Kayseri yöresinde halıcılık ve yöre ekonomisine katkısı üzerine bir araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Eğirmencinin,iyi un öğütmesi gibi bir şeydir. Çünki o kişi, yillarxn kazandırdığı tecrübe ile, kaç çuval buğdaydan sonra taşın taşlamaya geldiğini ve buğdayın taşa hangi ölçüde akı tılacağını, göz yordamıyla bilir.Kendisinden sonra gelen oğ lu da aynı şekilde bu işi yürütür. Halıcılıkta da böyledir. Ancak, çeşitli sebeplerle güzel halı dokuyan annenin kızını halıcılık alanında tutmak her zaman mümkün değildir. Alına cak önlemlerle önemsiz gibi görülen bu konunun değerlendi rilmesi durumunda da halıda kusur oranının azaltılacağına i- nanmaktayım. Kayseri bölgesi halıcılığının bölge ve ülke eko nomisine daha fazla katkı sağlaması mümkündür. Zira hammad de, malzeme, işçilik ve diğer kaynaklar açısından yeterli po tansiyel vardır. Önemli olan alınacak önlemlerle, bu potan siyeli harekete geçirmektir.Halıcılık alanında tesbit etti ğimiz problemler, üstesinden gelinmiyecek problemler değil dir. Bu sektörün ekonomimize sağlayacağı katkılar dikkate alındığında, problemlerin çözümü için gereken finansmanın büyük olmadığı görülecektir. Yıllardır ihmal edilen bu ko nuya, bir takım suni tedbirlerle, köklü çözüm sağlamak imkan sızdır. Problemlerin çözümüne ne kadar çabuk yaklaşılırsa, o ölçüde ihracatta başarılı olacağımız gibi bir takım sos yal problemlere de kısa zamanda çözüm getirilmiş olacaktır.68 Ülke halıcılığı içinde,Kayseri bölgesi halıcılı¬ ğının önemli bir yeri vardır.Bölgede Selçuklular'dan bu ya¬ na devam eden el dokuma halıcılığı ile,1969 yılında başla¬ yıp devamlı olarak gelişen bir fabrika halıcılığı görülmek¬ tedir. Ülke halıcılığındaki gelişmelere paralel olarak, son yıllarda bölge halıcılığında da önemli gelişmeler olmuştur. Başlangıçta,Yahyalı ve Bünyan gibi belirli yörelerde yapı¬ lan el dokuma halıcılığı,sonraları tüm bölgeye yayılmış ve bugün bölgenin yerleşim birimlerinin hemen hepsinde uğraşı¬ lan bir iş kolu haline gelmiştir.Bölgede 46.000 dolayındaki dokuma tezgahlarında yün ve ipek halı dokunmaktadır. 1969 yılında bir fabrikada üç tezgahla başlayan makina halıcılı¬ ğı,bugün ikisi büyük çapta olmak üzere altı fabrikada 75 tezgahla üretimde bulunmaktadır. 1982 yılında Kayseri böl¬ gesinin toplam halı üretim miktarı 1.210.000 m2 iken, 1985 yılında bu miktar 1.395.000 m2 'ye ulaşmıştır.Bölgede üreti¬ len el dokuma ipek halıların tamamı, yün halıların % 85'i, fabrika halılarının % 15'i ihraç edilmektedir. Mevcut potansiyel dikkate alındığında,halıcılığın ekonomiye katkılarının beklenen düzeyde gerçekleşmediği gö¬ rülmektedir. Diğer halı üreticisi ve ihratcatçısı ülkeler, bu alandaki faaliyetlerini,alınan bir takım önlemlerle iyi¬ leştirmişler ve ekonomilerine daha büyük katkılar sağlaya¬ cak düzeye getirmişlerdir.Bu ülkelerden İran Dünya halı ih¬ racatında % 57.2'lik bir payla birinci sırayı alırken,sıra¬ sıyla Çin,Pakistan,Sovyetler Birliği,Hindistan, Afganistan, Mısır,Japonya,İspanya,Belçika,Suriye,Doğu Almanya gibi ül¬ keler,belli oranlarda ihracatta başarılı olan ülkeleri oluş¬ turmaktadırlar. Türkiye,Dünya halı ihracatında % 2.7'likbir payla 13 ülke içinde sonuncu sırayı almaktadır. Diğer ülke¬ ler bu işi,devlet politikası haline getirdikleri ve bu ala¬ na devlet desteği sağladıkları için, başarılı