Üniversite öğrencilerinin erken dönem uyumsuz şemaları ile sosyal kaygı düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi: Türkiye ve Belçika karşılaştırması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırmanın amacı Türkiye ve Belçika'da lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden öğrencilerin sosyal kaygı düzeyleri ile ilişkili erken dönem uyumsuz şemaları ve iki ülke öğrencilerinin sosyal kaygı düzeyleri ve sosyal kaygıyla ilişkili erken dönem uyumsuz şemaları arasında farklılık olup olmadığını incelemektir. Bu bağlamda araştırma bir ilişkisel tarama modelidir. Araştırmanın katılımcılarını, Türkiye ve Belçika'nın çeşitli üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden toplam 319 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Türkiye çalışma grubunda 127 kadın ve 39 erkek, Belçika çalışma grubunda 77 kadın ve 76 erkek katılımcı bulunmaktadır. Veri toplama araçları olarak Liebowitz Sosyal Kaygı ölçeğinin ve Young Şema Ölçeği Kısa Formunun Türkçe ve Fransızca formu uygulanmıştır. Analizlerde, değişkenler arasındaki ilişkiler çoklu korelasyon analizi ile belirlenmiştir. Erken dönem uyumsuz şemaların sosyal kaygıyı anlamlı düzeyde yordayıp yordamadığı ise çoklu regresyon analizi ile incelenmiştir. Kategorik değişkenlere göre sosyal kaygının farklılaşıp farklılaşmadığı da bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi ile incelenmiştir. Levene istatiğinin varyansların homojen dağılmadığını gösterdiği durumlarda ise ilgili parametrik olmayan istatistik (Welsch) kullanılmış ve gruplar arasında farklılıklar Tamhane's T2 testi ile incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda Türkiye çalışma grubu öğrencilerinin sosyal kaygıları ile başarısızlık, karamsarlık, sosyal izolasyon/güvensizlik, duyguları bastırma ve iç içe geçmişlik/bağımlılık şemaları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu ve iç içe geçme/bağımlılık şemasının sosyal kaygıyı yordadığı görülmüştür. Belçika çalışma grubundaki öğrencilerin sosyal kaygıları ile duygusal yoksunluk, terk edilme ve güvensizlik şemaları arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu; güvensizlik ve onay arayıcılık şemalarının sosyal kaygıyı yordadığı görülmüştür. Belçika çalışma grubunda, kadın öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamaları erkek öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Türkiye çalışma grubunda ise kadın öğrencilerin sosyal kaygı puanı ortalamaları erkek öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamalarından yüksek olmakla birlikte bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. Bununla birlikte Türkiye çalışma grubundaki öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamaları Belçika çalışma grubundaki öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Ayrıca, Türkiye çalışma grubundaki kadın öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamaları, Belçika'da öğrenim gören kadın ve erkek öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Benzer şekilde, Türkiye'de öğrenim gören erkek öğrencilerin puan ortalamaları da, Belçika'da öğrenim gören kadın ve erkek öğrencilerin sosyal kaygı puan ortalamalarından istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir. Türkiye çalışma grubunda iç içe geçme bağımlılık şemasının ve Belçika çalışma grubunda onay arayıcılık şemasının sosyal kaygıyı anlamlı düzeyde yordaması her iki ülke arasındaki ebeveyin stillerinde olabilen farklılıklardan ve aynı zamanda Türkiye'nin Avrupa ülkelerine kıyasla daha kolektivist bir kültüre sahip olmasından kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca bu araştırmada Belçika çalışma grubunda korelasyon analizinde onay arayıcılık şeması ile sosyal kaygı arasında bir ilişki olmamasına karşın regresyon analizinde onay arayıcılığın sosyal kaygıyı yordaması, onay arayıcılığın diğer şemalarla sosyal kaygı arasındaki ilişkide baskıcı etkisinin olabileceğine işaret etmektedir. Bu etkinin olup olmadığı, gelecek araştırmalarda incelenebilir. Araştırmanın bulguları, ülkelere göre farklı erken uyumsuz şemaların üniversite öğrencilerinin sosyal kaygı düzeylerinin önemli bir göstergesi olabileceğine dair ön kanıt niteliğindedir.Anahtar Kelimeler: Sosyal kaygı, erken dönem uyumsuz şemalar, şema, şema terapi. The aim of this study was to determine early maladaptive schemas related to social anxiety of undergraduate and graduate students in Turkey and Belgium and to examine whether there is a significant difference between social anxiety levels of students and also to find out early maladaptive schemas related to social anxiety of the students for both countries. In this context, research included an associative screening model.The participants of the research consisted a total of 319 undergraduate and graduate university students from Turkey and Belgium. In Turkey study group there were 127 female and 39 male, and Belgium study group consisted 77 female and 76 male. Turkish and French form of both the Liebowitz Social Anxiety Scale and Young Schema Scale Short Form were administered as the data collection tools.For the analysis, the relationships among the variables were determined by multiple correlation analysis. Multiple regression analysis was used to examine whether the early maladaptive schemas predicted social anxiety significantly or not. Independent samples t-test and one-way analysis of variance were used to examine whether the social anxiety mean scores were differed according to cathehorical variables. When the Levene's test revealed that variances were not homogenously varied, appropriate nonparametric test (Welsch test) was applied and via Tamhane's T2 test the mean differences among variables was examined.The results of the research revealed that in the graduate and undergraduate students of Turkish study group's social anxiety had a significant relationship with failure, pessimism, social isolation/mistrust, feelings of repression and dependence/incompetence schemas and dependence/incompetence schema predicted social anxiety. In the graduate and undergraduate students of Belgium study group's social anxiety had a significant relationship with emotional deprivation, abandonment, and mistrust schemas. Moreover, mistrust and approval/recognition-seeking schemas predicted social anxiety. In the Belgium study group, the mean scores of social anxiety of female students was found to be statistically higher than those of males. In Turkish study group, the mean scores of social anxiety of female students was found to be higher than those of males, but it was not statistically significant. However, social anxiety mean scores of Turkish study group for both females and males were higher than those of Belgium study group's female and male students. Besides, the mean scores of Turkish study group female students' social anxiety were statistically higher than those of female and male students in Belgium study group. Similarly, the mean scores of male students in Turkish study group were statistically higher than those of both female and male students in Belgium study group. Findings from regression analysis of Turkey study group dependence/incompetence schema predicted social anxiety. However in Belgium study group mistrust and approval/recognition-seeking schemas predicted social anxiety. These results might be related to factors such as parenting styles which are affected collectivism and individualism differences between both counties. In addition, even though no correlational relationship between the approval seeking schema and social anxiety in Belgium study group, approval seeking schema predicted social anxiety in regression analyis. This finding imply a suppression affect of approval seeking schema in the relationship between early maladaptive schemas and social anxiety. These findings provide preliminary evidence that different early maladaptive schemas might be an important indicator of university students'social anxiety level according to two countries. Keywords: Social anxiety, early maladaptive schemas, schemas, schema therapy.
Collections