İnsan güvenliği ve Avrupa: Arap Baharı sonrası göçmen krizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tezde `İnsan Güvenliği` kavramının AB tarafından bir norm olarak kabul edilmesine karşın, Arap Baharı sonrasında yaşanan göçmen krizi karşısında üretilen politikalarda bu normdan uzaklaşıldığı savunulmaktadır. Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından uluslararası ilişkilerde yaşanan dönüşüm, güvenlik konseptinin genişlemesine ve derinleşmesine sebep olmuştur. Bu bağlamda bahsedilen dönüşümün fikri düzeyde ulaştığı en geniş nokta olarak kabul edilen insan güvenliği, 2000'li yılların başından itibaren uluslararası ilişkilerde bir norm olarak yükselişe geçmiş ve bu süreçte AB belgelerinde de yerini almıştır. Arap Baharı sonrasında Avrupa yönlü olarak gerçekleşen büyük göç hareketi Avrupa Birliği'nin güvenlik gündemine birinci sıradan girmiş; ancak bu güvenlik problemi karşısında geliştirilen birlik düzeyindeki yaklaşım insan güvenliği söylemiyle tezat oluşturan ciddi insan hakkı ihlallerine sebebiyet vermiştir. Tezde önce, insan güvenliği kavramının düşünsel arka planını oluşturan güvenlik konseptindeki dönüşüm klasik güvenlik yaklaşımı ve eleştirel güvenlik çalışmalarının karşılıklı argümanları üzerinden ele alınmakta; takip eden bölümde ise kavramın somutlaşma süreci aktarılarak, bir norm olarak yükselişi aşamasında AB'ye geçişi incelenmektedir. Tezin üçüncü bölümünde, uluslararası hukukta göçmenlere ilişkin sınıflandırmalar ele alınmakta ve AB'nin krize dönüşen göç hareketliliği karşısında geliştirdiği politikalar insan güvenliği çerçevesinde değerlendirilmektedir. In this thesis it is argued that although the concept of `Human Security` is accepted as a norm by the EU, this norm is digressed within the policies developed against the migrant crisis that took place after the Arab Spring. The transition that occurred in international relations after the Cold War was over, led to an expansion and deepening in the security concept. Human security, which is accepted as the most expanded point on the intellectual level that the transition mentioned in this regard reached, has been on the rise since the beginning of the 2000's and taken its place in the EU documents within this process. The great immigration movement to Europe after the Arab Spring became the main security topic of the European Union, however, the approach on the union level that was developed against this security problem led to serious violations of human rights being in contradiction with human security discourse. In the thesis, first the transition within the security concept that forms the intellectual background of human security concept is discussed over mutual arguments of classical security approach and critical security studies, and in the following chapter the concept's transition to the EU in the process of ascending as a norm is examined by narrating the process of embodiment of the concept. In the third chapter of the thesis, migrant related concepts in international law are reviewed and the policies the EU developed against the immigration movement that turned into a crisis are examined within the scope of human security.
Collections