Çağdaş sanatta işitsellik ve görsellik bütünlüğünde John Cage ve Joseph Beuys
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Geleneksel sanatta görülen, sanatçı izleyici ayranını kaldırmanın ilk adımını, 20.yy. başında 'her nesnenin sanat eseri' olduğunu söyleyen Marcel Duchamp atmıştı. İkinci dünya savaşından sonra ise, işitsel sanatçı John Cage, temel aldığı özgürlük ve raslamsallık kriterleriyle, izleyiciyi, etrafındaki dünyadan yaşamdan haberdar etme, yapıtın içine sokma amacıyla ortaya koymuş olduğu 'sessizlik' önerisiyle, duyulabilen tüm fenomenlerin müzik sayılabileceğini belirterek, yaşamı-sanat olarak gördüğünü belirtmiştir. 'Her insanın yaratıcı ve sanatçı' olduğunu, 'herşeyin, sanattan türeyip yönlendirebileceğini' söyleyen, görsel sanatçı Joseph Beuys'un; bütün insan aktivitelerine, sanatsal yaklaşımla bakılması ve giderek topluma nüfuz etmesinin sağlanmasıyla, sanat ile yaşantı arasındaki bağlantının geliştirebileceğini ortaya koymasıyla birlikte; işitsellik ve görselliğin düşünsel anlamda birleşerek, tümel sanat anlayışını ortaya çıkardığı görülmektedir. Böylece her sanatsal eylem, varoluşla ilgili olup, bir işaret olarak yapıta girer ve yaşam akşındaki bir örtüyü kaldırır. Bundan dolayı herkes sanatçı olarak yapıt içine girmeli, düşünmeli, yaşama ve doğaya 'kendisinin sanatçısı' olarak bakmasını bilmelidir. Cage ve Beuys'un, sanat yapmadan da ona sahip olunabileceği, herkesin, sadece düşünce tarzını değiştirmesiyle buna ulaşabileceğini ve kendisinin sanatçısı olabileceğini ortaya koymasıyla, özellikle 1960'lann genel sanat anlayışı haline gelen 'yaşamı sanat olarak görme' felsefelerine temel olacak düşüncelerinin araştırıldığı bu çalışmanın amacı Bertol Brecht'in 'Tüm sanatlar, sanatların en büyüğü olan yaşam sanatına katkıda bulunur ' sözünde yer bulmaktadır. VIII ABSTRACT The first step to eliminate the distinction between the artist and spectator was taken by Marcel Duchamp, who argued that every object was a piece of art in the early 20 th century. After the second World War, using the criteria at freedoom and randomness, John Cage, an audial artist expressed that life itself is a form of art, since he put farward that silence and all the other noises, which informed the spetator of the surrounding environment and life, thus involving them in art, could be considered as music. Similarly, Joseph Beuys, a-visual artist expressed that every individual was creative, and thus an artist. İn his opinion, everything was derived from art, and could be shaped as a piece of art. Also, he argued that all human activities could be viewed with and artistic approach, and that the relationship between art and life could be improved by having art penetrate the society. As a result, the audial and visual dimensions of art merged, forming an understanding of combined art. İn condision, every artistic activity, being related to existance, shows itself as part of art, and removes a cover on the flow of life. Therefore, every individual, thinking as an artist, should put himself/herself into art, and should learn to look at life and nature with an artistic eye. Cage and Beuys both expressed that art could be reached without performing traditional art. This could be achieved by just modiyfying the way of thinking as everybody is an artist of himself or herself. The philosophy of viewing life as a form of art has been a common understanding of art especially since the 1960s. The purpose of my studies on his philosophy has been expressed in 'All kinds of art contribute to the art of living, which is the greatest art' by Bertol Brecht. IX
Collections