Eğitim yöneticisi adaylarının özellikleri ile başarı ve atılganlık düzeyleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu araştırmada, yönetici adaylarının mesleki özellikleri ile başarı ve atılganlık düzeyleri arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır. Bir başka söyleyişle 23 Eylül 1998 tarihinde kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim yöneticUerinin bundan böyle yöneticilik eğitimini başarıyla tamamlamaları koşulunun getirildiği 23742 sayılı `Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik` ile eğitim yönetimi sistemimizde hedeflenen değişmenin sağlıklı biçimde gerçekleşmesine katkıda bulunabilmek için öneriler geliştirmek amaçlanmıştır. Araştırma, 2000-2001 öğretim yılında İzmir, Manisa ve Konya il, ilçe ve köylerinde gerçekleştirilmiştir. Örnekleme 1 Şubat - 26 Şubat 1999 ve 22 Kasım - 10 Aralık 1999 tarihlerinde Buca Eğitim Fakültesi'nce gerçekleştirilen Eğitim Yöneticiliği Programlarına katılan anılan illerde görev yapan 159 yönetici adayı ile bu kişilerin görev yaptığı kurumlarda çalışan kendi özellikleriyle benzer özellikler gösteren 159 eğitimci olmak üzere toplam 318 denek alınmıştır. Araştırmada, tüm deneklere mesleki özelliklerini belirlemeye yönelik `Öğretmenlerin Mesleki Özellikleri Anketi` ve atılganlık düzeylerini belirlemeye yönelik olarak da `Rathus Atılganlık Envanteri` verilmiştir. Yapılan uygulamalar sonucunda geçerli 318 veri toplama aracı geri dönmüştür. Araştırmada, 23 ah problem yanıtlanmaya çalışılmış ve verilerin analizinde `İki yüzde arasındaki farkın önemliliği testi`, ` % 2 analizi`, `ilişki katsayısı ve önem testi` `t testi`, `F testi` ve `SchefKe anlamlılık testi` ile `LSD testi` uygulanmıştır. Araştırmanın bulguları aşağıdaki gibi özetlenebilir: Buca Eğitim Fakültesi'nce 1 Şubat - 26 Şubat 1999 ve 22 Kasım - 10 Aralık 1999 tarihlerinde iki dönem yöneticilik kursuna katılan kadın öğretmenler yok denecek kadar az sayıda (kadın 17 kişi, erkek 254 kişi) katılmışlardır. Kurslara İzmir, Manisa ve Konya'dan katılan toplam 271 öğretmenin yüzde 57.9'u bu illerin merkez ilçelerinde bulunan kurumlarda, yüzde 42.1'i ise diğer ilçe ve köylerde bulunan kurumlarda görev yapmaktadırlar, öğretmenlerin yüzde 57.2'si ilköğretim, yüzde 35.4'ü ortaöğretim okullarında, geri kalan yüzde 7.4`u ise diğer kurumlarda görev yapmaktadır. IVİzmir'de görev yapan yönetici adaylarının Konya ve Manisa'da görev yapan yönetici adaylarına göre yöneticilik sınavında aldıkları puanlar daha yüksektir. Öte yandan genç yönetici adaylarının yöneticilik sınavında aldıkları puanlar, daha yaşlı olanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Bir başka söyleyişle yönetici adaylarının yaşı arttıkça yöneticilik sınavından aldıkları puanlar düşmektedir. Yönetici adaylarının yöneticilik sınavında aldıkları puanlar branş değişkeni bakımından da önemli farklılıklar göstermektedir. `Diğer` kategorisinde (rehberlik öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, güzel sanatlar öğretmenliği, beden eğitimi öğretmenliği ile din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği) yer alanların öteki branştakilere göre yöneticilik sınavından aldıkları puanlar daha yüksektir. Sözü edilen sınavda en düşük puanlan alan branş grubu da Fen- Matematiktir. Ancak yönetici adaylarının yöneticilik sınavından aldıkları puanlar; onların cinsiyetlerine, medeni dumurlarına, öğrenim düzeylerine, çalışmakta oldukları okulun/kurumun bulunduğu yere, bu kurumların türüne, daha önce yöneticilik yapıp yapmamalarına, herhangi bir dergiye abone olup olmamalarına ve herhangi bir dernek/sendikaya üye olup olmamalarına göre önemli farklılık göstermemektedir. Kendilerini geliştirme etkinliklerine katıtma sıklığı daha fazla olan yönetici adaylarının hem atılganlık düzeyleri hem de yöneticilik sınavından aldıkları puanlar, bu etkinliklere katılma sıklığı daha az olanlara göre daha yüksektir. Bir başka söyleyişle yönetici adaylarının kendilerini geliştirme etkinliklerine katılma sıklıkları arttıkça hem yöneticilik sınavı başarıları hem de atılganlık düzeyleri artmaktadır. Ancak yöneticilik sınavında alınan puanlar, yönetici adaylarının bir dergiye abone olup olmamaları ile bir dernek/sendikaya üye olup olmamalarına göre önemli bir farklılık göstermemektedir. Atılganlık özelliği söz konusu olduğunda ise durum değişmektedir. Bir dergiye abone olanların olmayanlara göre atılganlık düzeyi daha yüksektir. Herhangi bir dernek/sendikaya üye olanlarla olmayanların atılganlık düzeyleri arasında ise önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Yönetici adaylarının yöneticilik sınavında aldıkları puanlarla atılganlık düzeyleri arasında önemli bir ilişki bulunmamaktadır. Buradan yöneticilik sınavında daha çok yöneticilik kurslarında öğrenilenlerin ölçüldüğü söylenebilir. Atılganlık özelliğinin de eğitimle artırılabileceği akla getirilirse (Ferreira, 1995, s. 1) yöneticilik sınavına katılanların atılganlık eğitiminden geçirilmeleri önerilebilir. Böyleceokul/kurum yöneticilerinin kurumlarını yönetirlerken daha etkin ve atılgan olmalarına katkıda bulunulmuş olacaktır. Yöneticilik kurslarına