Çağdaş sanatta `Bedenin huzursuzluğu` imgesinin plastik çözümlemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırmada genel anlamda, plastik sanatlarda kadın bedeninin huzursuzluğu bağlamında konumlandırılması üzerinde durulmuştur. Öncelikle sanatın her alanında hem nesne hem özne olarak çok büyük bir anlam taşıyan beden kavramının tarihsel süreç içerisinde nasıl ele alındığı, ne manalara geldiği ve bir sanat nesnesi olarak nasıl kullanıldığından bahsedilmiştir. Ardından, genelden özele doğru seyreden bu çalışmanın nihai öznesi olan kadın bedenine yüklenen anlam ve kadın bedeninin huzursuzluğu konusunun irdelenmesiyle devam edilmiştir. Antik dönemden günümüze kadın bedeninin hem fiziksel/görsel hem de mana olarak yaşadığı değişiklikten başlayarak, Çağdaş sanatın öznesi ve nesnesi olan kadın bedeni irdelenmiştir. Çağdaş sanatlarda kadın bedeninin nasıl ve ne şekilde ele alındığı yani kullanılış biçimi ve ardındaki mana dünyasına inilmeye çalışılmıştır. Bilindiği üzere, sanat tarihinin başlangıcından bu yana, insan bedeni en çok kullanılan imgelerin başında gelmektedir. İlk çağlardan bu yana, sanatçı duygu ve düşüncelerini somuta aktarmak, zihnindekilerin yahut gördüklerinin tasvirini sunmak ya da bir duruma, olaya karşı duruşunu, hissiyatını, tepkisini ifade etmek üzere beden imgesini kullanmıştır. Beden, tarihi süreç içerisinde biçimsel ve düşünsel olarak, ele alınış, yaklaşım ve kullanılışı bakımından pek çok kez değişiklik göstermiştir. İlk çağlarda mağara duvarları, yaşanan mekanlar ya da kullanılan araç gereçlerde görülen ve sanatsal çalışmalar olarak değerlendirilen imgelerde sanat kaygısı bulunmasa da, Antik Yunan döneminde oldukça özgür bir biçimde kullanılan beden imgesi vazgeçilmez bir sanat nesnesi haline gelmiştir. Ortaçağ karanlık döneminde sanatın dinin tekelinde oluşu sebebiyle sanat alanında beden imgesinin kullanımına yaklaşım bir hayli sınırlı olmuştur. Rönesans döneminde ise sanatın dinin boyunduruğundan çıktığını söylemek mümkün değilse de, bilimsel gelişmelere paralel olarak beden imgesinin kullanımı biraz da olsa özgürleşmiştir. Ruhani yönü ve kutsallık atfedilmesi sebebiyle sanat alanında sınırlı kullanılan beden, Mekanikleşme çağı olarak da bilinen 17.yüzyıl ile birlikte yeni tasvir üsluplarına kavuşmuş ve Aydınlanma çağı ile bu özgürleşme devam etmiştir. Bu çalışmanın öznesi olan kadın bedeni ise ilk mitolojide üreme, besleme organlarına dikkat çekilir vaziyette şişmanlıkları vurgulanarak tasvir edilmiş, Antik Yunan'dan Ortaçağ'a, Rönesans'tan 20.yüzyıla ideal güzellik, estetik, oran orantı kavramlarının da işin içine girmesiyle algısal anlamda ve tasvir ediliş anlamında değişime uğramıştır. 20.yüzyılda nükseden düşünce özgürlüğüyle baskıcı politikalar gevşemiş ve bu özgürlük atmosferi sanat alanında da yansımalarını göstermiştir. Teknolojik gelişmeler, bilimin hızla ilerlemesi, tıp dünyasının büyük atılımları insanlık için büyük bir avantajlar çağının başlangıcı olsa da, eril akıl tarafından yönetilen kapitalist ekonomi değiştirilmesi güç dengeler kurmuş ve yozlaşmış, tüketim odaklı bir dünya toplumu oluşmuştur. Teknolojik gelişmelerin temelinde kolay erişilebilirlik, anında bilgi akışı ve bilgiye, habere, yeniliklere senkronize ulaşım imkanı sayesinde uluslar, kültürler, bölgeler ötesi bir güzellik ideali oluşmuştur. Kapitalizmin güç kaynağı olan medya tarafından belirlenen ve sabitlenen, ancak onun isteği doğrultusunda ve istediği zamanlarda değişebilen ideal güzellik, estetik anlayış, moda gibi kavramlar kadın bedenini nesneleştirmiştir. Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler neticesinde insanlık üzerindeki nüfuzu giderek güçlenen medyanın yarattığı yeniden üretilebilir halde olan popüler kültür kavramı göründüğü kadar masum bir kavram olmayıp küresel ekonomiyi yönlendirecek güçte bir piyondur. Bunun bilincinde olan ve özellikle kadın bedeni üzerindeki etkilerinin bilincinde olan sanatçı üzerinde büyük bir baskı, tepki ya da dışavurum isteği uyandırmıştır. Sanatçı tarafından sosyolojik bir varlık olan kadının bilinçli şekilde bozulan, yıpratılan, yozlaşan kimliği ve bedenine dikkat çekmek, çözüm bulmak amacıyla döneme damgasını vuran hazır nesne fikri ışığında kadın bedeni nesne olarak kullanılmıştır. Yeni fikirler, yeni ifade biçimleri arayışı sayesinde yeni sanat akımları ortaya çıkmıştır. Bir anlamda sanatta özgürleşme olarak tabir edilebilecek olan doğaya uygun betimleme anlayışından ayrılış Dışavurumculuk (Ekspresyonizm) akımı ile başlamıştır. Nesnenin ruhuna inilmesini engelleyen gerçeklikten kopulmuştur. Nesnel gerçeklikten vazgeçilmesini savunan bu akım sayesinde, sanatçı iç dünyası ve duygularını yansıtma şeklinde özgürleşerek, işlerinde denge ve güzellik gibi geleneksel