Ortaokuldaki sığınmacı öğrencilerin konuşma kaygılarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İkinci dil öğrenme kaygısı, dili öğrenme sürecinde özellikle genç öğrenciler için derin etkiler bırakabilir. Öğrencileri sınıfta hedef dilde iletişim kurmaya teşvik etmek için öğretmenlerin en fazla, düşük seviyede kaygıya sebep olacak ortam yaratmaları gerekir. Düşük seviyede kaygı birçok araştırmacı tarafından faydalı görülmektedir çünkü düşük seviyede kaygı konuşma etkinliğinin bir parçası olmak için gerekli olan motivasyonu ve enerjiyi öğrencilere sağlayarak onların performansını iyileştirir. İkinci bir dil öğrenme sürecinin yeni kelimeleri ve dil bilgisi kurallarını ezberlemekten ibaret olmadığı gerçeğinden yola çıkarak, bu araştırmanın ana amacı Sakarya'daki sığınmacı ortaokul öğrencilerinin Türkçe konuşma kaygılarına sebep olan faktörleri ve Türkçe konuşurken yaşadıkları kaygının seviyesini araştırmaktır. Bu çalışma aynı zamanda cinsiyet, yaş ve Türkiye'de bulunma süresi gibi değişkenlerin öğrencilerin konuşma kaygısını ne oranda etkilediğini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Kullanılan anket, Young'ın çalışmasından uyarlanmıştır. Kullanmak için gerekli izin alındıktan sonra anket, sığınmacı öğrencilerin maddeleri kolayca anlaması için Türk dili uzmanlarının yardımıyla Türkçeye çevrilmiş ve basitleştirilmiştir. İkinci dilde konuşma kaygısının seviyesini ve nedenlerini tanımlamak için oluşturulan bu anket Sakarya'da 84 sığınmacı ortaokul öğrencisinin katılımıyla beş farklı ortaokulda uygulanmıştır. Anket iki bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde Türkçe dersi hakkında birkaç genel soru bulunmaktadır, ikinci bölümde ise konuşma becerisine dair kaygının sebepleriyle ilgili öğrencilerin fikirlerini almayı amaçlayan maddeler vardır. Sığınmacı öğrencilerin Türkçe konuşma derslerindeki kaygı seviyesini ve kaygılanma sebeplerini bulmayı amaçlayan bu araştırmada, mevcut durumu tanımlamaya çalıştığı için betimsel tarama modeli kullanılmıştır. İstatistiksel testler `SPSS 22.0 for Windows` programı kullanılarak yürütülmüştür. Anketten elde edilen veriler; betimleyici istatistikler, Kruskal-Wallis ve Man-Whitney U testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları sonucunda, cinsiyet ile konuşma kaygısı arasında veya yaş ile konuşma kaygısı arasında karşılıklı bir ilişki bulunamamıştır. Aynı zamanda, sığınmacı öğrencilerin Türkiye'de geçirdikleri yıl sayısı ile ikinci dilde konuşma kaygı seviyesi arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Ancak, farklı cinsiyet ve yaş gruplarındaki öğrenciler arasında Türkçe konuşma kaygısı sebepleri açısından ilişkiler bulunmaktadır.Konuşma kaygısının sebeplerine ilişkin araştırma sonuçları, ikinci dilde konuşmanın öğrencilerde yüksek seviyede kaygıya sebep olmadığını fakat dikkat edilmesi gereken birkaç ciddi problem olduğunu göstermektedir. Sığınmacı öğrenciler; ev ödevlerini yapmadıklarında, sınıfta yanlış bir şey söylediklerinde ve güncel olaylar hakkında konuşurken yüksek seviyede kaygı yaşadıklarını belirtmiştir. Bunlara ek olarak; değerlendirilme korkusu, sınıf önünde konuşmak, Türkçesi daha iyi olan bir öğrenciyle konuşmak, karşı cinsten biriyle konuşmak, öğretmenlerin öğrencilerin hatalarını çok sık düzeltmesi, konuşulan konular hakkında bilgi eksikliği, Türkçe dil bilgisi yetersizliğinden dolayı iletişim kurma korkusu, az zamanda çok konu öğrenmek, sözlü sınavlar ve rol yapma etkinlikleri ortaokul sığınmacı öğrencilerde orta seviyede kaygıya sebep olmaktadır. Araştırma sonuçları, sınıfta daha fazla konuşma etkinliği yapmanın ve daha etkili ödevler vermenin sığınmacı öğrencilerin kaygı seviyesini düşürebileceğini göstermektedir. Üstelik; öğretmenlerin hataları etkili biçimde düzeltme becerileri, sığınmacı öğrencilerin konuşma kaygılarını ciddi oranda düşürebilir. Second language learning anxiety can have profound consequences on the language learning process, especially for young learners. In order to encourage speaking in a classroom, it is important for teachers to create a pleasant atmosphere where students experience only a small amount of anxiety which is considered helpful by many researchers as it improves performance by providing students with the motivation and energy needed to take part in speaking activities. Starting from the basis that a second language learning process is an activity which goes beyond the memorization of new words and grammar rules, the main intent of the present study is to examine the factors that cause Turkish language speaking anxiety among secondary school refugee students in Sakarya and to find out their level of anxiety. This study also aims to find out to what extent different variables such as gender, age and the number of years spent in Turkey affect students' speaking anxiety. The questionnaire was adapted from the study by Young. After the permission to use the questionnaire had been granted, it was translated into Turkish and simplified with the help of Turkish linguists in order for refugee students to understand the questionnaire items. The questionnaire designed to identify the level and sources of anxiety over speaking in the second language was conducted at five different secondary schools with the participation of 84 secondary-school refugee students in Sakarya. The questionnaire had two sections: the first section asked students some general questions about their Turkish class; the second one asked the opinions of students regarding the causes of anxiety with special reference to speaking skill.This research which aims to find out refugee students' anxiety level and its causes is a descriptive survey model as its goal is to describe the existing situation. The statistical tests were performed using `SPSS 22.0 for Windows`. The data obtained from these questionnaire were analysed using descriptive statistics, Kruskal-Wallis and Man-Whitney U tests. The study findings uncovered that there is no correlation between gender and speaking anxiety, and between age and speaking anxiety. Also, the number of years that refugee students spent in Turkey did not play an important role in their degree of second language speaking anxiety. However, with regard to the reasons of Turkish speaking anxiety, there are some meaningful correlations between different gender and age groups.The results of the analysis regarding the causes of speaking anxiety show that speaking in the second language is not a main source of student anxiety, but there are some serious problems that need to be taken into account. Refugee students reported that they feel major anxiety when they don't do their homework, say something wrong in class and talk about current events. Additionally, fear of being evaluated, speaking in front of the class, speaking with a student whose Turkish is better, speaking with someone of the opposite sex, teachers frequently correcting students' mistakes, weak background knowledge on topics for speaking, fear of communication due to lack of grammar knowledge of Turkish, learning a lot in a short time, oral exams and role playing activities cause medium anxiety among secondary school refugee students.The results also demonstrated that doing more speaking activities in class and assigning more effective homework may reduce refugee students' level of anxiety. Furthermore, the instructor's ability to correct errors in an effective manner can significantly reduce the anxiety in refugee students' speaking.
Collections