bu yıllar toplumların daha çok kaynaşma içinde olduğu yıllardır. İşte bu kaynaşma sayesinde ortaya çıkan kültürlerarası iletişimi sağlamadaki davranış özelliklerinin temeli ve kökeni o yıllardaki çekilen sıkıntılara da bağlıdır. Bu tezde; şu anda kültürlenmelerin gerçekleştiği Alman ve Türk toplumlarının geçmişte savaşta yaşadıkları sıkıntılar göz önünde bulundurularak ve aralarındaki ilişkiler incelenerek kültürlerarası çağ eleştirisi yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Savaş sonrası edebiyatı, kültürlerarası edebiyat, kadın, toplum In this study, it is aimed that the German and Turkish societies, from their past lives, to the day-to-day transmissions, in spite of the same events that they had in in the past, they gave different reactions and thus today they have created their own values. In this context, different cultures, different accumulations and speak different languages. In this context, different cultures provided them to have different accumulations and to speak different languages. The most important organ for culture is the language. For intercultural travel, it will be possible to know the language first. People, who do not know interculturality, have difficulty in recognizing other people's thoughts and behaviors. In order to find out the roots of the behavior of today's societies, we look at the past events. The most important of these events is the war. Because, wars have caused to culture change, population change, displacement etc. Starting from this information; In the war and post-war period, the troubles of those societies, which returned from the brink of extinction, were included by comparing the German and Turkish societies. In the post-war period, every society suffered. The most important factor in maintaining the lives of people is the woman. Woman's point of view and level of education were factors in the development of societies. For example, who can forget the efforts of Fatma Bacı, who carried bullets in Turkish society and fought for the future of her society? Likewise, when we look at the distress experienced by the women in the House without Guardian, they are similar to each other. While the role of a teacher in the novel of Çalıkuşu in attracting attention to the recovery of the society, hunger and misery were seen in a period when the income of the society stopped in the novel Houses without Guardian. In the post-war period, the war for some people had not been over yet. In the ruins the war had left behind, there were people who could keep their lives alive or couldn't. These years were the years that a wife and her husband had lied to each other for a bread crumbs and had secretly eaten a piece of that bread. For those years, these years have been a time when societies are becoming more involved. The fundamental and behavioral basis of the intercultural communication that had emerged through this fusion, was dependent on the suffering in those years. In this thesis; the criticism of the intercultural epoch was made by examining the relations and considering the difficulties experienced in war between German and Turkish societies which have now acculturations.Key words: Postwar literature, intercultural literature, woman, society
Collections