İzmir anakente bağlı kır yerleşmelerinin kır-kent bütünleşmesindeki konumu ve yapısal analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
V ÖZET Çalışma alam, Ege Bölgesi 'nde, İzmir Körfezi çevresinde uzanan İzmir anakent bütünüdür. Bu alanın, kuzeyinde Yamanlar Dağı'nın güney uzantıları ve Menemen Dellası'nın güneyi yer alır. Güneyde ise Cumaovası (Menderes) Depresyonu ve Kemalpaşa (Nif) Dağlık Kütlesi (batıya doğru Kaynaklar Köyü Sarnıç istikametini izleyen hat) bulunur. Doğuda, Bornova Ovası'nın Manisa Dağı ile birleştiği tepelik alan, batıda ise Seferihisar Depresyonu' nun kuzey ucu ve Ege Denizi, araştırma alanının sınırlarını oluşturmaktadır. Bugün büyük bir metropole dönüşmüş olan İzmir kenti, günümüzden yaklaşık 5000 yıl kadar önce Bayraklı Tepekule mevkiinde, korunaklı bir liman çevresinde kurulmuştur. Tarih boyunca bir çok milletin egemenliğine girmiş olan İzmir, grabenlerin varlığı ve fazla yüksek olmayan eşiklerle hinterlandının geniş olmasının sağladığı avantajlar nedeniyle varlığını günümüze kadar sürdürebilmiştir. Kentin mekan organizasyonunu günümüze kadar sürdürmesini sağlayan bu doğal ortam koşulları; Körfez, Balçova-Narlıdere etek ovaları ve Bornova, Karşıyaka alüvyal düzlüklerinden oluşmaktadır. Söz konusu sahada en yüksek kesimler, kuzeyde Yamanlar Dağlık Kütlesi (1076 m.) ile güneyde Balçova Adatepe sırtlarıdır. Üç farklı tektonik kuşağa rastlamakta olan İzmir kent alanı, I. derecede etkin deprem sahalarındandır. Ayrıca kütle hareketleri ve göçmeye karşı zayıf zeminlere sahiptir. Bu nedenle, konut yapımında deprem unsurunun göz ardı edilmesi, olası bir depremde can ve mal kaybını arttırıcı bir etken olarak karşımıza çıkacaktır. Nitekim tarihsel süreç içerisinde binlerce can ve mal kaybına neden olan depremler yaşanmıştır. Bu nedenle sağlıklı bir kent görüntüsünün ortaya çıkması bakımından, kurulacak yeni konut sahalarının tektonik özelliklerinin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. İzmir ve yakın çevresindeki iklim üzerinde Batı rüzgarları kuşağında oluşan cephe sistemleri rol oynamaktadır. İzmir'de yıl içinde görülen en düşük ortalama sıcaklıklar, 8.7 °C iken, en yüksek ortalama sıcaklıklar da 27.7° C'dir. Yıllık ortalama yağış miktarı ise, 690.4 mm'dir. İzmir kenti çevresinde orman olması beklenen sahalar, yıllardır süren yoğun tahribatlar nedeniyle maki ve garig toplulukları ile kaplanmıştır. Ancak, kent yerleşim sınırlarının dışında kalan, Belkahve eşiğinde, Kemalpaşa Dağı (Nif) ile Çatalkaya'nınVI kuzey ve Yamanlar Dağı'nm yüksek yamaçlarında kızılcam; sırtlarda ve alt yamaçlarda ise maki ve garig türlerinin stabil olduğu söylenebilir. İzmir kenti ve çevresindeki drenaj ağını çok sayıda akarsu ve dereler oluşturmaktadır. Buradaki akarsular, olgun bir profile ulaşmamıştır. Mevsimlik akıma sahip, tümü basit rejimli olan bu akarsular, Bornova Ovası'ndaki alüvyal düzlükler üzerinde verimli tarım topraklarını oluşturmuştur. Ancak, tarıma elverişli bu topraklar, kontrolsüz ve hızlı kentleşme nedeniyle tarım dışı amaçlar için kullanılmaktadır. Ticaret, sanayi ve kamu kuruluşları yanında konutlarla da işgal edilen kent içi tarımsal alanlar, bugün artık yok denilebilecek kadar azdır. Bugün kentleşme hızının etkisiyle yoğun nüfus baskısı altında bulunan kentte, 2.117.811 nüfus barınmaktadır. Bu nüfusun % 98.3 'ü kentsel, % 1.7'si ise kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Gittikçe büyüyen İzmir kentinde, ekonomik faaliyetler de oldukça çeşitlilik göstermektedir. Kentin bazı bölgeleri (Çiğli, Bornova Işıkkent, Pınarbaşı, Gaziemir Sarnıç) sanayi ve ticaret fonksiyonları ile ön plana çıkarken; bazıları da (Konak, Bornova, Buca gibi), idari ve kültürel açıdan farklılık göstermektedir. Dışa açılabilme olanağı bulunan doğal bir körfez çevresinde kurulan İzmir, çevre koşullarının elverişliliği nedeniyle hızla nüfuslanarak yatay yönde genişleme göstermiştir. Yatay yönlü olan bu alansal genişleme ile kent, daha da büyümekte ve çevrede bulunan yerleşimleri de etki alanına almaktadır. Öte yandan, kent çevresindeki kırsal yerleşmeler de büyüyerek zamanla kentle bütünleşmektedir. Bu kırsal yerleşmelerin, kentleşme süreci içerisindeki anakent ile nasıl bir etkileşim içerisine girdiği ve kente uyum sürecinde hangi konumda olduğu, yapılan anket çalışmaları ve arazi gözlemlerine bağlı olarak değerlendirilmiş ve köye ilişkin mekansal dokuda köy toplumunun sosyo-ekonomik yapısında değişiklik olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu yerleşimlerde meydana gelen değişimler, `nüfus`, `fonksiyonel yapı`, `sosyal yapı`, `II. Konutlar ve alansal genişleme`, `ulaşım düzeni`, `konut tipleri` şeklinde ölçütler kullanılarak ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bahsedilen değişimler,VII kullanılan ölçütlere göre her yerleşimde farklı özelliklerle ortaya çıkarak kırsal yerleşimler arasında gelişmişlik ve geri kalmışlık tasnifinin yapılmasında belirleyici olmuştur. Çünkü, ele alman bu kriterler, hem değişimin niteliğini ortaya koymakta, hem de meydana gelen değişimlerin hızlı-yavaş, olumlu-olumsuz oluşunda rol oynayan etkenlerin ortaya çıkarılmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, 1970'li yıllardan günümüze ele alınan değişim sürecinde, kırsal yerleşmelerin merkez ile ilişkisi çerçevesinde konut değişimi