Urla, Çeşme yarımadasında doğal ortam ile sosyo faaliyetler arasında ilişkiler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çalışma alanı Karaburun Yarımadası 'nın güneyinde Çeşme ilçesinin tamamım ve Urla ilçesinin batıdaki büyük kısmım kapsamaktadır. Urla-Çeşme Yarımadası 'nda tipik Akdeniz iklimi koşullan hüküm sürmektedir. Frontal faaliyetlere bağlı olarak yağışların çok büyük bir bölümü kış ve bahar aylarında toplanmıştır. Yaz döneminde bölgede tek bir hava kütlesi hakim olduğundan (Tropikal hava kütlesi) yaz aylan yağışsız, sıcak ve kurak geçer. Çalışma alanında yıllık ortalama sıcaklık 17°C'dir. Ocak-Şubat aylarında 10°C'nin biraz altında seyreden aylık ortalama sıcaklıklar yaz aylarında 20° C'nin üzerine çıkar ve Temmuz ayında 25.4°C'ye ulaşır. Yıllık ortalama yağış tutan ise (Çeşme istasyonu) 590 mm'dir. Çalışma alanının oldukça karmaşık bir jeolojik yapısı vardır. En eski araziler, ildir ve Germiyan Yalısı arasında yer yer mostra veren Üst Paleozoyik (Devoniyen, Karbonifer)'e ait kırıntılı birimler ve dolomitik kireçtaşlan olup pek fazla yer kaplamaz. Çalışma alanında geniş alanlar kaplayan ve yüksek sahalan oluşturan Mesozoyik birimleri ise Alt Triyas'tan Üst Kretase'ye kadar devamlı denizel ortamlarda çökelen kireçtaşlan ve fliş formasyonu ile temsil edilir. Araştırma alanının en genç tortullan; konglomera, kumtaşı, kiltaşı, marn ve kireçtaşından oluşan neojen göl çökelleridir. Neojen göl tortullan, çalışma alanının doğu ve batısmda geniş alanlar kaplar. Çeşme-Alaçatı arasında ise göl ortamında devresel volkanik faaliyetlere bağlı olarak tüf arakatkılı volkano-sedimanter formasyonlar yer almaktadır. Araştırma alanındaki volkanitler ise genel olarak Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı andezitik tüf, aglomera ve lâvlardan oluşur. Çoğu mevsimlik ve sel karakterli olan akarsuların denize döküldükleri ağız kesimlerinde ve yer yer tabanlı vadilerde bulunan Kuvaterner alüvyonlan ise çalışma alanının en genç birimleridir. Urla-Çeşme Yanmadası'mn kuzey-güney doğrultusunda uzanan merkezi kesimleri, genel olarak mesozoyik kireçtaşlanndan oluşan yüksek alanlar durumundadır. Merkezi sırt şeklindeki bu kütle, Pliyosen ve Kuvaterner' deki tektonik hareketlerle yükselmiş ve yer yer eğim atımlı faylarla parçalanarak kabaca kuzey- güney doğrultulu depresyonlar oluşmuştur. Daha sonra bu çöküntü alanlarında karstik süreçler de etkili olduğundan Barbaros, Kadıovacık ve Nohutalan depresyonlan gibi tektono-karstik depresyonlar meydana gelmiştir. Pliyosen ve Kuvaterner' deki tektonikII hareketler, yanmada kıyılarındaki kuzey-güney doğrultulu koy ve körfezlerin oluşumunda da rol oynamıştır. Genel olarak 250-650 metreler arasında yükseltiye sahip merkezi sırtın doğu ve batısında, geniş çapta neojen göl tortullarının bulunduğu alçalım alanları mevcuttur. Kuvaterner'deki tektonik hareketlerle bu alçalım alanları içinde yer yer talî çöküntü alanları oluşmuştur. Batıda Alaçatı Ovası ve Gülbahçe Körfezi'nin güneyinde Malkaça ovası bu şekilde meydana gelmiş, denizel transgresyonlar ve akarsu faaliyetleri sonucu bu alanlar alüvyonlarla doldurulmuştur. Urla-Çeşme Yarımadası 'nda mesozoyik kireçtaşlanndan oluşan arazilerde çatlak ve tabaka yüzeylerinde, karstik çukurlukların tabanlarında zonal toprak grubundan kırmızı renkli Akdeniz topraklan (terra-rossa/alfisol) bulunur. Yüksek merkezi sırtın doğu ve batısında neojen göl tortullarının bulunduğu alanlarda genellikle AC horizonlu ve ana kayanın özelliklerini yansıtan rendzina (mollisol) topraklan yer alır. Bu sahalar tanmsal açıdan verimli alanlan oluşturur. Özellikle Alaçatı civannda volkano-sedimanter formasyonlar ve tüfitler üzerinde azonal topraklardan regosoller yer alır. Gülbahçe Körfezi batısı ve Alaçatı doğusunda geniş alanlar kaplayan andezit ve aglomeralar üzerinde ise intrazonal topraklardan kumlu- taşlı topraklar (inceptisol) bulunur. Sık sık taşlan ve millenmeye uğrayan yer yer iç kesimlerdeki depresyonlarda, olgun vadi tabanlarında ve akarsulann kıyı bölgelerinde