Üniversite öğrencilerinde bilişsel model çerçevesinde sosyal anksiyete bozukluğu ve alkol kötüye kullanımı ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sosyal anksiyete bozukluğu (SAB) topluluk içerisinde yemek yemek ya da konuşmak gibi sosyal durumlara karşı duyulan şiddetli korkudur. Pek çok çalışma SAB'nun sürmesinde etkili olan çeşitli psikolojik faktörleri tanımlamıştır. Bu çalışmada sosyal korkunun kişinin kendisi ya da diğerleri (izleyiciler) hakkındaki gerçekçi olmayan standartlar ve inançlar gibi bilişsel yanlılıklar ile ilgili olduğu varsayılmaktadır. SAB'nun alkol kullanım bozuklukları (AKB) ile olan yakın ilişkisine dikkat çeken önemli hipotezler bu alanda mevcuttur. SAB ve AKB arasındaki ilişkiyi açıklayan bu hipotezlerden biri ve belki de en çok bilineni, sosyal anksiyeteli bireylerin alkolü sosyal korkularını bastırabilmek için kullandıklarını öne süren `Gerilim Azaltımı Hipotezi'(Tension Reduction Hypothesis ? TRH)'dir. Bu alandaki diğer önemli hipotezler ise `Stres Tepkisi Azaltımı Modeli' (Stress Response Dampening Model ? SRD) ve `Kendi Kendine Tedavi Hipotezi' (Self Medication Hypotheses ? SMH)'dir. Epidemiyolojik çalışmaların pek çoğunun AKB ile SAB arasındaki ilişkiyi güçlü bir biçimde kanıtlamalarına karşın, sosyal anksiyete ve alkol kullanım değişkenleri arasındaki ilişkiler hakkında fikir ayrılıkları içerisinde olan çalışmalar da mevcuttur. Örneğin bazı çalışmalarda SAB ve AKB arasındaki ilişkinin pozitif olduğu sonucu elde edilirken, kimi çalışmalarda bu ilişki negatif olarak bulunmuştur. Bazı çalışmalarda ise bu iki durum arasında herhangi bir ilişkiye rastlanamamıştır.Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinde 1) sosyal anksiyeteye ilişkin belirtilerin yaygınlığını tespit etmek ve sosyal anksiyete belirtileri gösterenlerde elde edilen bulguların anksiyeteye neden olduğu varsayılan bilişsel düşünce kalıpları ile ilişkisini incelemek; 2) SAB oranları ile AKB değerleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır.Metod: Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi içerisinde yapılan bu çalışmada toplam 250 öğrenci (145 kız,105 erkek) sosyal anksiyeteye ilişkin ölçekler olan `Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği' (LSAÖ) ve Hofman tarafından 2007'de geliştirilen `Sosyal Durumlara Yaklaşım Ölçeği' (SDYÖ) ve Alkol kullanım bozukluklarını ölçmede kullanılan Alkol Kullanım Bozuklukları Tanıma Testi (AKBTT)'ni tamamlamışlardır. Sosyal anksiyete ve onun altında yatan bilişsel faktörler arasındaki ilişkiyi araştırmak için Person Korelasyon yöntemi ile LSAS ve SDYÖ arasındaki ilişki hesaplanmıştır. Sosyal anksiyete düzeyi ile alkole ilişkin problemler arasındaki ilişkiyi test edebilmek için LSAÖ ile AKBTT ölçeklerinden elde edilen puanlar yine Pearson Korelasyon yöntemi ile hesaplanmıştır. Bunlara ek olarak alkol kullanım bozuklukları ve sosyal anksiyete düzeylerinin cinsiyetlere göre yüzdelik değerleri ki kare testi kullanılarak hesaplanmıştırSonuç:üniversite öğrenci grubundan alınan örneklemden elde edilen bulgulara göre öğrencilerin %48,8'inde sosyal anksiyete bozukluğu belirtilerine; %24,8'inde ise alkol kötüye kullanımı belirtilerine rastlanmıştır. Yapılan korelasyon analizinde SAB ile AKB arasında alkol kullanım miktarı ve sıklığı açısından negatif yönde anlamlı bir ilişkiye rastlanmıştır; öte yandan alkol kullanım bozukluğuna ilişkin alt boyutlar ile SAB arasında herhangi anlamlı bir ilişkiye rastlanamamıştır. Bununla birlikte sosyal anksiyeteye neden olan bilişsel düşünce yapıları ile öğrencilerin sosyal anksiyete düzeyleri arasında pozitif yönde ve önemli ölçüde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Sonuç olarak, sosyal anksiyete belirtileri önemli ölçüde gerçekçi olmayan düşünceler ve bilişsel çarpıtmalar ile ilgilidir. Aynı zamanda üniversite öğrencileri arasında sosyal anksiyete ve alkol kötüye kullanımı yüksek oranda bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, alkol kötüye kullanımı ile sosyal anksiyete düzeyi TRH ve diğer modellerin varsayımlarının tersine negatif ilişkili bulunmuştur. Social anxiety disorder (SAD) is an excessive fear of social situations such as eating or speaking in public. Recent studies have identified a number of psychological factors that could explain the maintenance of SAD. In this study, it is assumed that social apprehension is associated with cognitive biases such as unrealistic social standards and unrealistic bliefs about self and others. In addition, there are few studies investigating the relationship between SAD and alcohol abuse. One of the hyphoteses which explain the relationship between SAD and alcohol abuse and dependence (Alcohol Use Disorders-AUDs) is the ?Tension Reduction Hypothesis? (TRH). This model posits that people with social anxiety use alcohol to alleviate their social fears. Other models include Stress Response Dampening Model (SRD) and Self Medication Hypothesis (SMH). However, despite the fact that many epidemiological studies have demonstrated strong relationship between SAD and AUD diagnoses, there has been inconsistency in demonstrating causality or even directionality of the relationship between social anxiety and alcohol-related problems. For example, some studies have showed a positive relationship between social anxiety and alcohol-related problems, while others have shown a negative relationship or no relationship at all.The purpose of the present study was 1) to determine the prevalence of social phobia and to investigate the relationship between cognitive biases and social anxiety in university students. 2) investigated the co-morbidity between social anxiety rates and AUDs. in university students.Method: The questionnaires of LSAS (Liebowitz Social Anxiety Symtom Scale), Approach to Social Situation Scale and AUDIT (Alcohol Use Disorders Identification Test) were adminiestered to 250 students in Mugla University. To investigate the relationship between social anxiety and its underlying cognitive factors, correlation between LSAS and Approach to Social Situation Scale was calculated. In order to investigate the connection between social anxiety and alcohol related problems, the correlation between LSAS and AUDs was determined. Additionally, potention role of gender in contributing to these disorders were determined by chi-sequare.The results of this study, although in university students prevalence of social anxiety was % 48,8 and prevalance of alcohol abuse was %24,8. In the correlational analyses it is revealed that social anxiety was significantly negatively related to drinking frequency. On the other hand, estimate of cognitive thought patterns to cause social anxiety was positively related to social anxiety frequency.As a result, social anxiety symptoms is considerably related with unrealistic bliefs and cognitive biases. At the same time social anxiety and AUDs. were more common problem in university student population but not related to one another.
Collections