saptanarak, anakentin bu değişimdeki etkisi incelenmiştir. Buna göre, İzmir anakente bağlı kırsal yerleşmelerin sanayi ve II. Konut baskısı altında olduğu görülmüştür. Bu etkilerin yoğun olduğu kırsal yerleşimler, (Kaynaklar, Yelki, Sarnıç, Sasalı gibi) kısa sürede nüfuslanarak büyümüş ve belde konumuna gelmiştir. Öte yandan, kırsal alanlardaki bu değişim, tarım topraklarının rant sahası haline gelmesine neden olarak, tarım topraklarının hızla kaybedilmesi sonucunu doğurmuştur. Ancak, tarım topraklarının rant haline gelmesi, alternatif bir gelir getireceği düşüncesi ile köy halkı tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Bu nedenle kırsal alanlarda kısa sürede imar planlarının oluşturulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan kentle etkileşim sonucunda kırsal yerleşmelerin fonksiyonel yapısında sanayi, ticaret gibi tarım dışı ekonomik faaliyetlerin de yaygınlaşmaya başladığı görülmüştür. Sonuç olarak, İzmir kentinde alansal genişlemenin kent merkezinde ve çevre yerleşimlerde etkisi sınanmaya çalışılmıştır. VIII THE GEOGRAPHICAL AND STRUCTURAL ANALYSIS OF THE DISTRICT OF IZMIR IN TERMS OF RURAL-URBAN RELATIONSHIPS ABSTRACT Study area covers the Izmir municipal urban area encircling the Gulf of Izmir. This area is bounded the southern part of Yamanlar Mountain, the southern part of Menemen Delta; in the north and Cumaovasi or Menderes Depression and Kemalpaşa Mountain in the south, and the hilly surfaces in the places of conjuction between Manisa Mountain and Bornova plain in the east, the northern part of Seferihisar depression and Agean Sea in the west. The ancient of first settlement area was setup Tepekule locality near the Gulf of İzmir in Bayraklı district 5000 years ago BP. İzmir has been suitable place due to the favourable topographical conditions and grabens the transport activities during the historical times. Giving on the other hand, the plains named Karşıyaka and Bornova, the piedmont covering the southern part of İzmir Gulf have been formed the suitable conditions and harbour activities in trems of sectlelement. İzmir and its vicinity is found in the intense earthquake areas due to fact that, main fault lines extend.This area is taken place also vulnearable for the mass movements, and high ground water level in the plains. Earthquakes which had occured during the historical period led to the intense damage and deaths. For that reason this situation can be taken into consideration for the establishing new settlement areas and constructional activities. Mediterranean climatic regime prevails. The climate of İzmir mostly depends on the system of Western wind frontal activities. The mountain temperature change 8,7°C in the January and 27,7°C in the July. Mean annual precipitation is about 690 mm. The most part of Izmir and its close environment is occupied by maquis and garrigue vegatation as regressive succesion due to the fact that red pine (Pinus brutia) forest have been completly distroyed.IX But the native red pine clusters are seen in the vicinity of Belkahve, Kemalpaşa Mountain, Yamanlar Mountain and the north part of Çatalkaya locality. Main stream orginating from the upland areas flows into Agean Sea. The longitidual profiles of the streams are high due to the vertical tectonic movements. The flow of the streams dries up during the summer period. The fertile alluvial soils are found in the alluvial surfaces of Bornova plain. These soils have been mostly occupied by the urban settlements, and industrial plants. The İzmir city maintains its importance both during the historical and recent times due to suitable natural environmental conditions. Nowadays the population of the city increase continuously. 98,3 percent of the population totalling 2.1 17.81 1 live in the urban remaining in the rural areas. Izmir which is the third metropolitan city of Turkey shows different economic activities and settlement types. Industrial and commercial activities are focused on in the district of Çiğli, Pınarbaşı, Işıkkent, Gaziemir and Sarnıç while administrial and cultural activities are carried out in the district of Konak, Bornova and Buca. İzmir metropolitan area is commonly widespreading along the Gulf of İzmir and the main roads extending from İzmir to Kemalpaşa and Menemen. The rural area is merged to İzmir city due to the fast growing of the urban areas. That is the rural settlements have become the district of the İzmir. This situation has led to the transformation the culture, settlement and economic activities from the rural area to the urban. Indeed, population, social structure, dwelling and its areal developing, transport activities, types of settlements have been subject to great transformation. The mentioned sitiation will be covered the developed and developing parts of the urban areas and its close environments. The inquring and questionnaire working has been made for the establishing transformation activities which is occured in the study area. As a result, the rural areas were occupied by the industrial plants and dwellings. The rural settlement mostly converted into urban parts of İzmir. Agricultural areas are occupied by dwelling and industrial plants. The rural areas and its cultural heritage are mostly affected due to the urbanization.
Collections