oluşturduğu birikim alanlarında entisol grubundan mil, kum ve çakıldan ibaret alüvyal topraklar bulunmaktadır. Sürekli aşınmaya uğrayan ve fliş formasyonundan oluşan eğimli arazilerde ise taşlı-çakıllı-kumlu litosoller mevcuttur. Urla-Çeşme Yarımadası 'nda hüküm süren Akdeniz iklimi şartlarına bağlı olarak doğal bitki örtüsü de Akdeniz Fitocoğrafya Bölgesi'nin ışık ve sıcaklık istekleri yüksek, kuraklığa dayanıklı türlerinden oluşmaktadır. Çok çeşitli topoğrafik (yükselti, eğim, bakı) anamateryal ve toprak özelliklerine sahip yanmadada hemen her türlü ortamda klimaks tür kızılcam (Pinus brutia) dır. Ancak yangınlar, tarla açma, yakacak temini ve aşın otlatma gibi tahribatlar sonucu maki ve garig formasyonlan kızılcam topluluklarının yerini büyük ölçüde almıştır. Mesozoyik kireçtaşı ve neojen tortullan üzerinde son derece gür ve çeşitli nemcil, yan nemcil maki elementleri hâkimdir. Buna karşın, rejenerasyon yeteneği düşük, tüfit, aglomera ve andezitler üzerinde, birkaç türle temsil edilen kurakçıl maki, hatta garig vejetasyonu adeta yerleşmiş durumdadır.Ill Çalışma alanı bir bütün olarak iklim, bitki örtüsü hatta toprak özellikleri yanında Akdeniz zonobiyomu dahilindedir. Ancak yer yer özel toprak-ana materyal ve jeomorfolojik şartların ortam açısından belirleyici olduğu (ön plâna geçtiği) alanlar, farklı biyomlar oluşturmaktadır. Sahanın ekosistemlere (biyomlara) ayrılması, doğal potansiyelin ve arazinin, sürdürülebilir ilkeler çerçevesinde rasyonel ve verimli kullanılmasında son derece önemlidir. Doğal ortamın rasyonel kullanımında büyük bir önem taşıyan diğer bir uygulama da `arazi yetenek sınıfiaması`dır. ABD 'de geliştirilen ve kısa zamanda tüm dünyada yaygınlaşan arazi sınıflandırma sistemi, çeşitli doğal ortam özelliklerine sahip arazilerden (biyomlardan) en prodüktif şekilde yararlanmayı amaçlar. Buna göre; arazi üç temel kullanım alam olarak tarım, otlak (mer'a) ve orman sahaları şeklinde belirli kriterlere göre kullanım türlerine ayrılır. Çalışma alanında önce iklim, yeryüzü şekilleri, litoloji, toprak özellikleri ve hidrografik özellikler gibi doğal ortam özellikleri ayrı ayrı ortaya konmuş; bilahare arazi biyomlara ve arazi yetenek sınıflarına ayrılarak her türlü fiziksel plânlama için sağlıklı bir alt yapı oluşturulmuştur. Urla-Çeşme Yarunadası'nda, özellikle ikincil konut ve turizm yapılaşması ile otoban inşaatı gibi bazı alt yapı uygulamalarına bağlı olarak, tarım alanları önemli ölçüde azalmıştır. Buna karşın örtü altı tarımı (seracılık), kümes hayvanı çiftlikleri, süt ve et verimi yüksek büyükbaş hayvan sayısı ve işletme büyüklükleri nitelik ve nicelik açısından artmaktadır. Bunların yanında son yıllarda yanmada kıyılarında ağ-kafes balıkçılığı hızla gelişmektedir. Özellikle Çeşme-Alaçatı yöresi ülkemizin en önemli turizm bölgelerindendir. 1998 yılı itibarı ile, İzmir ili bütününde turizm işletme belgeli tesislerin % 23 'ü Çeşme'de bulunmaktadır. Çeşme ve Alaçatı'da turizm ve belediye işletme belgeli 207 konaklama tesisi bulunmaktadır. Belgeli tesislerin % 84'ü belediye işletme belgeli olmasına karşın, turizm belgeli nitelikli tesislerin sayısı ve yatak kapasiteleri hızla artmaktadır. Ancak yanmada turizmi halen turizmde monokültür olarak nitelenen deniz ve güneş turizmine dayanmaktadır. Çalışma alanında özellikle Kıran Yarımadası 'nda karstik şekillerden mağaralar, dik yamaçlı derin boğaz vadiler, kalanklı koylar, zengin maki vejetasyonu ve kızılcam ormanlan gibi doğal çekicilikler,IV terkedilmiş köyler, rüzgâr değirmenleri vb tarihi-kültürel çekicilikler henüz kapsamlı ve plânlı olarak devreye sokulmuş değildir. Belirtilen doğal ve kültürel çekicilikler turizmde çeşitliliği sağlayabileceği gibi yılın diğer aylarında da turizm faaliyetlerinin devamım sağlayabilecek nitelikte görünmektedir. Ilıca ve Şifhe'deki termal kaynaklar da Avrupa standartlarında tesislerle değerlendirildiği takdirde, yarımada turizmi yaz sezonu dışmda da aktif bir turizm bölgesi haline gelebilecektir. Çalışma alam son yıllarda