Turizm işletmelerinde kuruluş yeri seçimi ile ilgili optimal bir model yaklaşımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET ve SONUÇ Kuruluş yeri, genel anlamda bir işletmenin ana faaliyetlerini sürdürdüğü coğrafi yer ve yöre olmaktadır. Bir turizm işletmesi için ise kuruluş yeri; konaklama, yeme-içme veya eğlence gibi temel fonksiyonlarını ve bunlara bağlı ekonomik amaçlarını gerçekleştirebileceği en uygun yer olarak tanımlanabilir. Mal veya hizmet üreten her kurumun karşılaştığı ve çözümlenme şeklinin en önemli uzun devreli kararlardan birisini oluşturduğu bir problem kuruluş yerinin seçimi, diğer bir deyişle, mal veya hizmetin üretileceği coğrafi konumun belirlenmesidir. Niteliği dolayısıyla kuruluş yerinin seçimi bir firmanın uzun devreli etkilere sahip diğer kararlarından daha fazla önem kazanır. Çünkü, kuruluş yeri birkez seçilip tesis kurulduktan sonra hatanın görülmesi ve giderilmesi mümkün olmayan uzun dönem sorunlarına yol açacaktır. Ancak, kuruluş yeri seçiminin önemliliği kadar bu kararı etkile yen faktörlerin çokluğu ve nitelik farklılığı böyle bir kararın alınmasında gerekli özenin gösterilmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu nedenle, kuruluş yeri kararına varabilmek için öncelikle faktörlerin iyi tesbit edilmesi gerekmektedir. Çalışmamızda önce turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçimine etki eden faktörler ortaya konmuştur. Bu faktörler; 1- Doğal faktörler, 2- Sosyal faktörler,117 3. Yasal faktörler, 4. Psikolojik faktörler, 5. Ekonomik faktörler, 6. Diğer faktörler olarak altı ana grup içerisinde incelenmiştir. Faktörlerin kuruluş yeri seçimine etkileri daha çok dinlenme-eğlence ve kıyı turizmi ağırlıklı olarak araştırmaya konu olarak alınmıştır. Kuruluş yeri faktörlerinin yer seçimi üzerindeki etkilerini ortaya koymak için bu faktörler iki grupta ele alınmıştır. Bunlar; a) Kalitatif faktörler b) Kantitatif faktörlerdir. Kalitatif faktörlerin analizi sonucu mümkün kuruluş yerlerinin öncelik sırası bu öncelik sırasına göre belirlenen yöreler arasından araştırmanın kapsamına göre örnek yörelerin seçilmesi önerilmiş ve seçilen bu örnek yörelerin kantitatif faktörler yönünden değerlendirilmesi sonucu optimal kuruluş yerinin belirlenebileceği ortaya konmaya çalışılmıştır. Kalitatif faktörlerin analizinde bir anket metodu önerilmiş ve 25 kişi üzerinde anketin yapılabilirliği denenmiştir. Kalitatif faktörlere deneklerin daha rahat cevap vermesi amacıyla çekicilik kriterleri adı verilmiş ve öncelikle bir çekicilik sınıflandırması standardı ortaya konulmuştur. Diğer taraftan aynı ankette yöresel çekicilik potansiyellerinin rakamsallaştırılmasına çalışılmış ve sonuçta çekicilik potansiyeli öğeleri de 15 çekicilik kriteri gurubunda birleştirilerek, verilerin amaca uygun duruma getirilme aşaması gösterilmiştir. Ayrıca, çıkacak sonuçların nasıl kullanılabilir hale getirileceği de belirtilmiştir.118 Tablo (4.7) deki anket sonucu oluşturulan standard puanlar İlginç olarak bir takım değerler etrafında kümelenmişlerdir. Bu bakımdan en yüksek tercih, doğal güzelliklere yöneliktir. Turiste olanak sağlayacak alt yapı, iklim, yiyecek ve konaklama kolaylıkları da turisti, yöre seçiminde çok etkilemektedir. Diğer çekiciliklere olan ilgi, bu sayılan kriterlere nazaran da ha azdır. Bu bakımdan psikolojik faktörler, tarihi önemi olan yerler ile eski harabeler ortanın biraz üzerinde ve bunları orta derecede tercih uyandıran yöreye özgü değerler, dinsel anlamı