ölçütlerden sıyrılmış, biçim bozma, biçimsizleştirme, deformasyon yöntemini keşfetmiştir. Sanat çalışmalarında, kadın bedeni, Antik dönemden beri var olan ideal güzellik anlayışını yansıtır şekilde ele alınmıştır. Rönesans dönemi çalışmalarında gerçek oranlarla tasvir edilmiş olan kadın bedeni, her dönemin ideal güzellik ve estetik anlayışları çerçevesinde tasvir edilmiştir. Biçim bozma üslubu ideal kadın bedeni imgesine, idealize edilmiş olan güzellik anlayışına ve her dönemin kendine özgü ideal gerçekliğine karşı büyük bir tepki olmuştur. Çağdaş sanat içerisinde bir hazır nesne halini alan kadın bedeninin deforme edilerek kullanılması, bir sanat malzemesi olmasının ötesinde, nesneleştirilen kadın bedenleri sanatçılar tarafından toplumun açmazlarına dikkat çekmek ve çözüm üretmek için harekete geçilmesi gibi amaçlarla ortaya konmuştur. Özellikle Çağdaş sanatın önemli kadın sanatçıları şiddete maruz kalan, toplum içerisinde kimliksiz bırakılmak istenen, var olan kimliğinin içi boşaltılan, ikinci sınıf insan olarak görülen kadınların sorunlarına kadın bedenini ve hatta kendi bedenlerini nesneleştirerek dikkat çekmeyi hedeflemişlerdir. Çağdaş sanat eserlerinde kullanılan kadın bedeninin kullanış biçimi, izleyiciyi de yeni bir algı boyutu geliştirmeye sokmuştur. Sanatı geleneksel yollarla izleyen, gören ve çalışmalarda ahenk arayan izleyiciler çağdaş sanattaki nesne bedenlerle hayranlık- tiksinti, mutluluk- rahatsızlık, umut- umutsuzluk gibi tezatlıkları bütünsel olarak birlikte görmeye ve algılamaya zorlanmıştır. Kimi çağdaş eserler sayesinde, izleyici salt izleyici olmaktan çıkmıştır. İzleyici artık kimi zaman sanatın ortaya çıkış biçimine şahit olabilmiş, hatta eserin yaratım süreci ne katılabilmiştir. `Çağdaş Sanatta 'Bedenin Huzursuzluğu' İmgesinin Plastik Çözümlemesi` isimli çalışma ile var olan ideal kadın bedeni dışında kalan deformasyona uğramış huzursuz bedenler ele alınmıştır. Toplum tarafından dayatılan algıyla bu ölçütlerin dışında kalan her türlü kadın kendini toplumdan soyutlamakta, gizlenmekte ve değişim arzusu içine girmektedir. Yapılan çalışma ile anoreksiya ve obezite bedenlerin iri, zayıf ve çıplak şekillerine kanaviçe tekniği ile pikselleme yapılarak sansür etkisi verilmiştir. Deforme bedenlerini gizlemek isteyişlerine ironi ile yaklaşılmıştır. İstenilen, savunulan ve toplum bilincine yerleştirilmek istenilen bu durumu normalleştirmek ve bu baskıyı ortadan kaldırmaktır. The present study majorly emphasizes on positioning of the female body in plastic arts. Firstly, how the body image, which carries significant meanings both as an object and a subject in every branch of art, is developed in historical process, what meanings it conveys, and how it is used as a medium of art are discussed in this article. Afterwards, the meaning attributed to the female body, which is the primary subject of this study proceeding from the general premises to the specific details, and its positioning in art is examined. Starting from the physical and semantic change the female body has experienced from antiquity to the present, female body as the subject and object of the modern art is studied. The fashion of which the female body is treated in modern arts; in fact, the manner of use of the female body and its hidden meanings are aimed to be deduced. Human body has been known to be the leading figure of the most used images since the beginning of art history. The artist has utilized the body image since the early ages for the purpose of concretizing his thoughts and emotions, portraying his conceptions or observations, or expressing his attitude, feeling and reaction to an event or a situation. The body has showed changes formally and intellectually in terms of its treatment, approach and use many times in its historical process. Although no aesthetic concern is observed in the images seen on cave walls, areas of residence or tools utilized and evaluated as artistic works, the body image which was used freely in Helladic period has become an indispensable art object. However, the approach to the employment of the body image in the works of art was remarkably limited in the dark ages inasmuch as art was dominated by the religion. In the Renaissance, the utilization of the body image was slightly liberalized in parallel with scientific developments even though artistic production was still controlled by religion. The body, which was used limitedly in the branches of art due to its spiritual aspect and sacred nature, obtained new depiction styles in the 17th century, also known as the Age of Mechanization, and this emancipation continued with the Age of Enlightenment. In the first mythology, the subject of this research `the female body` was