olmuşlardır. Bizde ise,bu iş,başlangıçtan bu yana geleneksel bir yapı i- çerisinde,ev ekonomisi sisteminde yapılmaya devam etmekte¬ dir. Ancak 1986 yılında el dokuma halıcılığında çalışanla¬ rın vergi ve sigorta kapsamına alınmasıyla, ilgili çalışmalar başlatılmıştır.69 Halzcılık alanında başarılı olabilmek için,kalite kontrol faktörünün iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.Zira kalitesiz olarak üretilen halılar ekonomi için bir değer kaybı olmaktadır. Bizde kalite kontrol işini üstlenen ne resmi ne de özel bir kuruluş vardır. Böyle olunca dokunan halıların büyük bir kısmı.kalitesiz olarak üretilmektedir. Halıcılık alanında başarılı olan ülkelerde bu iş mutlaka bir örgüt tarafından üstlenilmiştir. Mesela,İran'da bu işle görevli kişiler,devlet tarafından görevlendirilmişlerdir.üretilen halılar,devlet tarafından belirlenen kalite standartlarına uygun olarak dokunmak zorundadır. Aksi takdirde, uygunluk damgası vurulmayan halıların ihracatına izin verilmediği gibi,iç pazarlarda satışı da yapılamamaktadır. Hattâ kalite kontrol uygunluğu alamayan halılar.görevlilerce dörde katlanıp zımbayla delinmektedir. Halıda kalite kontrol işinin uygun bir biçimde yürütülmesi için,sistem değişikliği gerekmektedir. Buna en uygun sistem atölye sistemidir. Zira bu sistemde kontrol,hammadde ve malzemeden başlayıp, halı dokununcaya kadar her safhada gerçekleştirilmektedir. Diğer ülkelerde olduğu gibi,bizde de atölye sistemine geçilmesi,bu problemi büyük ölçüde azaltacaktır.Bilindiği gibi atölye sistemi,fabrika sistemine yakın bir özellik göstermektedir. Burada çalışan işçilerin bir disiplin içinde tezgahlarının başında bulunması zorunludur.Oysa,ev ekonomisi sisteminde,diğer işlerini yapmak için işçiler.tezgahın başından ayrılabilmektedirler. Yeniden halı dokumaya başladıklarında,el,melekesini kaybetmekte,dokunan sıralar arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Kaliteyi etkileyen bir diğer olay.işçilerin psikolojik yapısından kaynaklanmaktadır. Eğer işçi,çalışmasının karşılığında tatmin edici bir ücret alıp,geleceğini güvence altına alacak bir takım sosyal avantajlar elde ederse,daha yüksek moral ile daha nitelikli do¬ kuma yapabilir. Zira,halı dokuma işi,dikkat ve titizlik isteyen zor bir iştir. İşçinin moralinin yüksek düzeyde tutulması gerekir. Ayrıca kullanılan hammadde ve malzemenin, kalite standartlarına uygun olması,kaliteli halı üretilmesini Bağlıyacaktır.70 El dokuması halıların toplam halı ihracatımız içindeki payı çok büyüktür. Lüks mal niteliğine sahip olan bu halıların ekonomik değerleri makina halılarına göre oldukça yüksektir. Aynı zamanda bu halılar zengin ülkeler tarafından talep edilmektedir. İhracat değeri yüksek olan bu halıların,üretimlerinin,dış talebe zamanında cevap verebilecek düzeye çıkarılması gerekmektedir.Bunun için üretimde verimliliğin artırılmasını sağlayacak önlemlerin alınması öncelik taşımaktadır. Bu önlemlerin başında,çalışan işçileri,bu alanda tutabilecek ve daha fazla işçi istihdamını sağlıya- bilecek teşvik önlemleri gelmektedir. El dokuma halılarının üretilmesi,uzun bir süreyi gerektirdiği için,bu alanda aralıksız bir çalışma sürdürülmelidir. Yıl boyunca kesintisiz üretimde bulunmak için,çalışanlara geçimlerini sağlayabilecek ve geleceklerini güvence altına alacak ücret politikası