katılan öğretmenlerin, atılganlık düzeyleri ile kendilerini geliştirme etkinliklerine katılma sıklıklarının yöneticilik kurslarına katılmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Benzer şekilde yöneticilik kurslarına katılanların daha fazla oranda dergiye abone oldukları gözlenmektedir. Ancak herhangi bir dernek/sendikaya üye olup olmama bakımından yöneticilik kurslarına katılanlarla katılmayanlar arasında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. VI ABSTRACT In this research, we have tried to determine the correlation between the professional attributes of the administrator candidates and their levels of success and assertiveness. The aim is to make suggestions to contribute to the change in our educational administrative system with the Act 23742 the Appointment and Placement of the Administrators of the Educational Institutions, which was approved on September 23, 1998, which requires the educational administrators to complete their administrative training. The research was conducted in İzmir, Manisa and Konya environs in the academic year 2000-2001. The sample consisted of 159 administrator candidates who took part in the Program of Educational Administration organized by the Buca School of Education between February 1 - February 26, 1999 and November 22 - December 10, 1999 and the other 159 educators with the similar peculiarities who work in the same institutions with the first group. All the subjects were given `Questionnaire for the Professional Features of the Teachers'` to determine their professional features and `Rathus Assertiveness Inventory` to discern their assertiveness levels. 318 valid measurement instruments were obtained. In the research, 23 sub-problems were tried to be answered and `the test of significance of the difference between two percentages`, ` X 2 analysis`, `the test of correlation coefficient and importance`, `F test`, `Scheffee test` and `LSD test` were implemented. The results are summarized below: There was so few female teachers who took part in the two administrative courses between February 1 - February 26, 1999 and between November 22 - December 10, 1999 (17 females, 254 males). 57.9 % of 271 teachers were from the institutions situated in the centres of the cities and 42.1 % were from suburbs and villages. 57.2 % of the them were from the primary education, 35.4 % of them were from secondary schools and 7.4 % worked in different institutions. The scores of the administrator candidates working in İzmir are higher than those in Konya and Manisa. On the other hand, the young get higher scores than the VIIelder. The older the candidate is, the lower the score he gets is. In terms of the branch variable, the scores vary too. Those in the branches of `other` (such as fine art teachers, physical education teachers, religion and ethics teachers, supervisors) get higher scores than the rest. The group which has the lowest score is the science-maths teachers. However, there is no significant difference in the scores of the administrator candidates in terms of their gender, marital status, educational level, the location of the school/institution in which they work, the type of the institutions, their previous administrative experience, their subscription to journals, and their affiliation to unions/associations. The administrator candidates who frequently take part in the self-development activities make higher scores in the administrative tests and higher levels of assertiveness than the others who do not join such activities so often. In other words, the more frequently administrator candidates join self-development activities, the higher scores they get. Nevertheless, the scores in the administrative tests have no bearing upon whether they are subscribed to journals and whether they are affiliated to the unions/associations. However, in terms of assertiveness, the situation changes. Those who are subscribed to journals are more assertive. On the other hand, there is no significant difference in terms of assertiveness between those who are the members of unions/associations and the others who are not. There is no correlation between the scores in the administrative tests and their levels of assertiveness. It can be said that in the administrative exams the things that have been taught are tested. If we remember assertiveness increases by training (Ferreira, 1995, p. 1) the administrator candidates can be suggested undergoing assertiveness training. In this way, it is possible to enable administrators to be more active and assertive. It is possible to observe that the teachers who participated in the administrative courses had higher frequency in self-developmental activities and higher assertiveness levels than those who did not take part in such courses. Furthermore, the percentage of those joining the administrative courses is higher in terms of their subscription to journals. However, there is no radical difference between those who join the courses and the others who do not in terms of their being members of unions/associations. VIII
Collections