Geçmişten günümüze Anadolu`da kentlerin evrimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada ilk olarak ortaçağ öncesi batı ve Anadolu uygarlıklarında ilk yerleşim alanları ve toplumsal yaşam üzerinde incelemeler yapılmıştır. İlkçağ ve tarih öncesi devirlerde insanoğlunun yerleşim yerlerinin özellikleri anlatılmıştır. İlkçağ yazının bulunup kullanılmaya başlanılmasından Batı Roma İmparatorluğunun M. S. 476. yılında germen kavimleri tarafından yıkılmasıyla sona ermiştir. Bundan önceki zaman dilimi tarih öncesi olarak ifade edilmektedir. İnsanoğlu tarih öncesi dönemden günümüze kadar sürekli olarak yaşamım sürdürebilmesi için önemli bir ihtiyaç olan yerleşim yerleri oluşturma gereği duymuştur. Tarih öncesi yerleşim mekanları doğal ortamda bulunan mağara yada bireyin doğadan sağladığı malzemelerle yaptığı sığmaklar olmuştur. İlkçağ öncesinde kentsel bir yerleşimden bahsetmek mümkün değildir. İnsanoğlu sadece kendisini doğal ortamın acımasızlığından korunmak için dağınık olarak bir yaşam sürmüştür. Kentlerin oluşmasını sağlayan en önemli gelişme göçebe olarak yaşayan insanın tarımsal faaliyetlere başlamasının bir ürünü olan yerleşik hayata geçişidir. Çünkü yerleşik hayata geçmeyen bir toplumda kentin oluşması mümkün değildir. Bu çağ da Anadolu da en gelişmiş yerleşim yeri olarak Çatalhöyük gözükmektedir. Fakat kent statüsüne sahip olup olmadığının anlaşılabilmesi ancak kent kavramına verilen tanıma bağlıdır. Genellikle ilkçağda yerleşim yerleri günümüzde gelişmekte olan ülkelerin köy görünümünü andırmaktadır. Ortaçağa damgasını vuran en önemli iki olgu feodalite ve kilise olmuştur. Feodalizm ve Hıristiyanlığı ideolojik bir hale sokan kilise toplumsal yapıyı derinden etkilemiştir. Ayrıca ortaçağın siyasal, sosyal ve ekonomik parametreleri batı ve Anadolu uygarlıkları kapsamında incelenmiştir. Özellikle batı Avrupa da feodal toplum yapısı kentler üzerinde şekillendirici bir etkiye sahip olmuştur. Buna karşılık İslam coğrafyasında ortaya çıkan yeni kutsal din olgusu da İslam kentleri olarak yeni kentsel yapıyı ortaya çıkarmıştır. Feodal toplum yapısının çözülerek ulusal ve uluslar arası ticaretin gelişmesiyle kentlerin tekrar kabuk değiştirmeye başladığı araştırmada tetkik edilmiştir. vıKent, kentin özellikleri ve kentin ortaya çıkışlarını açıklayan görüşler doğrultusunda ortaçağ Avrupa ve Anadolu kentlerinin sosyal, siyasal ve ekonomik görüntüsü tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca ortaçağ Türk-İslam Anadolu mimarisi bu dönemin kentlerine ayrı bir görünüm kazandırmıştır. Kent içinde fiziksel mekanın önemli bir parçası olan konut ve konutların modernleşme öncesi ve sonrası yaşadığı gelişim de incelenmiştir. Bu bölümde ayrıca, batıdaki feodal toplumsal ve siyasal yapının, Anadolu da dini ve idari yapının kent üzerinde şekillendirici etkiye sahip olduğu ortaya konulmuştur. 11. ve 12. yüzyılda ise ticaretin gelişmeye başlaması kentlerin fiziksel yapışım tekrar değiştirmiştir. Ortaçağ dönemini kapsayan tarihi kentlerin modernleşme ile ilişkisinin ortaya çıkışı ve etkileşimi üzerinde durularak, modernleşme süreci içinde kentlerin barındırdıkları bir çok medeniyetin tarihi dokuların korunması esas alınmıştır. Fakat ülkemizde bu dokuların korunması için gereken sosyal, siyasal ve ayrıca ekonomik eksikliklerden dolayı modernleşmeye yenik düşerek yabancılaşmakları görülür. Ayrıca bu bölümde modernleşme kavramına değinilerek modernleşmenin kentlerin üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Özellikle kentin tarihi dokular üzerindeki etkileşimi incelenmeye çalışılmıştır. Modernleşme ekonomik sosyal, teknolojik bir değişimi ifade ettiğinden kent ile doğrudan bir ilişki içindedir. Modernleşme kentlerin tekrar kabuk değiştirmesini yol açmıştır. Bu değişim tznik örneği ile bir profil çıkartılmaya çalışılmıştır. vu ABSTRACT In this study, firstly it has been examined that the social life in the civilizations of the western and Anatolia before the middle age, and expounded that the characteristics of the places where man settled in antiquity and prehistorical ages. Antiquity had started by discover of the alphabet and lasted till the demolition of Western Roman Empire (AD 476) by Teutons. The age before antiquity is called 'prehistory'. By the prehistorical ages, man has always been in need of forming places of settlement which has a great importance to survive. Prehistorical settlement places were caves or shelters that man made by natural supplies. It is not possible to mention about urban settlement before antiquity. Man lived scattered just to protect himself from the pitilessness of the nature. The most remarkable thing that proved forming cities is the transition of nomadic man to settled life as a consequence of his starting to agricultural activities. Because it is not possible to form a city in a society not settled. At this age Çatalhöyük seems to be the most developed place of settlement on Anatolia. But finding out if it is a city or not, depends on how city is defined. The settlements in antiquity remind us the villages of today's developing countries. The most important two events that marked the middle age are Feudalism and the Church. Feudalism and the Church that formed Christianity into an ideology affected the social structure, deeply. Moreover, the political, social and the economic parameters of the middle age have been examined with the civilizations of the western and Anatolia. Especially in Western Europe feudal social structure had a shaping effect on cities. Besides, on the Islamic areas the phenomenon of the new holy religion created the new urban structure as Islamic cities. In this study it has been analyzed that by disintegration of feudal society and the progress of national and international trade, cities started to change their skins. İt has been attempted to determine the social, political and the economic image of the cities of Europe and Anatolia of the middle age according to the Vİİİopinions explaining the city, its characteristics and how it came out. Moreover, the Turkish-Islamic architecture of the middle age had given a distinct appearance to the cities of that period. Houses, which have a significant part on the physical places of city, have been examined as well. At this chapter, it has been revealed that on the west the feudal, social and the political structure and on Anatolia the religious and the administrative structure had a shaping effect on the city. At the 11* -12th centuries trade's starting to develop changed again the physical structure of city, it's been dwelled upon the relation between the middle age cities and modernization. In the modernization process it was given importance to protection of the historical patterns of many civilizations which cities have. But in our country due to lacking in the social, political and the economic needs of protecting them, we are being eyewitnesses to that the patterns are defeated by modernization. Moreover at this chapter it's been studied on the effect of modernization on cities by touching on the notion of modernization. Particularly it's been attempted to analyze the interaction between city and the historical patterns. Since modernization means an economic, a social and technological change it has a direct relationship with city. Modernization caused cities to change their skins again. This change has been attempted to be stated by İznik sample. IX
Collections