Türkiye`de 1945-1980 döneminde yönetim-halk ilişkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
257 ÖZET Halk 1950'lerde siyaset sahnesine çıkma ve siyasal bir güç olma imkanına kavuşmuş, ekonomik yapıda geniş ölçüde başlayan değişim ile beraber Türk insanının da kamu yönetiminden hizmet beklentileri artmıştır. Halk, 1961 Anayasasının sağladığı özgürlük ortamı ile de eğilimlerini, isteklerini siyasete yansıtma ve örgütlü bir güç oluşturma şansına ulaşmıştır. Böylece yönetilenlerin demokratik yol ve yöntemlerle denetlenebileceği toplumsal dinamikler oluşmuştur. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak Türkiye'de halkla ilişkilerin kamu ve özel sektörde 1960'larda yer almaya başladığını söyleyebiliriz. 19601ı yıllarda, ekonomik ve sosyal kalkınmanın devletin girişim ve öncülüğünde bir planla gerçekleştirilmesi öngörülmüş ve bu doğrultuda, yönetim ve halk arasında geçmişten bugüne devam eden uçurumun, kalkınma planlarının yenilik çalışmaları ile yok edilmesi ve yönetimin kendini sürekli yenileyerek halkın istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak konuma gelmesi hedeflenmiştir. Söz konusu dönemde; 1961 Anayasası, Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulması, Kalkınma Planlarının hazırlanması, Ankara Televizyonumun kurulması ve 1963'de MEHTAP Projesi (Merkezi Hükümet Araştırma Projesi), 1971'de idari Reform Danışma Kurulu Raporunun hazırlanması gibi Türk kamu yönetimi ve halkla ilişkiler açısından olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Bununla birlikte 1960'lardan itibaren halkla ilişkilerde ülkece aldığımız yol mühim gözükmemekte olup, Türk kamu yönetiminde halkla ilişkiler uygulamasının yöneten ve yönetilen düzeylerinde gereği gibi yerleşip258 işlediğini söylemek de pek mümkün değildir. Bu konuda Devlet pek istekli görünmüyor ancak, devleti bu yönde zorlayacak toplumun da olduğu söylenemez. Türk kamu yönetiminde, yönetim ile halk arasında ortaya çıkan uyumsuzlukları gidermekten çok toplumsal sorunların sonuçlarına, yönetileni inandırma amacına yönelik olarak uygulanan halkla ilişkilerin bir yönetim fonksiyonu olduğu unutulmamalı, gereken önem ve yer verilmelidir. Halk ile yönetim arasında karşılıklı bilgi alış verişi sağlanarak işbirliğine gidilmelidir. Kamu yönetim modelinin, çağdaş gelişmelere paralel ve toplumsal değişim gereklerine uygun olabilecek bir yapı oluşturması zorunluluk arz etmektedir. 259 SUMMARY Turkish nation has participated in the political arena and become a political power since 1950's. With the developments in economic structure, expectations of Turkish people from public sector have increased. The Constitution of 1961 has supplied a liberal atmosphere for legal organisations. Turkish nation has a first chance to legalise all of opinions. This has made people to participate in the political arena. Thus, democratic methods for inspections of authority have realised. Public relations have participated in public and civil sectors since 1960's. In sixties, economic and social development under the leadership of government has been suggested as the only probable way. For this reason, the gap between public opinion and civil opinion must have been by the way of a general consensus. Progress plans have made an important progress for public relations because of improvements in public sector. In this term of public sector's developing, the Constitution of 1961 has been validated, The Government Planning Organisation has been founded, the television of Ankara has been founded, the project of MEHTAP (a social and economic progress project) has been begun to practise, The Report of The Managing Plan and Information Centre has been practised. With this improvements in public sector, public relations has made a rising development. Although all these development and positive progress in public sector the ideal for public relations has not been realised. The reason why it has not been achieved is the variance between public opinion and civil opinion. On this way to finish the variance, the sector seems not to be desirous to solve260 the origin of the problem. There is no effort or obligation to be solved. The government doesn't seems to be desirous to solve and civil sector has not motivated the government to solve the problem. There is a lack of harmony at Turkish public sector. But this lack of harmony should remove the effective efforts on the area of the public relations. Corporation between two sectors should be built as soon as possible. Social changes should be directed to public relations in public sector. The new model of public management has to be adopted according to contemporary progress in its area and reformed according to necessity of social changes. OOKflHAHTASYOH MERKEZİ
Collections