Mimarlıkta deneyim söylemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, Agamben'in `deneyimin yıkımı` teorisini temel alarak, bir `deneyim krizi`nin varlığından yola çıkan mimarlık söylemlerini tartışmaya açar. Tezin amacı, `mekan deneyimi`nin aslında ne olduğunu anlamaya çalışmak yerine, bu metinler içerisindeki farklı pozisyonları ve bu pozisyonlar içerisinde `deneyim`in nasıl işletildiğini ortaya koymak olarak özetlenebilir. Bu bağlamda, Le Corbusier, Nieuwenhuys, Rasmussen, Norberg-Schulz, Pallasmaa ve Zumthor'un çeşitli metinleri deneyim yaklaşımları bakımından ayrı ayrı incelenmiştir. Tüm bu metinler farklı pozisyonlardan konuşmalarına rağmen, hem deneyimin doğasında bir değişim olduğu kabulü, hem de bu kaybın bir `gerçeklik/sahicilik` yitimi olarak okunması noktasında ortaklaşırlar. Denebilir ki, herbiri daha `sahici` olduğunu öne sürdükleri bir çeşit deneyim tahayyülüne yaslanarak, aslında bir yandan da kendi meşruluk zeminlerini yaratmaktadırlar. Bu tez çalışması, mimarlıklarını yitirilmiş olan deneyimi yeniden mümkün kılmanın yöntemi olarak sunan bu anlatılara yönelik, Agamben'in teorisi ve Adorno'un eleştirileri çerçevesinde bir yeniden gözden geçirme önerisi sunar. This research, which is based on Agamben's theory of `the destruction of experience`, discusses the architectural texts derived from the assumption of a crisis of experience. The aim of the research can be summed up as presenting various positions through this change and the usage of `experience discourse` in the field of architecture rather than trying to understand what `spatial experience` is. In this context, various ideas from the texts of Le Corbusier, Nieuwenhuys, Rasmussen, Norberg-Schulz, Pallasmaa and Zumthor were discussed in terms of their approaches to spatial experience. Despite different positions of these texts, they have some common points such as the assumption of a critical change in the nature of experience and handling this change as the loss of `authenticity /reality`. It can be inferred that each of these texts create their own legitimising base by asserting one type of experience as more authentic and more real. This research offers an approach to re-review all these texts claiming their ideas as ways of making architectural experiences possible again, according to Agamben's theory and critics of Adorno.
Collections