ile emeklilik hakkı sağlanmalıdır.Böylece tarımla uğraşılan yaz aylarında da,halı üretimine devam edilmesi gerçekleştirilmiş olacaktır. Nüfusu 5.000'e kadar olan bölgelerde yapı¬ lan halıcılığın,vergi ve sigorta kapsamı dışında tutulması yeterli değildir. El dokuma halıcılığında çalışanlar için, bu sınır tamamen kaldırılmalıdır. Zira ekonomiye büyük ölçüde katkı sağlayan bu iş,el emeği göz nuru isteyen yorucu ve yıpratıcı bir iştir. Ancak yeterli ölçüde devlet desteği sağlanması ile,üretimde verim artışı sağlanmış olacaktır. El dokuma halıcılığı yeterince değerlendirildiği takdirde,istihdam problemini çözmede büyük ölçüde katkıda bulunacaktır. Bugün yalnızca Kayseri bölgesinde 90.000 dolayında halı işçisi vardır. Bunların % 95'i, ev ekonomisi sisteminde çalışan halı işçileridir. Bunlar aynı zamanda kendilerini işsiz sayan ve her fırsatta kendilerine güvence sağlayacak iş arayan kişilerdir. İstatistiklerimizde işsiz olarak yer almaktadırlar.Anadolu halkını,köyünde,evinde tutabilecek çarelere baş vurulur ve bu bir devlet politikası olarak ele alınırsa,tehlikeli boyutlara varan bir takım sos¬ yal problemlere çözüm getirilmiş olunacaktır.71 Kayseri bölgesinde el dokuma halıcılığı.evlere kurulan tezgahlarda yapılmaktadır ve çoğu evler sağlık şartlarına uygun değildir. Nemli,güneş görmeyen elverişsiz ortamda halı dokunmaktadır. Ev ekonomisi sistemi şeklindeki bu yapının,halıcılığımızın gelişmesi üzerinde olumsuz etkileri vardır. Halı dokuma işi diğer sanat dallarında olduğu gibi bir disiplin ve yetenek işidir. Elverişli ortamda yürütülmesi gerekir.Kaliteli bir halının ortaya çıkarılmasında işçinin içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik şartların rolü çok fazladır. Halı alım satımı ile uğraşanlar ve kendilerine halı uzmanı denen kişiler,güzel dokunmuş bir halının,güzel halı olduğunu bir bakışta anlamaktadırlar. Ancak, bir halının güzel ve hatasız hangi şartlarda dokunabileceği üzerinde durmamaktadırlar. Onları ilgilendiren bu işin yalnızca ekonomik yönüdür. Halıcılıkta önemi büyük olan faktörlerden birisi de onun folklor ve sanat yönüdür. Aslında halının bu yönüne sadık kalındığında,iktisadi değeri de buna bağlı olarak yükselmektedir. Bugün halıcılığımızın belli başlı bir desen ve renk politikası yoktur. Bu alanda taklide dayalı bir uygulama içinde bulunulmaktadır. Oysa kültürümüzün karakteristiklerini ortaya koyan.tarihin derinliklerinde kalan çok güzel kilim ve halı desenlerimiz vardır.Bu konuda uzman bilim adamlarımız ile araştırmacılarımızın ortaya koyacağı çalışmalar,tarihi mirasımızın ortaya konulmasına yol açacak¬ tır. Halı ithalatı yapan ülkelerin beklentileri de bu yönde olmaktadır. Onların bilmediği ve belli bir kültürü yansıtan renk ve desenlere ilgi duymaktadırlar. Halıcılıkta boya işleminin de önemli bir yeri varır. Bugün halıcılıkta kullanılan boyalar kimyasal boyalardır. Biz bu boyaları ithal etmekteyiz. Bu boyalarla ipleri boyanıp dokunan halıların renkleri,belli bir süre sonra canlılığını kaybetmektedir. Oysa, bitkisel boyalarla boyanan halıların renkleri.yıllar geçtikçe canlılık ve parlaklık kazanmaktadır. Bunun yanında halıya sağlamlık ve dayanıklılık kazandırmaktadır. Boyanın halıya,düğüm sayısından daha7? fazla değer kazandırdığı görülmektedir. Uygun ekonomik düşünce doğrultusunda, halıcılık