Başkanlık sistemi üzerine bir inceleme: ABD, Arjantin ve Brezilya örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde başkanlık sistemi tartışmaları gün geçtikçe güçlü bir ivme kazanmaktadır. Kuvvetler ayrılığına dayanan hükümet sistemleri içerisinde en dikkat çekici sistem başkanlık sistemi olmuştur. Gerek ilk olarak uygulanmaya konduğu Amerika Birleşik Devletleri'nin konumu gerekse demokratikleşme hareketlerinin ortaya çıkması ile birlikte sistem sert kuvvetler ayrılığına dayanması ile birçok ülkenin demokratikleşmek adına geçiş yapmak istediği bir sistem halini almıştır.Bu çalışmada Amerika Birleşik Devletleri'nden etkilenerek Latin Amerika ülkelerinde uygulamaya konulan başkanlık sistemi üzerine inceleme yapılmıştır. Ele aldığımız ülkelerden Arjantin ve Brezilya örneklerinden yola çıkarak sistemin kabul edilmesi ile birlikte temel özelliklerinin korunduğu ancak Amerika Birleşik Devletleri'nin başat güç sembolü olarak gösterilmesi, incelenen Latin Amerika ülkelerinde güçlü bir başkan yaratılmaya çalışılması ile anayasal hükümlere dayandırılarak gücün meşrulaştırılması ile karşılaşmaktayız.Sistem tartışmaları üzerinde yoğunlaşan ve genellikle anti özellik olarak öne çıkan darbelere açık bir sistem olma özelliği Arjantin örneğinde görülmektedir. Bir diğer olumsuz özelliği olarak görülen parlamento içinde iki partinin güçlenmesi düşüncesi ise her ne kadar Brezilya'ya özgü de olsa örnek olarak Brezilya'da bu düşüncenin yıkıldığını söyleyebiliriz. Çünkü Brezilya başkanlık sistemine adını veren koalisyoncu başkanlık sistemi olması özelliği ile parlamentoda ikiden fazla parti temsil edilmektedir. Başkanlık sistemi üzerindeki genel kanı kusursuz işlediği yönündedir. İncelenen Latin Amerika ülkelerinde sistemin herhangi bir durumda başarısızlığa uğraması başkanlara bağlanmaktadır. Çünkü sistem yürütme üzerine yoğunlaşmakla birlikte yürütme organının yapısının ve işleyişinin karmaşık hale gelmesi demokratikleşme hareketlerini tam olarak tamamlayamamış olan ülkelerde sistemi çıkmazlara sürüklemektedir. Sistemin getirdiği güçlü başkan modeli sistemi uygulamaya çalışan ülkelerin demokrasi ve güç arasında bir imtihanı olmuştur diyebiliriz. Nitekim incelediğimiz Latin Amerika ülkeleri bir diktatör yönetime örnek olamasa da güç isteği çeşitli anayasal kelime oyunlarıyla başkanlığın farklı kişilere geçmesinin önünde engel oluşturmaktadır. Bu durum Arjantin'de net bir şekilde görülmektedir.Sistemin demokratikleşme yolunda bir adım olarak görülmesi ancak anayasanın yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki yetki paylaşımını kesin çizgilerle belirlemesi ve sistemin tıkanmasına neden olacak şekilde ucu açık ifadeler bulundurmaması ile mümkün görülebilmektedir. Ancak yürütme ve yasama arasında yetkinin aşırı kullanımından kaçınmak amacı ile denge unsurlarının da belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü sistemin ancak daha fazla güç arzusu ile hareket eden başkanların elinde diktatörlüğe dönüştüğü söylenebilir. Presidential system discussions gains strong accelaration day by day nowadays. The most attractive quality of the governmental system based on seperation of powers is presidential system and this system being based on seperation of powers was first applied in the United States. It has become a system that many countries want to transform in the name of democracy with the emergence of the democratization movements. Among the countries being affected and adapted the United States presidential system, Argentina and Brasil are analysed in this study which are among the latin american countries.From the examples of Argentina and Brazil, with the acceptance of the system and the preservation of basic qualities but the demonstration of the United States as a symbol of dominance, Latin American countries tried to create a strong president. But it is faced with the legitimacy of the power based on constitutional provisions. Presidential system is an often open-strike system and stands out as an anti-property and we can see in the example of Argentina.The strengthening thoughts of two parties in the parliement destructed in Brazil. The general view on the presidential system is functioning perfectly. In the Latin American countries analysed, the failure of system in any case is attributed to the presidents. Because of the complexity of the organ, the system is dragged into deadlock in the countries that have not fully completed their democratization movements. The countries that are trying to implement the strong chairman model system brought by the system are creating a test between democracy and power. TheLatin American countries are not the example of dictator rule. The desire for power constitutes an obstacle out front of the position of presidency with the different constitutional words. This situation is clearly seen in Argentina.The fact that the system is accepted as only the way of democratization process, the constitution should not clearly define the sharing of powers between the legislative, executive and judicial organs with clear lines and should not have clear expressions that would cause the system to become clogged. However, in order to avoid excessive use of authority between executive and legislative, the check and balance elements must be placed in the constitution. It can be said that the system has become dictatorship only in the presence of presidents moving with more desire for power.
Collections