Gecekonduların konut politikalarındaki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-72- SONUÇ VE ÖNERİLER Sonuç vî İkinci Dünya Savaşından sonra bütün dünyada hızlı bir sanayileşme hareketi başlamıştır. Türkiye'de bu hareketten etkilenerek, gelişmiş ülkelerdeki gibi olmasa da sanayileş me çabaları içine girmiştir, özellikle, 1950'lerden sonra sosyal ve ekonomik yapıda meydana gelen değişmeler ve dış yardımlar sebebiyle, tarımda makinalaşma sürecine giril miştir. Tarımda makinalaşma, kırda büyük bir iş gücünü açığa çıkarmıştır. Açığa çıkan bu iş gücü fazlasının kent lere akın etmesi, kent nüfusunun birden bire artması büyük kentlerde konut sorununu ortaya çıkarmıştır. Kırdan kente göç eden nüfusun düzenli bir işi olma ması veya düşük gelirli bir iş de çalışması, tapulu arsa üzerine imar ve yapı kanunlarına uygun bir konut yapmasını engellemiştir. Kırdan kente göç edenlerle, nüfus artışla rının ortaya çıkardığı konut ihtiyacı, başkalarının ^arsa ları üzerine gecekondu yapılması ile karşılanmaya çalışıl mıştır. Gecekondu; sürekli bir işi olmayan veya düşük gelir li bir iş de çalışan insanların başkalarının arazi veya ar saları üzerine yapı ve imar mevzuatlarına aykırı olarak, ar sa sahibinin rızası olmadan, iş gücüne para vermeden, genel likle kullanılmış malzemelerle, çok kısa bir süre içerisin de gizli olarak. yapılan yapılar olarak tarif edilmektedir. Gecekondunun içinde oturulurken bir taraftan inşaatı devam eder. Bu yapıların bulunduğu mahaller ilk zamanlar alt yapı ve kamu hizmetlerinden mahrumdur, fakat zamanla buralara alt yapı ve belediye' hizmetleri götürülür. ülkemizdeki gecekondu sayısı kesin olarak bilinmemek le beraber kentbilim uzmanları, 1948*de 30 bin, 1955'de 50 bin, 1960*da 240 bin, 1965'de 430 bin, 1970'de 600 bin, 1980'-73- de 1 milyon 150 bin gecekondu bulunduğu belirtilmektedir (1). 1987 yılında da birbuçuk milyon gecekondu olduğu tahmin e- dilmektedir. decekondu sayımı ile ilgili DPT. Konut Sektörü uzmanları ile DÎE. görevlilerinin çalışmaları sona ermiş, ancak sonuçları daha yayınlanmamıştır. Kentbilim uzmanları, büyük şehirlerdeki nüfusun % 60' inin gecekondularda yaşadığı ve bir hanede 5 nüfusun barındı ğı varsayımından hareketle gecekondu sayısını tesbit etmek tedir (2). Meselâ ; Ankara'nın, 1985 genel nüfus sayımlarına göre şehir merkezinde yaşayan nüfusu 2.235.035'dir. Bu nü fusun % 60' ı gecekondularda yaşadığına ve her hanede 5 kişi bulunduğuna göre Ankara' daki gecekondu sayısı 268.200 olarak kabul edilmektedir. Gecekondular, özellikle büyük şehirlerde bir mahalle meydana getirince, Devlet bu sorunu çözmek için çaba göster meye başlamıştır. îlk gecekondu kanunu 1948 yılında çıkarı lan 5218 Sayılı Kanundur. Bu kanunla en az bir yıldır Ankara' da ikamet eden ve kendisinin, eşinin ve çocuklarının Ankara' da bir konutu veya konut yaptıracak arsası olmayanlara, ka nunun çıktığı tarihe kadar gecekondu yapanlara 10 yılda tak sitle ve faizsiz olarak ödemek üzere Ankara Belediyesi 'nce arsa verileceği öngörülmüştür. Aynı yıl çıkarılan 5228 Sayılı Kanun' la da tüm Türki ye'de arsa alanlara ev yaptırabilmeleri için yapı maliyeti nin % 75 'ine kadar en fazla % 5 faizle Türkiye Emlak Kredi Bankası' nca kredi verilmesi öngörülmüştür (Bu hükümler sa dece Ankara için değil, bütün Türkiye için geçerlidir). (1) Ruşen KELEŞ, Kentleşme ve Konut Politikası, A.Ü.S.B.F., Ankara 1984, s. 357. (2) DPT, Sosyal Planlama Dairesi, Yayınlanmamış araştırma.-74- 1949 yixlnda gecekondu yapımının hızlanması üzerine mül kiyet haklarının çiğnendiği gerekçesi ile gecekondu yapımının önlenmesi, yapılanların da yıkılmasını öngören 5431 Sayılı. Ka nun çıkarılmıştır. 