İki demokrasi modeli: Liberal demokrasi ve müzakereci demokrasi üzerine bir çalışma

Abstract

Köklerini Antik Yunan'dan alan ve tarihin belirli dönemlerinde etkili olan demokrasi, zaman içerisinde değişen dönemsel koşullar ve farklılaşan toplumsal ihtiyaçlar sonucunda önemli değişimler geçirmiş, böylelikle de birçok düşünürün ve teorisyenin onu yeniden ele almasıyla birlikte farklı siyasal kuramlara/anlayışlara konu olmuştur. Bu çalışma kısmen, demokrasinin tarihsel süreç içinde yaşadığı siyasal dönüşümler ve gelişmeler ile dönemsel koşullar ve toplumsal ihtiyaçlar ışığında günümüzde aldığı hal üzerine odaklanmaktadır. Tezin asıl odaklandığı mesele ise liberal demokrasinin, günümüz dünyasının toplumsal sorunlarını çözmedeki yetersizliği ve bu bağlamda liberal anlayışın meşruiyetini yitirmesinden yola çıkarak, demokrasinin daha demokratik bir kamusal alan talebi etrafında şekillenen ve liberal demokrasiye alternatif olarak ileri sürülen müzakereci demokrasi anlayışıdır. Bu çalışmanın ilk bölümünde, demokrasinin ne olduğundan ve modern dönemde liberalizmle birlikte nasıl bir yapıya büründüğünden hareketle, –liberalizmin demokrasiyle eklemlenmesinden oluşan– liberal demokrasinin temel ilkeleri ele alınıp, bu anlayışın yönetimsel alanda yaşadığı krizlere değinilmektedir. İkinci bölümde, liberal demokrasinin krizlerine alternatif olarak Jürgen Habermas tarafından geliştirilen müzakereci demokrasinin ortaya çıkışı ve liberal demokrasiye nasıl bir alternatif oluşturduğu bu anlayışın içerdiği bazı ilkeler üzerinden incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise liberal demokrasiyle müzakereci demokrasi anlayışları karşılaştırılıp, bu iki anlayış eleştirel bir zeminde tartışılmaktadır.

Democracy, which sprang out of Ancient Greece and was influential in certain eras of history, has undergone significant changes as a result of periodical circumstances and varying social needs, thus being the subject of different political theories after being rediscussed by many thinkers and theorists. This study is part of focused based on what democracy has come to be in the modern world in the light of the political transformations and developments as well as periodical circumstances and social needs that democracy has undergone throughout history. The main problem that this study focuses on is based on the disruption of the legitimacy of the liberal sense and the inability of democracy to solve the social problems of the modern world, and on the deliberative democracy shaped around the demand for a more democratic public sphere and put forth as an alternative to liberal democracy.In this context, the first part of my study deals with what democracy is and what it has come to be along with liberalism in the modern world and discusses the basic principles of liberal democracy and the various crisis it has faced in administrative fields. The second part elaborates on the emergence of deliberative democracy developed by Jürgen Habermas as an alternative to the crisis of liberal democracy, its solutions to the issues created by liberal democracy, its principles and its significance. The third part deals with the comparison of liberal democracy and deliberative democracy, discusses the applicability of deliberative democracy and elaborates on the short-comings of deliberative democracy based on the criticisms directed at it.