Kamu yönetiminin halkla ilişkiler anlayışı ve yönetişim: Kadına yönelik şiddetle mücadelede alternatif halkla ilişkiler stratejileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez 1980' li yıllardan itibaren hızla dünyada yayılmaya başlayan neo liberal politikalar ve onun devletin küçülmesine duyulan ihtiyaç, yetkinin devri, devlet vatandaş ilişkilerinin uyuşmazlığı argümanlarıyla anlam kazandırdığı yönetişimin halkla ilişkiler uygulamaları üzerindeki etkisine yoğunlaşmıştır. 1980' li yıllardan itibaren ülkemizi de etkileyen değişime paralel olarak, ekonomik ve sosyal gelişme sürecinin etkin yönetimini sağlamak, gelişen ve çeşitlenen toplumsal talepleri karşılamak üzere; hızlı karar alan ve uygulamaya geçen, vatandaş odaklı, katılımcılığa izin veren, şeffaf, esnek ve dinamik bir yönetim oluşturulması gündeme gelmiştir. Bu çerçevede, uygulamaya konan düzenleyici politikalarla yönetme biçimi ve iktidar yapısında değişiklik yaratan yönetişim modeli uygulamaya konmuştur. Devlet, özel sektör ve STK arasındaki ilişkiler ağına ve karşılıklı etkileşimine vurgu yapan yönetişim, doğal olarak kamu sektörü halkla ilişkiler uygulamalarının da gözden geçirilmesine neden olmaktadır. Yönetişimin getirdiği kavram ve anlayışların kamu sektörünün halkla ilişkileri üzerindeki etkilerine odaklanan bu tez, devletin kadına karşı şiddetle mücadele çalışmaları üzerinden giderek halkla ilişkilerin temel aktörü olacak kamu çalışanları ve STK'ların öngörülerini ortaya koymaya çalışmıştır. Ortaya konulmaya çalışılan bu öngörüler kamu çalışanları için kurumlarına ve paydaşlarına ilişkin algıları, yaşanan dönüşümleri kavrama biçimleri ve uygulanabilirliğine ilişkin görüşleri ile sınırlanırken, STK'lar için kurumlara ve kurumların STK'lara yönelik kavrayışı konusundaki algılar, kurumların yaşanan dönüşümleri kavrama biçimleri ve bu dönüşümleri uygulayabilirliği konusu ile sınırlanmıştır. Bu çerçevede kadına yönelik şiddetle mücadele politikaları açısından önemli görülen iki kurumun merkez örgütünde saptanan alt birimlerinde yürütülen araştırma kapsamında, 265'i kamu çalışanı, 208' i STK olmak üzere toplam 473 kişiye anket uygulanmıştır. Elde edilen bulgular, hukuksal düzenlemeler ve kurumsal örgütlenmeler tamamlansa da gelişmiş ülkelerde yaşanmakta olan dönüşümün Türk kamu yönetiminin var olan yapısı ile başarılmasının buna paralel olarak halkla ilişkiler anlayışlarının değişmesinin uzun zaman alacağını göstermiştir. This thesis focuses on the effect of neoliberal policies which quickly started to spread throughout the World since 1980s and of the governance to which it gave significance through its arguments of the need for the state to shrink, transfer of authority, and discord of state-citizen relationships on public relations practices. Parallel to the change that also posed an impact on our country since 1980s, establishing a transparent, flexible, and dynamic government that is quick in decision-making and implementing, citizen-oriented, and participatory in order to provide efficient management of economic and social development process and to meet the developing and diversifying social demands gained currency. Within the scope, a governance model that made a difference in government and the structure of power through regulatory policies set for enforcement was implemented. The governance that puts an emphasis on the web of relations between the state, private sector, and NGOs also naturally causes a revision to be made of public sector public relations practices.Goning on the effects of concepts and understandings brought by governance on the public relations of public sector, this thesis makes an effort to put forth the vision of public officials and NGOs that would be main actors of public relations moving from the state projects on violence against women. While being limited to the perceptions of public officials towards their institutions and shareholders, their manners of comprehension of transformations being experienced and their opinions on its feasibility, such foresights that are tried to be delivered here were limited to perceptions of NGOs towards the comprehension of institutions and of institutions towards the comprehension of NGOs, institutions' manners of grasping of transformations being experienced and their feasibility of such transformations. To this end, a survey was conducted on 265 public officials and 208 NGO workers making a total of 473 people within the scope of a research carried out by sub-units determined at central organizations of two institutions deemed important in terms of the policies on violence against women. The obtained results demonstrated that accomplishing the transformations experienced in developed countries through the existing structure of Turkish public administrations, and concordantly, changing the public relations concepts would take quite a long time despite legal regulations and institutional organizations were completed.
Collections