1953 yılında çıkarılan 6188 sayılı Bina Yapımını Teş vik Kanunu da, belediyelerin elinde bulunan ya da çeşitli yol lardan belediyelerin eline geçecek olan arsaları, konut yap mak amacıyla, ihtiyacı olan ailelere tahsis ederek konut sı kıntısını gidermeyi amaçlamıştır. Mütevazi yapıları teşvik eden Hükümet Programı paralelinde o'lan kanun, o zamana ka dar yapılan gecekonduları meşrulaştırılmış, daha sonra ya pılacakları da yasaklamıştır. Bu Kanun 'da gecekondu yapımını önleyememiş, 1948 'de 30 bin olan gecekondu sayısı 1955 'de 50 bine yükselmiştir. 1959' da çıkarılan, hazine arsalarının (belediye sınır ları içinde bulunan), imar planı bulunsun veya bulunmasın karşılıksız olarak belediyelere devredilmesini ve bunların gecekondu yapımını önlemek amacıyla ayrılmasını öngören 7367 Sayılı Kanun 'da ilgi alanında olumlu sonuç vermemiştir. Plânlı dönemde çıkarılan 775 Sayılı Gecekondu Kanunu ise 1965 tarihine kadar sayıları tahminen 400-450 bini bulan gecekondu gerçeğini kabul ederek, durumları ıslah edilebilir durumda olanların ıslah edilerek muhafazasına, ıslah edileme yecek durumda olanlarmsa, içinde yaşayanlara bir mesken te min edilmek şartıyla tasfiyesine, uzun vadeli tedbir olarak da alt yapıları tamamlanmış gecekondu önleme bölgeleri hazır lanarak, ihtiyacı olan vatandaşlara buralardan arsa tahsis edilerek gecekondu yapımının önlenmesi öngörülmüştür. Kanun hükümlerine göre, 632 önleme bölgesinde toplam 17.690 hektar alan gecekondu önleme bölgesi olarak hazırlanmıştır (3). (3) Kaynak: B.İ..B. Mesken Dairesi Başkanlığı,-75- 16.3.1983 tarih ve 2805 sayılı Kanun ile 24.2.1984 tjarih ve 2981 sayılı Kanunlar `İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun` isimlerini taşımaktadır. Her iki kanun da aynı amacı taşımasına ragmen, bi rincisinde ıslah imar planlarının belediye veya valiliklerce yapılması emder ilmekte iken, ikincisinde bu görev Yeminli özel Teknik Bürolara verilmiştir. Halk arasında gecekondu af kanun ları olarak bilinen bu kanunlarla mevcut gecekondular önceki ge cekondu kanunlarında olduğu gibi, ya olduğu gibi, ya da ıslah edilerek muhafaza edilebilecektir. 1983 yılından itibaren bugüne kadar gecekondularla kaçak yapıları ilgilendiren ve genel af niteliği taşıyan dört tane kânun (2805, 2981, 3290, 3366) çıkarılmış, hemen hemen hepsi daha önceki mevcut gecekonduları meşrulaştırdığı gibi ilgili işlemler için müracaat süresini altı ay bir yıl olarak uzattı ğı için de yeni gecekondu yapımını üstü kapalı olarak teşvik ettiği izlenimi vermektedir. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1963-1967) ; kamu kay nak ve kredilerinin halk konutlarına yöneltileceği ve bu tür kredilere teşvik ve kolaylıklar sağlanacağı, sosyal konut standartlı kiralık konut yapanların da kredilendirilecegi, lüks konut yapımının ise kredilendirilmeyip, ek vergilerle ver gilendirileceği öngörülmüştür. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1968-1972); Devletin konut piyasasını düzenleyici olarak girmesi, bu düzenleyicili- gin konut kredileriyle finansman sağlamak ve kendi evini yapan ları desteklemek şeklinde olması, ayrıca üretken yatırımlara yöneltilemeyen küçük tasarrufların degerlendirilereke konuta ayrılan kaynakların artırılması, konut kredisi veren kurumla rın kaynaklarının tek elde toplanması, öncelikle toplu konut ların kredilendirilmesi ve kredi kolaylığı istenilen konutla rın alan standartlarının küçültülerek, lüks konut yapımından kaçınılması ve bunların ek vergilerle vergilendirilmesi ilke leri benimsenmiştir.