depicted by stressing the adiposity of it with pointing out reproductive and feeding organs; however, it experienced changes in terms of perception and portrayal with the emergence of concepts such as ideal beauty, aesthetic, ratio and proportion. Repressive policies were loosened with the rise of freedom of thought in 20th century, and this atmosphere of freedom showed its reflections on art. Although technological advances, the rapid progress of science and the great breakthroughs of the medical world were the beginning of an era of great advantages for humanity, the capitalist economy governed by the masculine mind established balance difficult to change and formed a corrupt, consumer-oriented world society. A beauty ideal beyond nations, cultures and regions was formed thanks to easy accessibility, instant information flow and synchronized access to information, news and innovations on the basis of technological developments. The concepts such as ideal beauty, sense of aesthetics and fashion which are determined and fixed by the media which is the power source of capitalism, yet, which could be altered according to its demands at any time embodied the female body. As a result of globalization and technological advancements, the concept of popular culture, which is created by the media whose influence on humanity is gradually strengthened and reproducible, is not as innocent as it seems, on the contrary, is a pawn in the power to direct the global economy. This issue aroused enormous pressure, reaction or expression on the artist in the conscious of this matter and its effects on female body. The female body was used as a medium by the artist in the light of the idea of readymade object, which left its mark in the period with the aim of drawing attention, and generating solutions to the identity and body of the woman, which were deliberately deteriorated, worn out and corrupted. Advanced art trends emerged in the search of innovative ideas and renovative expression forms. In this respect, abandonment of nature-appropriate descriptive method, which can be defined as liberation in art, began with Expressionism. It led to detachment from reality interfering with the understanding of the spirit of the object. In connection with this movement defending the opinion of renunciation from objective reality, the artist was liberalized from reflecting his inner world and emotions, stripped from traditional criteria such as balance and beauty in his works and discovered deformation method. The female body was treated in artworks in a way that reflected the ideal understanding of beauty that had existed since ancient times. The female body, depicted with real proportions in Renaissance works, was represented in the framework of ideal beauty and aesthetic approaches of each period. Deformation style has taken a stance against the ideal female body image, idealized beauty concept and ideal reality specific to each period. The use of the female body in deformed manner, which has become a readymade object in contemporary art, has served purposes beyond being an art material such as to draw attention to the dilemmas of the society and take action to produce solutions. Especially the important female artists of contemporary art have aimed to attract attention to the problems of women who are exposed to violence, desired to be left unidentified in society, whose identities are emptied and who are seen as second class people by objectifying the female body and even their own bodies. The fashion of the use of the female body in contemporary art works has led the viewer to develop a new dimension of perception. The audience who watches and sees art in traditional ways and seeks harmony in the works has been forced to see and perceive the conflicts such as admiration-disgust, happiness-discomfort, hope-hopelessness with the object bodies in contemporary art jointly and holistically. The audience has no longer been the viewer thanks to some modern works. On the contrary, they have been able to witness the emergence of art and even participate in the creation process of the work. In the study that named as `Plastic Analysis of the Image from `Body Unrest` in Contemporary Art`, deformed restless bodies other than the ideal female body were discussed. With the forced perception in society, any woman who falls outside these criteria is isolating herself from society, hiding herself and entering into a desire for changing. In this study, the censorship effect was given to the large, weak and naked shapes of anorexia and obesity bodies by pixelation by cross-stitch technique. Their desire to conceal their deformed bodies was approached with irony.
Collections