20. yüzyılın yarısında Türkiye`de hastabakıcılık müessesesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
m ÖZET Hastabakıcılık, geçmişten günümüz» kadar kadın mesleği olarak görülmüştür. Hasta bakımı hizmetleri ise daha çok yaralı ve muhtaçlara yardım etme şeklinde değerlendirilmiştir. Dinimiz İslam dininde hastalığın tedavisinden önce, hastalığın ortaya çıkmasının ve yayılmasının önlenmesi üzerinde durulmuştur. Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde de sağlık konusuna önem verilmiş, toplumun Önde gelen hanımları adına darü'ş-şifa, bimarhane ve tıp okulu gibi eserler inşa edilmiştir. Yine Türk Toplumunun sağlık hayatında aşı uygulaması ve doğum yaptırma gibi hizmetler kadınlar tarafından yürütülmüştür. XIX. yy.'da Osmanlı İmparatorluğu ve müttefik devletleri, yapakları savaşlarda büyük kayıplar vermişlerdir. Bu savaşlar sırasında yaralı ve hasta askerlere hizmet verecek eğitimli hastabakıcının yetersiz olması, hastabakıcı eğitiminin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Türkiye'de düzenli bir hastabakıcılık eğitimine Hilâl-i Ahmer Hastabakıcı Mektebi'nin (Kızılay Hemşire Okulu) açılmasıyla başlanmıştır. Dr. Besim Ömer Paşa ve daha sonra bu okuldan mezun olan değerli hemşireler, Türkiye'de hemşirelik eğitiminin başlamasına ve Türk Hemşireliğine öncülük etmişlerdir. IV ABSTRACT From the past to present, nursery is known to be a women's occupation. The services of taking care of patients are rather interpreted as helping to the wounded and orphans. In the religion of Islam, it is primarily focused on the prevention of the occurrence and spread of the disease rather than its cure. During the Seljhuks and Ottoman period, the emphasis was given on health and for the honour of the leading women of society, darü'ş-şifa, bimarhane and the school of medicine were built Yet the women carried out the vaccination and the childbirth in the health life of Turkish society. Ottoman Empire and allied states suffered great casualties during the course of wars in the 19th century. Since there was lack of trained nurses to serve the wounded and sick soldiers, people realized that the training of nurses should be increased. The proper training of nurses has begun in Turkey after the establishment of the Nursery School of Hilal-i Ahmer (Kizday Nursery School). Dr. Besim Ömer Pasha and later graduates of this school become pioneers in starting the nursery education' and in leading Turkish Nursery.
Collections