olan yerler, artistik ve mimari değerler, sağlık dinlenme ve eğlence olanakları takip etmektedir. Fazla ilgi çekmediği saptanan çekicilik grubu kriterleri de tercih sırasına göre festivaller, fuarlar ve sergiler, kültürel faaliyetler, alış veriş kolaylıkları şeklinde sıralanmaktadır. Anket grubu bir yörede alış-veriş kolaylıklarının bulunuşuna pek aldırış etmemektedir. Çekiciliklere ilişkin arz potansiyelinin saptanmasına yönelik anket sonucu örnek üç yöreden Alanya - Side birkaç tanesi hariç en yük sek puanları aldığı görülmektedir. Tüketicinin tercih ortalamalarının yöre potansiyeli puanlarıyla çarpılması ve çarpımların toplanması ile elde edilen yöre turistik değerleri karşılaştırıldığında, en çekici yörenin Alanya - Side olduğu ve bunu sırasıyla Seferihisar - Kuşadası, Samsun - Ordu'nun takip ettiği anlaşılmaktadır. Önerilen bu tür bir uygulamanın istenilen düzeyde hazırlanması ve uygulanması sonucu turizm yatırımcılığı ve planlamasında alınacak kararların, dolayısıyla kuruluş yeri seçiminin kesinlik ve doğrulukları önemli ölçüde artacaktır.Ayrıca bu tür bir analiz sonucunda turistik yörelerin hangi amaçlı turizme daha elverişli olduğu yöredeki faktörlerin elverişlilik durumları ve iyileştirme koşulları da ortaya konabilecektir. Bu yöntemin avantajlı yönünden biri de esnek oluşudur. Herhangi bir coğrafi ünite veya herhangi bir turist tipine uygulanabilir oluşu dur. Sadece, kriterlerin uygun olarak belirlenmesini, uzmanların dik katli seçimini ve titizlikle soruşturulmalarını gerektirir. Belirtilen bu yönteme göre belirlenen yüksek turistik çekim merkezlerinin müteşebbisler yönünden elverişlilik durumları kantitatif faktörler dikkate alınarak incelenmelidir. Çalışmanın bu kısmında minimum maliyet yaklaşımına göre, önceki bölümde turistik çekiciliği yüksek çı kan Alanya --. Side, Seferihisar - Kuşadası arasında karşılaştırma yapılmıştır. İlgili maliyet öğelerinin karşılaştırılması sonucu Seferihisar- Kuşadası yöresi uygun kuruluş yeri olarak belirlenmiştir. Kalitatif faktörlerin analizi sonucu cazibesi en yüksek çıkan Alanya - Side yöresi, kantitatif faktörler yönünden Seferihisar - Kuş adası ile karşılaştırıldığında yatırımcılar yönünden cazibesini yitirmektedir. 0 halde genel bir sonuç olarak, turizm işletmelerinin kuruluş yeri seçim kararı sürecinde aşağıda maddeler biçiminde belirtilen bazı temel ilkelerin sürekli olarak gözönünde bulundurulması doğru bir karara varmada önemli bir rol oynayacaktır : 1. Kuruluş yeri kararı verilip işletme kurulduktan sonra hemen hemen dönüşü olmayan bir yola girilmiştir. Bu nedenle acele edilmemeli ve karar için gerekli tüm bilgiler sağlanmalıdır. Bütün proje çalışması boyunca verilen kararın doğruluğu göz den geçirilmelidir. Gerekirse tesis kurulmadan yer değişikliğine120 gidilmelidir. 2. Kuruluş yeri kararı genel coğrafik bölge seçiminden başlayarak konumluk yer seçimine doğru aşamalı olarak ele alınmalıdır ve sistematik bir bütünlük içinde tüm faktörler ve etkileşimleri gözönüne alınarak incelenmelidir. 3. Karar verme sürecinde hiçbir zaman bir tek yaklaşım ya da yön temle yetinilmemelidir. Önerilen teknik ve yöntemler yalnız karar vermeye destek amacı taşır. Ne kadar çok boyutlu analize gidilirse karar etkinliği o kadar artacaktır. Çünkü, belki bir daha böyle bir karar verilmeyecektir. 4. Turizm işletmelerinin kuruluş yerleri bakımından `toplanma` özelliği göstermesi yaygındır. Böyle durumların üstünlük ve sakıncaları ayrıca değerlendirilmelidir.
Collections