önemi giderek artan alternatif enerji kaynaklan açısından büyük bir potansiyel taşımaktadır. Çeşme-Alaçatı yöresi rüzgâr enerjisi potansiyeli açısından ülkemizin en önemli yörelerindendir. Bu konu ile ilgili olarak Demirer Holding'in Germiyan'da kurduğu 3 rüzgâr türbini ile Güçbirliği Holding' in Alaçatı'da tesis ettiği 12 adet rüzgâr türbini yarımadanın elektrik enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Ayrıca Ilıca ve Şifne jeotermal alanlarında derin sondajlarla elektrik enerjisi üretimi ya da başka amaçlar için yeterli sıcaklıkta jeotermal akışkan elde etme olasılığı yüksektir. THE RELATIONSHIPS BETWEEN NATURAL ENVIRONMENT and SOCIAL-ECONOMIC ACTIVITIES IN URLA-ÇEŞME PENINSULA (W. TURKEY) SUMMARY The study area covers all part of the Çeşme district and the western parts of the Urla district in the Karaburun-Çeşme Peninsula in the Aegean Region. Mediterranean climatic conditions prevail in the study area. For this reason more than half of the annual precipitation falls during the winter and spring seasons. Summer is arid and hot due to tropical air mass occupies the region. The mean annual temperature is about 17° C, this figure beeing less than 10° C during the period of January and February increases more than 20° C during the summer period. (July temperature 25.4° C). The mean annual precipitation is 590 mm for Çeşme meteorological station. Study area has complex geological structure. The oldest formation belonging to upper Palaeozoic (Devonian, Carboniferous) is outcropped between Hdir and Germiyan coastal strip. This formation is composed of clastic sediments and dolomitic limestones. The Mesozoic unites which are widespread in the area is comprehansive series characterised limestones and flyschs. They accumulated continuously from the Lower Mesozoic up to Upper Mesozoic era. The youngest sedimentary formation of study area is neogene lake deposits which are composed of conglomerate, sandstone, claystone, marl and limestones. Neogene lake deposits spread the eastern and western part of the study area. Volcano- sedimentary formation containing tuff levels is found as an interclated in the neogene lake deposits between Çeşme and Alaçatı. -Volcanic formation belonging to Miocene to Pliocene is associated with andezitic tuff, agglomerate and lavas. Quaternary alluvial deposits are seen on the alluvial coastal strips and bottom land of the valley opening the sea.VI Central part of the area occuring mesozoic limestones and extending N-S direction is the hilly and height part of the area. This area was subjected uplifting tectonic movements so dissected with dipslide normal faults by the tectonic mowement occuring Pliocene and Quaternary period. This tectonic movements are responsible for the formation of the depressions extending N-S direction, roughly and than the tectono-karstic depression has been formed on the results of karstification process. The tectonic movements occured Pliocene and Quaternary has an important role the formation of bay and golf extending N-S direction in such area. There are subsidence areas which contain widespread neogene lake deposits on the eastern and western parts of the central range with an elevation of 250-650 m. The secondary subsidence areas are also formed as the result of tectonic movements of Quaternary. Alaçatı plain (in the west) and Malkaça plain (south of Gülbahçe Gulf) were formed as the result of this process and these plains were occupied by the marine deposits and fluvial materials. The reddish Mediterranean soils are found along the crack and bedding surfaces between layer in the mesozoic limestone in the Urla-Çeşme Peninsula. Rendzinas (mollisols) with AC horizons have been found on the soft limely lake deposits in the estern and western part of the central range. Regosols are found on the volcanic tuffs and volcano-sedimentary fine material especially in the vicinity of Alaçatı. Lithosols which are widespread on the andezite and agglomerate occur in the western