Tek parti iktidarında tiyatronun siyasal rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, Cumhuriyet dönemi tek parti iktidarının, tiyatro sanatını resmi ideolojinin oluşturulmasında aktif olarak kullandığı gerçeğinden hareketle, yaşadığımız coğrafyanın tiyatro-politika bağı incelenmiştir. Üç ana bölümden oluşan tezin ilk bölümünde, modern tiyatronun ortaya çıktığı Osmanlı'nın son dönemlerinden Cumhuriyet evresine kadarki süreç irdelenmiştir. Bu bölümde, Osmanlı'nın son dönemlerinde gelişmeye başlayan ve Cumhuriyet'e miras kalan teatral yapının, Cumhuriyet döneminde ne kadarına sahip çıkılarak, ne kadarının terk edildiği önemli bir bağlantı noktası olacaktır. İkinci bölümde, Kemalist ideolojinin Halkevleri Temsil kollarıyla birlikte Anadolu içlerine kadar uzanan pedagojik etkisi ele alınmıştır. Bu bağlamda Cumhuriyet döneminde, tiyatroya verilecek ilk rol, rejimin sürekliliği için milliyetçi yurttaşlar yetiştirme görevi olacaktır. Böylelikle rejimin iç ve dış düşmanlara karşı ürettiği savunma mekanizması güçlendirilmek istenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Türkiye'nin özellikle II. Dünya Savaşı'nın ardından ortaya çıkan konjonktürel değişim sürecinde kültür-sanat politikalarında belirginleşen göreli hümanist yön mercek altına alınmış ve bu yönde gerçekleşen esnekleşme gözlenmiştir. Bu bağlamda, milliyetçi temelden batılı değerlere adapte olmaya çalışan bir devlette, medeniyet seviyesinin kültür ve sanatla ölçüldüğü göz önüne alınarak, Konservatuar bünyesinde Tatbikat Sahnesi kurulmuş; bu kurum zamanla Devlet Tiyatrosuna evrilmiştir. Sonuç olarak son dönem Osmanlı modernleşmesiyle iyiden iyiye batıya açılan kapıların, özellikle Cumhuriyet döneminde devletçi-seçkinci yapının bürokratik refleksiyle buluşarak ilk planda milliyetçi bir kültür-sanat politikaları benimsendiğini sonrasında bu kalkış noktasından göreli hümanist aşamaya kayarak batılı değerlere eklemlenme yarışına girildiği söylenebilir. In this study, by relying on the fact that the art of theatre has been actively used as a mean in creation of official ideology by one party rule in the Republican period, the link between the theatre and politics over the geography we live in is analyzed. This study is composed of three chapters, first of that examines thoroughly the process from emergence of modern theatre in late Ottoman Empire to the Republican period. In this chapter, how much of the theatric structure, which begun to develop during the late Ottoman Empire and inherited to the Turkish Republic, was owned and how much was left in the Republican period constitutes a linkage point. In the second chapter, pedagogical effect of Kemalist Ideology dispreading all over Anatolia via the hands of the representative branches of Community Centers is discussed. In this respect, the first role assigned to the theatre in the Republican era for continuity of the regime was the duty to produce nationalist citizens and so, the defence mechanism against internal and external enemies tried to be strengthened. In the third chapter, the humanist aspect and flexion on cultural and art policies of Turkey are scrutinized with changes on conjuncture after the Second World War. In this sense, by considering the thought that level of civilization and modernization of a state was measured via culture and art, Training Stage was founded within the scope of Conservatory, which has evolved into State Theatre over time, in Turkey, where western values were tried to be adopted instead of nationalist discourses. In consequence, by meeting the doors opening to West during the late Ottoman modernization with the statist-elitist bureaucratic reflection of the Republican period; firstly nationalist cultural and art policies were adopted, then, beginning from this starting point relatively more humanist processes were actualized and Turkey has entered a compete on articulation to Western realized.
Collections