Devlet Memurları Kanunu`nda liyakat ilkesi çerçevesinde istisnai memurluklar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3.maddesinde temel ilkeler sayılırken Kariyer, Liyakat ve Sınıflandırma ilkelerine yer verilmiştir. Bu ilkelerin Devlet Memurları Kanunu'nda kendilerine yer bulmaları Türk kamu personel rejimine çok büyük artılar getirmesine rağmen, bu ilkelerin içinin çok iyi doldurulamaması, uygulamada görülmemesi ya da bu ilkelere çok ender rastlanması nedeniyle öngörüldüğü şekilde kullanılamadığını söylemek gerekir. İşte bu noktada karşımıza İstisnai Memurluk kavramı çıkmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun bir başka maddesinde (madde 59) yer alan bu kavram, özellikle liyakat ilkesiyle neredeyse taban tabana zıt olması itibariyle, anılan Kanun'daki bir çelişkiyi ortaya koymaktadır. Bir taraftan liyakat ilkesi ile, işe layık olanın, işin yapılabilmesi için gerekli olan özellikleri bünyesinde barındıranın ön plana çıkması için çaba sarf edilirken; diğer taraftan istisnai memurlukların varlığı layık olmayanın, işin gerektirdiği niteliklere sahip olmayanın da devletin ön saflarında yer almasına olanak verecek şekilde tanzim edilmiştir. Böyle bir kavramın kendisine bir kanun metninde yer bulabilmesi, liyakat ilkesini sekteye uğratan ve gerçekten layık olanın da hakkını alamadığı bir durumu, büyük bir çelişkiyi meydana getirmektedir. Bu anlamda `Devlet Memurları Kanunu'nda Liyakat İlkesi Çerçevesinde İstisnai Memurluklar` başlıklı bu çalışmada hem bu çelişki somut örneklerle ortaya konmuş, hem de istisnai memurlukların Devlet Memurları Kanunu ile çelişmeden işlerlik kazanabilmesi ya da sistem içinde kendisine daha farklı bir yer edinebilmesi için gerekli olan fikri dönüşüm aşamasına yer verilmiştir. Bu çalışma neticesinde amaçlanan; liyakat ilkesinin, Türk kamu personel rejimine gerçek anlamda yansıması için yapılacaklar konusunda ışık tutabilmektir. Article 3 of The Public Officers Law numbered 657 stipulates concepts such as Career, Merit and Classification as the main principals. Albeit the fact that these principles exist in the Public Officers Law bring noticeable gain to the Turkish public personnel regime, it is worth mentioning that they have been underutilized due to reasons such as insufficient relevance, lack of implementation or appreciation. At this very point comes up the concept of Exceptional Positions. This concept referred to in another article of the Public Officers Law (Article 59) no 657 is almost diametrically opposed to the merit principle creating a contradiction in the Law itself. The merit principle, on one hand, concentrates on prioritizing the competent and qualified, but makes it possible also for the unqualified to find a place for himself/herself in the forefront thanks to exceptional positions. Such a concept finding reference in a legal text leads to a major contradiction hampering the merit principle and leading to a situation where the deserved fails to get what he/she merits. In this regard, the study `Exceptional Positions Based On The Merit Principle In The Public Officers Law` not only presents concrete examples of this contradiction but also provides an insight into the intellectual transformation needed for functionality or appraisal of exceptional positions concept without leading to such contradiction. The study aims at shedding light to the steps to be taken for a true transposition of the merit principles into the Turkish public administration regime.
Collections