1980 sonrası sanat ortamının yeni yönelimleri: Kent ve mekan üzerine plastik çözümlemeler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kent, tarihsel süreçte Gotik, Rönesans, Barok dönemler, Romantizm ve sonrasında modern sanatta İzlenimcilik, Dışavurumculuk gibi akımlarla resimde imgeye dönüşmüştür. Oysaki günümüzde insan elinden çıkma bir nesne haline gelmiştir. Özellikle Rönesans'tan sonra sanatçılardaki konu özgürlüğü kenti bir imge olarak öne çıkarmıştır. Çünkü Rönesans ve öncesinde en önemli imge din olduğu için yapılan eserler kutsal sayılmıştır.Kentleri yeniden inşa etme, yenileme modern bir tutumdur. Modernizme göre kent, uygarlığın beşiği, insan aklının en yetkin ürünüdür. Bu bağlamda modernistlerin kente bakış açıları değişmiş ve işlevsel olmuştur. Sergi salonları, galeriler, müzeler modernleşme ile birlikte kamusal alanlarda hizmet vermiştir. Sanayi Devrimi sürecinde kente farklı bir gözle bakan sanatçılar, kent imgesini benimsemişlerdir. Sanatçılar konuları arasına insanların gündelik yaşamları, işçi sınıfı, toplumsal yapı gibi konuları ele almışlardır.Kentin kültürel, ekonomik, sosyal dinamikleri imgenin dönüşümünü belirler. Dolayısıyla kültür dönüşümleri, kentin siyasal, ekonomik bağlamdaki değişmeleri ve teknolojik gelişmeler karşısında kent kimlikleri farklılaşarak netlik kazanmıştır. Kent bazen bir zeminde hayat bulmakta, bazen de göstergeler yardımıyla anlaşılabilmekte ya da siyasal bir söylemin parçası haline gelmektedir. Postmodernizmde kent, çoğulcu, çok sesli, anarşik, oyun oynanan ve denetlenemez kaotik bir oluşum olarak tanımlandıktan sonra sanat, galeri ve müzelerden çıkarak bir seçenek olarak kent içerisinde yaşamını sürdürmüştür. Bu bağlamda kent günümüzde üretim nesnesi konumuna gelmiştir.Bir sorun olarak ele alınan kent, gözlem ve deneyimler sonucunda uygulama çalışmalarına yansıtılmıştır. Kentin pek çok kültürü bir arada yaşatmasından dolayı çeşitlilik ve zıtlıklar, yeni yaşam modellerinin bireyler üzerinde yarattığı sarsıntı, başkalaşım, yabancılaşma ve yalnızlaşma gibi konular uygulama çalışmalarına kuramsal olarak yansımaktadır. Binalar da insanlar gibi birbiriyle uyumsuz ve bir yapı içindedir. Bu yapıya rağmen oluşturulan yanlış kültür politikaları sebebiyle hızla tek tipleşen insan ve kent karşılıklı etkileşimden dolayı hastalıklı bir hale gelmiştir. Toplumsal dönüşüm uygulama çalışmalarının düşünsel boyutunu meydana getirmiştir. Biçimsel olarak, kente ait formlar, gerçekçi bir dilden uzak, göstergelerle aktarılmıştır. Teknik olarak boya ve farklı malzemeler kullanılmıştır. Çalışmalarda kenti olduğu gibi yansıtmak yerine, insanlar üzerindeki etkisi ve bunun ruhsal yansımaları doğrultusunda ifade edilmiştir. Urban, for the art of painting, throughout the time of gothic and Renaissance era, during baroque, romanticism and later impressionism, expressionism and other movements, became the main theme of painting, the image. Especially today, the urban environment is the object of painting. After the Renaissance era, due to the freedom of the subject, urban has been proposed as a theme. Because in the Renaissance times but especially before, religion was the most important theme, reflected in religious artifacts.Rebuilding, renovating cities is a fact nowadays. According to Modernism, the city is the cradle of the civilization, the most perfect product of the human mind. In this context, the perspective of the modernists has been adjusted and became functional. Exhibition halls, galleries, museums have been established and improved and serve the public. During the industrial revolution, the artists looked at urban in a different way than before, adopting the new image of urban. The artists deal in their works with issues such as the daily lives of the people, the working class, the social structures.Urban?s cultural, economic, social dynamics create a new concept, a new image. Therefore, cultural transformations, the city's political and economic changes, technological developments, all these, as it becomes clear, infuence the identity of urban. Urban, at times, lives on a certain stage, recognized by its signs and symbols, becomes part of political discourses. Urban as perceived by post-modernism is pluralistic, multi-voiced, anarchic, uncontrollable, chaotic, after being defined as it appears, art escaped from galleries and museums to reach urban life as an alternative. In this context, urban has become the nurture of production.A problem has been raised regarding urban, as a result of the observations and experience that are reflected in practice. Studies have shown that due to a combination of cultures, diversities, and vivid contrasts, new life models stagger the people, with major issues as alteration, estrangement, isolation. The people just as the buildings of the city are unharmonious and different. But due to wrong cultural policies the people start fast to become monotype and both urban and the people start to be broken down, affecting each other. Application studies have shown the dimension of social transformation. The form, the appearance, the behavior of urban, have been manifested with several indicators. The painting technique use paint and various materials. In this work, the intention is not to display urban as it shows but the psychological effect that has on the people.
Collections