Latife Tekin`in yapıtları üzerine feminist bir okuma: Yoksulluk, toplumsal dışlanma ve dil
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Küresel düzlemde her geçen gün artan yoksulluk, öncelikle kadınları etkilemektedir. Yoksulluk durumunun getirdiği olumsuz şartlar ataerkil düşünce yapısıyla birleştiğinde, kadınlar, kendilerini, giderek daha da keskinleşen bir yoksunluk durumunda; kendilerini, kendi sesleri ve sözleriyle ifade edemedikleri bir dünyada bulmaktadırlar. Kadınlar, yoksulluk durumunun getirdiği mağduriyetlerle baş edebilmek için, bu edilgen ve güçsüz durumdan çıkmak zorundadırlar. Bu çalışmanın ana tezi, yoksulluk ve dilsizlikle bir arada mücadele etmelerinin gerekliliğidir.Okuma eylemi, kadınların bilinçlenmesinde, güçlenme mücadelesi için gerekli olan azmi kazanmalarında önemli bir eylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınlar için, kendi kimliğini oluşturma ve güçlenme bilincini kazanmak, belki de ekonomik anlamda güç sahibi olmaktan önce gelmektedir. Çünkü, bireyselleşemeyen kadın, ekonomik anlamda güç sahibi olsa bile, gücünü kullanma bilinci olmadığında sömürülmekten kurtulamamaktadır.Kadın sorunları bağlamında ele alınması gereken kadın yoksulluğu ve kadın sessizliği, son dönem edebiyat eserlerinin konusu haline gelmiştir. Bu alanda Latife Tekin'in eserleri, hem yoksulluk durumunun gerçekçi, içerden bir okuması olması, hem de geleneksel kültür tarafından sesi kesilmek istenen bir kadının kendi özgün sesini ve sözünü kazanma pratiği olması açısından önemlidir.Bu tezde, yukarıda özetlemeye çalıştığımız kadın sorunları, Latife Tekin'in eserleri ve yaşam deneyimi bağlamında sorgulanacaktır. Küresel yoksulluk gerçekleri yanında, Türkiye'deki artan yoksulluk koşullarında ve hakim yoksulluk söylemleriyle kuşatılmışken, kadınların bu edilgen, dilsiz ve güçsüz durumdan çıkabilme yolları, Latife Tekin'in eserleri ve yaşam deneyimiyle bağlantılı olarak araştırılmıştır. Yoksulluk ve dilsizlik durumunun üstesinden nasıl gelineceğine ilişkin çözüm önerileri de sonuç bölümünde yer almaktadır. Global poverty, which is growing day by day, has had an impact primarily on women. When the conditions of poverty are combined with patriarchal mode of thinking, women find themselves in a worsening state of deprivation; in a world where they cannot express themselves with their own voices and words. While they try to cope with the deprivations that the state of poverty bring about, women will have to get out of this situation that render them as passive and powerless. The main thesis of this study is that women will have to struggle with poverty and lack of language simultaneously.The act of literacy, is a significant act in the acquisition of determination needed by women for their own awareness and struggle for empowerment. For women, to build her own identity and to acquire a sense of empowerment, is perhaps prior to having economic power. Because, a woman who hasn?t built an individualized identity, cannot escape from exploitation, even if she has acquired economic wealth and power, without having the awareness to use it.Women?s poverty and silence, important topics to be investigated among women?s issues, are also subjects for recent literary works, Latife Tekin?s works are exemplary both as a realistic reading of poverty from within, and as praxis of such a woman who would be silenced by tradition, to save her own voice and word.In the thesis, the problems that we?ve mentioned above will be questioned in the context of Latife Tekin?s works and her life story. Women?s ways out from the state of passivity and lack of language and power are investigated in relation to Latife Tekin?s works and life experience given the conditions of global poverty and increasing poverty in Turkey, and at the same time, being encapsulated by hegemonic discourses of poverty. Suggestions for coping with such state of poverty and lack of language are given in the conclusion.
Collections