Kimyasal ve biyolojik silahlarla ilgili uluslararası sözleşmeler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
176 ÖZET Kimyasal ve biyolojik silahlar, tarih boyunca savaşlarda üstünlük kazanmak için kullanılmıştır. Soğuk Savaş döneminde ise, devletler güvenliklerini sağlamak amacıyla nükleer silahların yanında, kimyasal ve biyolojik silah programları yürütmüştür. Soğuk Savaşın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte, kimyasal ve biyolojik silah edinmek isteyen devletlerin sayısında artma olmuştur. Bugün, uluslararası düzeyde kimyasal ve biyolojik silahları yasaklayan iki Sözleşme bulunmaktadır. 1972'de Biyolojik Silahlar Sözleşmesi, 1993'te ise Kimyasal Silahlar Sözleşmesi imzalanmış ve birçok ülke tarafından kabul edilmiştir. Bu Sözleşmeler, kimyasal ve biyolojik silahların kullanımını, üretimini ve depolanmasını yasaklamaktadır. Ancak Kimyasal Silahlar Sözleşmesi, bu yükümlülüklere uyuma ilişkin ciddi bir doğrulama rejimine sahipken, Biyolojik Silahlar Sözleşmesinde uyuma yönelik böyle bir rejim yoktur. Sözleşmelerin uygulamadaki durumuna bakıldığında ise, bazı taraf devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan problemler görülmektedir. Bu devletlerin başında ABD gelmektedir. ABD, Soğuk Savaş sonrası dönemde yaptığı yeni tehdit değerlendirmelerinin odak noktası olarak, kitle imha silahlarını belirlemiştir. ABD bu bağlamda, bu silahlara sahip olduğunu iddia ettiği bazı ülkelere karşı müdahaleler düzenleme ve kendisine karşı kimyasal ve biyolojik silah kullanılması tehdidine karşı, nükleer silah kullanma hakkını doktrin haline getirmiş ve uygulamaya başlamıştır. ABD aynı zamanda kimyasal ve biyolojik silahlarla ilgili Sözleşmeler konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmek konusunda isteksizdir. ABD'nin bu konudaki politikası, kimyasal ve biyolojik silahlarla ilgili silahsızlanma rejimlerine ciddi düzeyde zarar vermektedir.177 Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için, başta ABD olmak üzere, tüm devletlerin, kimyasal ve biyolojik silahlarla ilgili Sözleşmeleri desteklemesi ve yükümlülüklerini yerine getirmesi zorunludur. 178 ABSTRACT The chemical and biological weapons have been used throughout the history. During the Cold War period hovewer, the access to chemical and biological and nuclear weapons have intensified but especially post-Cold War era with the colapse of Soviet Union has witnessed an increase in the number of states who either owned these weapons or had the ambition to own them. Today, there are two international conventions which prohibit the chemical and biological weapons. On 1972 Biological Weapons Convention and on 1993 Chemical Weapons Convention were signed and approved by many nations. These conventions basically prohibit the production, storage and use of chemical and biological weapons. Although Chemical Weapons Convention has a verification regime about the obligations of these conventions, Biological Weapons Convention does not posses such a regime about its obligations. In practice there are problems originating from the policies of some states that are not fulfilling their obligations. Among these states USA is the leading one. USA during the Post-Cold War era, in its new threat assesment, identified weapons of mass destruction as the focus point. In this context, USA has developed and began to use the doctrine of using nuclear weapons against the states that it accused of having chemical and biological weapons. In conclusion, the policies of U.S. are seriously damaging the disarmament regimes of these weapons. In this thesis, the historical background of the Biological and Chemical Weapons Conventions have been brought into fore, and the problems of implementation of these Conventions have been discussed with a special emphasis on the U.S. policies.
Collections