Tarımsal destekleme politikalarının analizi ve doğrudan gelir desteği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
193 ÖZET Tarım sektörünün bazı özellikleri nedeniyle piyasa mekanizması bu sektörde etkin bir şekilde işleyememektedir. Bunun nedeni, tarım ürünlerinin arz ve talep esnekliklerinin düşük olması başta olmak üzere tarım sektörünün yapısal ve kurumsal özellikleridir. Tarım ürünlerinin arz ve talep esnekliklerinin düşük olması ve arzın talebe gecikmeli uyumunun bir sonucu olarak fiyatlarda ve çiftçi gelirlerinde aşın dalgalanmalar gözlenmektedir. Fiyat ve gelir dalgalanmalarının giderilmesi için devletin çeşitli müdahale araçları ile tarım sektörünü desteklemesi zorunlu olmaktadır. Devlet bu müdahaleyi yaparken bazı sosyal ve ekonomik amaçların gerçekleştirilmesini hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşmada devlet, tarımsal destekleme politikası araçlarından yararlanmaktadır. Ülkelerin öncelikli olarak yararlandığı ve ürün fiyatlarına doğrudan müdahaleyi öngören dolaysız destekleme politikası araçlarına piyasa fiyat desteği ve fiyat sübvansiyonu (fark ödeme) yöntemleri aittir. Fiyat ve gelir dalgalanmalarını önlemede yararlanılan ikinci grup destekleme araçları ise dolaylı desteklerdir. Buların içinde en önemlileri, girdi maliyetlerini düşürerek çiftçi gelirlerini artırmayı öngören girdi sübvansiyonları ve arzı kısarak fiyatları yükseltmeyi amaçlayan üretim kontrol önlemleridir. 1990'lı yıllarda yeni bir destekleme politikası aracı olarak gündeme gelen Doğrudan Gelir Desteği sistemi ise üretim ve verimle ilişkilendirilmeksizin çiftçilere karşılıksız olarak belli bir para transferinin yapılmasını öngörmektedir. Bu sistem, 1992 yılından başlayarak AB'de, 1994 yılından itibaren Meksika'da ve 1996 sonrasında ABD'de uygulanmaya başlamıştır. Türkiye'de tarımsal destekleme uygulamalarına 1932 yılında buğdayda destekleme alımları ile başlanmıştır. Planlı dönemin başlaması ile birlikte destekleme alımlarının kapsamının genişletilmesinin yanı sıra girdi sübvansiyonları başta olmak üzere diğer dolaylı destekleme araçlarına da194 sistemde yer verilmiştir. 1980'lerde sınırlı tutulan destekleme alımı kapsamı 1990'ların başlarında genişlemekle birlikte 1994 sonrasında sekiz ürüne düşürülüştür. 1990'lı yıllarda destekleme alımlarının ardından ikinci sırayı kimyevi gübre, tohumluk ve fidan sübvansiyonları almıştır. 2000 yılından itibaren uygulamaya konulan Tarım Reformu çerçevesinde Türkiye'de mevcut destekleme sistemi tasfiye edilerek, doğrudan gelir desteği sistemine geçilmesi hedeflenmektedir. Bu doğrultuda sistem, 2000 yılında dört ilde pilot olarak uygulanmış ve 2001 yılında ülke geneline yaygınlaştırılmıştır. Uygulamaya 2002 yılında da aynen devam edilmesi planlanmaktadır. Desteklemenin amaçlan açısından baktığımızda Türkiye'de tarımsal destekleme politikalarının pek başarılı olmadığı görülmektedir. Bir taraftan tarıma aktarılan sübvansiyonların büyük bölümü büyük işletmelere giderken, öte yandan uygulamadan kaynaklanan sorunlar nedeniyle üretimin planlanması ve yönlendirilmesi yapılamamıştır. OECD tarafından geliştirilen ÜDE ve TDE modeline göre yapılan hesaplamalar, Türkiye'de tarım sektörüne aktarılan kaynakların %'den fazlasının yüksek fiyatlar yoluyla tüketicilerden sağlandığını göstermektedir. Türkiye'de doğrudan gelir desteği uygulaması ile ilgili başta mali kaynak ve kayıt sisteminin yetersizliği olmak üzere bazı sorunlar bulunmaktadır. Mevcut uygulamada ödemelerin ekilen alana göre yapılması, sistemin gelir dağılımını iyileştirme amacına ters düşmektedir. Bu nedenle uygulamanın, marjinal alana azalan miktarda ödeme yapılması şeklinde değiştirilmesi mantıklı olacaktır. 196 exoanded in the beainnina of 1990'a 8 and it has been reduced to eioht Droducts after 1994. In 1990's. chemical fertilizer, seed and saolinq subvention took the second row after the first row which is the suoDortina purchase. In 2000. direct income suDDort system was chosen in the frame of Agriculture Reform by discharging present supporting system. In this direction the system was expanded in four provinces as pilot and spreaded out the country in 2001. It is being planned to continue the same application in 2002. It has been seen that agricultural supporting policies were not successful from the point of view of the aims of supporting. From one side, while the great amount of subventions are being given to the agriculture which is going to the companies, from the other side planning and guiding of the product can not be made successfully. With respect to the calculation according to the PSE and CSE models modified by OECD, it is understood that more of 75% of the resources transferred to the agricultural sector has been supplied from the consumers by means of high prices. There are some problems in Turkey related with the application of the direct income support. These problems are the lack of the monetary resources and the lack of the registering system. In the present application, payment system due to the planted land is opposing to the aim of improving income distribution. Because of this reason, it will be logical to change this system as less payment due to the marginal planted land. 4fif 4?^ && <ğp
Collections