Çağdaş sanatta teknoloji imgesi

Abstract

Sanayi devriminin ardından neredeyse her alanda görülen birtakım yenilikler bir yandan topluma heyecan verici gelse de bazı sorunları beraberinde getirmiştir. İnsanlara empoze edilen teknoloji tutkusu, bireyleri tüketim çılgınlığına yakalanmış kitleler yığınına dönüştürmüştür. Bireyler bu dönüşüm için doğa katliamları ve kent silüetlerinin bozulmaları gibi geri dönüşü mümkün olmayan problemlere sessiz kalarak makineleşmeyi ve teknolojiyi koşulsuz kabul ederken sorgulama, düşünme gibi önemli yeteneklerini de bu uğurda feda etmişlerdir.Sanayi devriminin bir getirisi olan teknoloji kavramı bazen olumlu bazense olumsuz etkileriyle resim sanatının alanını da etkilemiştir. Bu etkileşim fotoğrafçılığın 19. yüzyılın başlarında ortaya çıkmasıyla resim sanatının öleceği söylentileriyle başlarda bazı kaygılar uyandırmıştır. Fakat belkide fotoğraf makinesinin dünyayı gerçekçi bir şekilde betimleme yeteneği ile yüz yüze gelen resim sanatı kendini sürekli olarak yenilemiştir. Teknolojinin yansımaları da,modernizmle gelen kaygılar da, makineleşmenin getirdiği bazı sorunsallar da resim sanatında bu tarihten sonra geniş olarak işlenmiştir. Makineleşmeyle ortaya çıkan bazı doğal ve kentsel katliamlara sanatçılar eleştirel bakış açıları etrafında bıraktıkları eserleriyle cevaplar vererek ,tepkilerini onurlu bir duruşla göstermişlerdir.Bu çalışmada teknoloji kavramı üzerinden,sanat teknoloji ilişkisini irdeleyerek, bu ilişkinin sanatta eleştirel bir duruşa doğru evrilişine ihtiyaç duyulmasının nedenlerini ortaya koyarken,makineleşme–teknoloji ekseninde gerçekleşen birtakım doğa katliamlarının ve kentsel sorunların seçilen, sanatçıların bakış açılarıyla eleştirel bir tavra dönüşümünü ortaya koyduk. Konumuzu işlerken eleştirel düşüncede çığır olarak ifade edilen 1968 yılına değinirken manifestoların eleştirel anlatımdaki yerine de değinilmiştir.

After the Industrial Revolution, a number of innovations in almost everyareabroughtsomeproblemstothecommunity, and at thesame time it arouse excitment .The passion for technology that has been imposed on people has transformed individuals into a mass of people caught in the frenzy of consumption. For this transformation, individuals remained silent to irreversible problems such as the nature carnage and degradation of citysilhouettes.While accepting machine mechanization and technology unconditionally, they sacrificed unconciously their important abilities such as questioning and thinking. The concept of technology, which is a result of the industrial revolution, has somehow influenced in the field of art such as painting. With its negative effects. This interaction caused at the beginning of the 19th century some concern with the rumors that the art of painting would die. Perhaps paintings which faces the ability of the camera to portray the world in a realistic way, has constantly renewed in itself. The concerns that come with modernism, is been reflected on the paintings. Some of the naturaland urban massacres slaughter that emerged with the mechanization of the artists around the critical point of view with theirworks bygiving answers, their reactions showed an honorable stance.In this study ,we examined the relationship between technology and art technology, and revealed the reasons for the need for the evolution of this relationship towards a critical stance in art. Furthermorewerevealedthetransformation of a critical attitude from the perspective of the selected artists, from the perspective of some natural disastersand urban problems in the axis of mechanization–technology. We touched upon the term of 1968, which was expressed as the ground breaking of critical thinking, and it also been mentioned the place of the manifestos in critical expression.