part of Gülbahçe Gulf and E of Alaçatı district. Entisols covering alluvial soil/deposits are seen on the mature valley and the coastal accumulating area. The lithosols containing gravel and sand are common on the slopy part of the flysh areas which is subject to intense erosion. Mediterranean vegetation communities are widespread in the study areas. The distribution of the plants are determined by the exposition, slope and parent materials. The climax forest formation is Pinus brutia (red pine). But, the maquis and garigues formation are replaced by Pinus brutia forests because of the fire, excessive explotation of forest, missuse.of land and heavy grazing.VII Hydrophytic and semihydrophytic maquis elements are dominant on the neogene sedimentary deposits and limestone terrains. While xerophytic maquis and garrigues elements characterizing a few species which are low regeneration ability are formed as a stabil or climax succession on the tuff, andezite and aglomerate. The study area is within in the mediterranean zonobiome in terms of climate, soil and vegetation communities. But special properties of soil, geomorphic features and parent material are responsible for the formation of different biomes. Study area is divided into biomes and ecosystem according to natural potential, sustainable utilization, land capability. This situation is an important in term of the revealing of the land potential and problems. Land capability classification is an another principle of the determining of the land and sustainable utilization. This classification system shows the rasyonel utilization of the land use depending on biomes, parent material and soils. According to these principles the land of the study area is divided into three units: agricultural land, forest and meadow. The agricultural or arable land is getting decreased due to infrastructure facilities, tourism and highway construction. While green house and modern animal husbandry activities are getting increased in study area. In addition to this, the cultural fishing plants established along the coastal areas are being developed. The area especially extending between Çeşme-Alaçatı coastal belt is the one of the most important tourism centre of Turkey. By 1998, 23 % of the total tourism plants licensend by Tourism Ministry are found in the Vicinity of Çeşme, as whole. 207 touristic accommodation plants belonging to municipal and Tourism Ministry licenses are located in the Çeşme and Alaçatı towns, Although 84 % of the registered_municipal touristic plants, the other touristic plants, most of them belonging to Tourism Ministry licence are being increased continuously. But the tourism activities are depend on sea and sun tourism. The other tourism potential such as caves, canyon valleys, beaches with calank, rich maquis species and their communities, red pine forest, abandoned villages, wind mile, historical and cultural beauties are not exactly determined in terms of tourism activities.VIII Above mentioned natural and cultural properties of the area also contribute the increase of the tourism activities and so tourism activities would be continued all season. If thermal sources which are found Ilıca and Şifne area would be assessment according to European standards, the tourism of the area will continued not only summer but also during the other season especially winter. Study area has an alternative energy sources such as wind and geothermal energy. Indeed, one of the most important wind energy potential is established in the Çeşme-Alaçatı area in Turkey. In this subject, wind energy plants capability constructed in the Germiyan district by Demirer Holding and Alaçatı district by Güçbirliği Holding supplies the majority of the electricity utilisation of the peninsula. In addition to this, the geothermal energy potential is sufficent in order to establish new electricity plants with deep drilling to be carried out in the Şifne and Ilıca geothermal areas. l»Ol SöS55`
Collections