Shakespeare`in Fırtına adlı eserinin Türkçe çevirilerinde söylem incelemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Her çeviri metin, taşıdığı dilsel, metinsel unsurları ve söylemleri ile bir bütündür. Ancak aynı eserin birbirinden farklı çevirilerini incelediğimizde karşımıza farklı dilsel, metinsel unsurları ile farklı söylemler çıkar. Çeviri pratiği kaynak dildeki metnin verdiği farklı etkiyi erek metin diline aynı şekilde taşıyarak metni anlama ve anlaşılma seviyesine taşır. Pek çok dilbilimsel ve yorumbilimsel incelemelerin yanı sıra metnin ve söylemin iç yapısının çeviri sürecinde yapılan ortak vurgusuna odaklanarak eşdeğerliği olabildiğince sağlamak mümkündür. Uygulama alanında çeşitli kuramların sadece birinden değil hepsinden farklı alanlarda yararlanma gereği burada doğmaktadır.Bu çalışmada amaç, bir söylem zenginliği yaratma ustası olan Shakespeare'in Fırtına adlı eserinin Türkçe çevirilerinde ortaya çıkan söylemlerin incelemesini yapmaktır. Politik, feminist, dini, anarşist, emperyalist vs. pek çok söylemi içinde barındıran eserler vermesi ve pek tabii bunun dili kullanmadaki ustalığından gelmesi, karakterlerinin karmaşık, gizemli, kurguladığı olayların pek çok yoruma açık oluşu ile birebir paraleldir. Çeviri açısından bakıldığında kaynak metinde rastlanan bu zenginlik, erek metne doğru ilerlerken çevirmenin sırtına büyük sorumluluklar yükleyerek çevirmenin her yönden bakabilme yeteneğiyle ortaya çıkacak olan çevirinin de söylemlere ışık tutacak, metnin zenginliğini koruyacak şekilde yapılması şartını getiriyor. Bu noktada Can Yücel ve Bülent Bozkurt çevirilerinde karşılaştırılabilecek, altı çizilecek, metnin söyleminin yansıtılmasında kullanılan ifadeler incelemeye değerdir. Each translation text is a whole unit with its language, discourses and textual elements. However, when it comes to analysing various translations of one text, it is inevitable to find different discourses within the language and the text. At this point, during the process of translation a translator has a responsibility to move the effect of the discourse universe in the source text forward to the target text within language and textual elements. As a result of this, it is a need to benefit from various translation theories in this process.The aim of this study is to analyse the discourse in the Turkish translations of The Tempest written by William Shakespeare. In many of his works of art, he refers to politics, feminism, religion, colonialism, etc. It is not only because he is assumed as the master of the usage of the language but also he created complicated and mysterious characters, the incidents that are deeply interpretable. So a translator who decides to translate a Shakespearean comedy, tragedy or romance has a responsibility to move and protect the richness of the source text in the field of the translation practise. At this point, The Tempest translations made by Bülent Bozkurt and Can Yücel are worth to be analysed by comparing and contrasting within the reflection of the discourse universe to be underlined on the text.
Collections