-76- Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında (1973-1977) ; çe şitli kuruluşlarca verilen konut kredisi fonları ile birey- 4 lerzn konuta ayırabilecekleri fonların tek bir kaynakta (T. Emlâk Kredi Bankasında) toplanması ve konut kredilerinin bu fondanbelirli şartlarla verilmesi ve bu şartlarda maliyet düşürmeyi teşvik edici farklılaştırmalar yapılması, ayrıca mülk konutların yanısıra özellikle düşük gelirli gruplar için kiralık konut yapımının teşvik edilmesi, bu alandaki engelleri ortadan kaldırıcı teşkilat, yönetim ve finansman tedbirlerin geliştirilmesi, sosyal konut standartlarının tesbit edilerek, konut kooperatifçiliğinin teşvik edilmesi ve özel girişimciliğin desteklenmesi, i^kân alanlarında top lu konutlar için yer «ayrılma sı öngörülmüştür. Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında ise (1979-1983) önceki planlardakilere benzer ilke ve tedbirlere yer veril miş, kamu kaynaklı fonların arttırılması öngörülmüştür. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1985-1989) ;ko- nut inşaatlarında, israfı azaltan proje ve teknolojilerin teşvik edileceği, mevcut ruhsatsız yapılarla gecekondulara alt yapı götürülmesi ve ıslahına öncelik verilmesi, kamu kaynaklı arsalara altyapı götürülerek kullanıma hazır ha le getirilmesi, banka kaynaklarından konut kredisi verile bilmesi için teşvik edici tedbirler, planlamadan iskan ruhsa tının alınmasına kadar gerekli işlemlerin basitleştirilmesi, gecekonduların iyileştirilmesi ve bu alanda hızlı konut üre ten faaliyetlerin organize edilmesi, ekonomik ömrünü doldur- muş binaların yıkımlarının önlenmesi ve konut sayımlarının periyodik hale getirilmesi öngörülmüştür. Planlı dönemler, ülkemizin gelişme çizgisi içinde, nü fus artışı, göç ve şehirleşmenin hız kazandığı yılların bü yük bölümünü kapsamaktadır. Kırdan şehirlere olan nüfus ha reketleri, başta konut olmak üzere, şehirlerimizde yeni sorun lar ortaya çıkarmıştır. Sosyo-ekonomik yapıda meydana gelen hızlı değişmeler, olumlu veya olumsuz yönleri ile mekana yansıyarak, toplum?77- hayatmı etkilemiştir. Kamunun elindeki imkanlar, bu geliş melerin ortaya çıkardığı problemlerin çözümünde yetersiz kalmış, çoğu zaman da yeterince değerlendirememiştir. Ko nut konusu da kamunun yetersiz kaldığı alanlardan birisi olmuştur. îmar planlarının hazırlanış, tasdik ve tadillerinde- ki gecikmelerin, uygulamayı etkilemesi yanında, mevcut plan ların uygulanamâyışı, yeni alt yapılı arsa hazırlanamaması ruhsatlı konut yapımının -yeterli seviyede gerçekleşmeyişi, özellikle son yıllarda konut talebinde bulunan kesimin büyük bölümünün alım gücünün azalması gibi sebeplerle şe hirler, sağlıksız ve kontrolsüz gecekondu yerleşmeleriyle sarılmıştır. Kamu kaynaklarından sağlanan konut kredileri düşük gelirliler için hem yetersizdir hem de geri ödeme taksitle ri gelir seviyelerine göre oldukça yüksektir. Düşük gelir linin faydalanabileceği konut kredisi, konut maliyetinin çok küçük bir bölümünü karşılamaktadır. 1987 yılı birim fiyatlarına göre sosyal bir konutun m^ maliyeti 100 bin lira olup 80 m^'lik bir konutun maliye- /jbalmalstaâıı-. 0 ti 8 milyon lirayı/ Toplu Konut Fonu'ndan ise 80 m-' konut için 3 milyon lira kredi verilmektedir. Bu şartlarda konut yapımcısı, konut maliyetinin % 60-%65'ini kendi tasarrufla rı ile karşılamak zorunda kalmaktadır. Oysa orta ve alt de recelerden maaş alan memurlarla işçilerin bu kadar tasarruf yapma imkanları. bulunmamaktadır. Toplu Konut Kanunu Uygulama Yönetmeliğine göre 3 milyon kredinin geri ödeme taksidi 43.278 liradır. Sonuç olarak söz konusu kanun gereğince düşük gelrili vatandaşlar yerine, üst gelir gruplarına da hil kişilere birden fazla konut sahibi olma imkanı verilmek tedir.
Collections