alanında kimyasal boyalar kullanılmakta, kök boyaları ve bunları elde eden usta kişiler yavaş yavaş kaybolmaktadır. Az da olsa Anadolu'nun bazı yörelerinde »bitkilerden boya elde eden hünerli ve tecrübeli eller bulunmaktadır. Kayseri bölgesinin Yahyalı yöresinde de dokunan halıların ipleri bu tür boyalarla boyanmaktadır. Kaliteyi büyük ölçüde olumlu yönde etkileyen bu iş, bir organizasyon eliyle yeniden değerlendirilmeli ve halıcılığımıza kazandırılmalıdır. Milattan önceki yüzyıllardan zamanımıza kadar çürümeden gelen halıların, bu uzun ömrünü, bu tür boyalara borçlu olduğu unutulmamalıdır.Ata yadigarımız olan bu iş yeniden canlandırıldığı takdirde.halıcılığımızın diğer ülkelerin halıcılığı içinde özel bir yeri olacaktır. Bu da bize büyük ölçüde kârlılık sağlayacaktır. Halıcılığımızda bir diğer önemli konu da hammadde konusudur. Yün ve ipek halılarda kullandığımız hammaddenin ithalatımız içinde önemli bir payı vardır. Makina ve el do kuma yün halılarımızın hammaddesi olan yapağı, büyük ölçüde Yeni Zelanda'dan ithal edilmektedir. Oysa aynı uygunlukta yapağının, alınacak önlemlerle bizim ülkemizde üretimi de mümkündür.Koyun ve ipek böceği yetiştirmek için, yeterli potansiyele sahip olduğumuz halde, bu işi verimli biçime getirecek organizasyonlardan mahrumuz ve gereği gibi değerlendirme yoluna gitmemekteyiz.Bunun sonucu ithalata ödenen döviz kaybı ortaya çıkmaktadır. Halının kaliteli üretilmesi için hammaddeden başlayarak, tüm üretim süreci içinde dikkatli ve titiz bir çalışma gerekmektedir. Çeşitli yörelerimizde yapılan araştırmalarda, ilginç denebilecek olaylarla karşılaşılmıştır. Düz gün düğüm atma, güzel halı dokuma işi, anadan kıza kalıtım yoluyla geçen bir özellik göstermektedir. Resim, müzik gibi sanat dallarında, uğraşı sonucu elde edilen becerinin yanın da, doğuştan gelen bir takım yetenekler de rol oynamaktadır. Bu yetenek işi halı dokumada da, belirgin bir şekilde görülebilmektedir. Bu iş, atadan kalma sanatını devam ettiren de-73 ğirmencinin,iyi un öğütmesi gibi bir şeydir. Çünki o kişi, yilların kazandırdığı tecrübe ile, kaç çuval buğdaydan sonra taşın taşlamaya geldiğini ve buğdayın taşa hangi ölçüde akıtılacağını, göz yordamıyla bilir.Kendisinden sonra gelen oğlu da aynı şekilde bu işi yürütür. Halıcılıkta da böyledir. Ancak, çeşitli sebeplerle güzel halı dokuyan annenin kızını halıcılık alanında tutmak her zaman mümkün değildir. Alınacak önlemlerle önemsiz gibi görülen bu konunun değerlendirilmesi durumunda da halıda kusur oranının azaltılacağına inanmaktayım. Kayseri bölgesi halıcılığının bölge ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlaması mümkündür. Zira hammadde, malzeme, işçilik ve diğer kaynaklar açısından yeterli potansiyel vardır. Önemli olan alınacak önlemlerle, bu potan siyeli harekete geçirmektir.Halıcılık alanında tesbit ettiğimiz problemler, üstesinden gelinmiyecek problemler değildir. Bu sektörün ekonomimize sağlayacağı katkılar dikkate alındığında, problemlerin çözümü için gereken finansmanın büyük olmadığı görülecektir. Yıllardır ihmal edilen bu konuya, bir takım suni tedbirlerle, köklü çözüm sağlamak imkan sızdır. Problemlerin çözümüne ne kadar çabuk yaklaşılırsa, o ölçüde ihracatta başarılı olacağımız gibi bir takım sos yal problemlere de kısa zamanda çözüm getirilmiş olacaktır.
Collections