Finansal liberalizasyonun gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerindeki etkileri: Türkiye ekonomisi örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Anahtar kelimeler: Finansal liberalizasyon, sermaye akımları, yüksek faiz oranlan, düşük kredi ve fiziksel yatırım hacmi, kamu kesimi açıklan, iç borçlanma, finansal kriz. 1980'lerden itibaren yaşanan küreselleşme süreci çerçevesinde ulusal piyasaların, uluslararası finansal sistemle bütünleşmeye yönelik girişimleri ön plana çıkmıştır. Bu doğrultuda, ilk olarak gelişmiş ülkeler finansal liberalizasyon politikalarını devreye sokmuşlardır. Yine bu süreçte, pek çok gelişmekte olan ülke de gelişmiş ülkeleri takiben finansal liberalizasyon uygulamasına katılmışlardır. 1980'lerin başından itibaren pek çok gelişmekte olan ülke gibi Türkiye de, gerçekleştirdiği yapısal reform programlan ile birlikte ekonomik gelişme stratejisini, içe dönük, kurallara bağlı ve doğrudan parasal kontrollerin egemen olduğu sistemden dışa dönük, piyasa kurallarının belirleyici olduğu açık ekonomi modeline dönüştürmüştür. Bu doğrultuda, dış ticaret rejiminin ve iç finansal sistemin serbestleştirilmesi ile başlayan reform ve uyum süreci, gerçekleştirilen ekonomik, yasal ve kurumsal düzenlemelerle birlikte 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ile tamamlanmıştır. Finansal liberalizasyon kuramının öngörüleri çerçevesinde, finansal liberalizasyonun, kaynakların daha etkin bir şekilde dağılımım sağlayarak ekonomik büyümeyi hızlandırması beklenmektedir. Fakat, birçok gelişmekte olan ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin de finansal liberalizasyon deneyimi, ekonomi dışa açılmadan önce temeller tam olarak yerine oturtulmamış olduğu için dalgalanmalarla doludur. Çünkü, birçok gelişmekte olan ülke gibi Türkiye de bu süreçte, finansal liberalizasyonun en temel önkoşulu olan fiyat istikran ve mali disiplini sağlayamamıştır. Sonuç olarak, finansal liberalizasyon ile artan ve kısa vadeli sermaye akımları için cazip olan yüksek faiz oranlan, reel yatırımlar için caydırıcı olmuş; tasarruf sahipleri ve reel sektör için, finansal varlıklara yapılan yatırımlar, üretken fiziksel yatıranlardan daha cazip hale gelmiştir.VI Finansal liberalizasyon uygulamalarının gelişmekte olan ülkelerde neden olduğu temel makroekonomik etkilerin tespiti çerçevesinde, Türkiye'deki finansal sektör, finansal sistemin temel fonksiyonlarından olan tasarruflar ile üretken fiziksel yatırımlar arasındaki aracılık görevini gerektiği gibi yerine getirememiştir. 1990 sonrası süreçte, Türkiye'deki finansal sistem, hükümetin gittikçe artan borçlanma gereksinimini karşılamıştır. VII ABSTRACT Key words: Financial liberalization, capital flows, high interest rates, low credit and physical investment volume, public sector deficits, domestic borrowing, financial crises. Since the 1980's, the globalization process has seen individual domestic markets take striking steps towards strengthening connections with each other and integrating with the international financial system. Hence all developed countries commenced economic policy initiatives in order to liberalize their domestic financial markets. Most developing countries followed developed countries within this process. As was the case in most developing countries at the beginning of the 1980's, Turkey also with the structural reform program transformed overall economic development strategy moved away from a highly regulated inward-looking economy with direct controls toward an outward-oriented to open economy operating with a market-based approach. At that direction, there was an accelerated reform and adjustment process started with the liberalization of foreign trade regime and domestic financial system culminated in the liberalization of capital accounts during 1989 with launched a series of economic, legal and institutional reforms. According to the financial liberalization theory there is expected to result in a more efficient allocation of resources, and thereby increase economic growth. But the most of the developing countries and Turkey's financial liberalization experience was full of fluctuations, as the basics were not properly in place before the economy was opened up. Because the most of those countries have not satisfied the very basic preconditions of financial liberalization of price stability and fiscal discipline to start with. As a result, increase in interest rates with the financial liberalization attracting short-term capital deterred real physical investments and made financial assets more attractive to saving holders and real sector rather than the yield offered by physical investments. So that, productive capacity of the economy remained quite stagnant.VIII The Turkish financial system did not perform the basic function of intermediation between savings and productive physical investments. Rather, it functioned as a finance unit to accommodate the ever-increasing government borrowing needs.
Collections