Türkiye İş Kurumu verileri bağlamında eğitimsel niteliklerin istihdam edilebilirlik üzerine etkisi: Ankara ili örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada beşeri sermaye unsuru olan eğitimin istihdam edilebilirlik üzerinde oynadığı rolün arz yönlü bir değerlendirmesi yapılmış ve istihdam edilenlerin eğitimsel nitelikleri ile yerleştikleri mesleklerin gerektirdiği nitelikler arasındaki uyum ya da uyumsuzluk düzeyi belirlenmiştir. Söz konusu çalışma ile yükseköğretim mezunu bireylerin, niçin mevcut eğitim düzeylerinin altındaki işlerde çalışmayı kabul ettiklerine ilişkin kavramsal ve kuramsal çerçeve açıklanmaktadır. Çalışmamızda öncelikle eğitim istihdam ilişkisinin tartışıldığı kuramlara yer verilmekle beraber uyumsuz eşleşme olgusu bu kuramlar çerçevesinde ele alınmıştır. Sonrasında TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarından hareketle eğitim istihdam ilişkisi ve uyumsuz eşleşme olgusu; genelde Türkiye, özelde ise Ankara evreni çerçevesinde tartışılmıştır. Ayrıca eğitimsel niteliklerin işgücü piyasasında oynadığı rol ile uyumsuz eşleşme düzeyi arz yönlü olarak ele alınmıştır. Araştırma İŞKUR Genel Müdürlüğü'nden alınan kayıtlara göre, 15-29 yaş grubu 10.555 başvuru içerisinden 1.234 kişinin istihdam edildiği veri seti, tarama modeli kullanılarak analiz edilmiştir. Uyumsuz eşleşme olgusunun dikey boyutunu oluşturan aşırı eğitimlilik düzeyi ile yatay uyumsuzluk düzeyi ölçümünde Uluslararası Standart Meslek Sınıflandırması (ISCO 08) ve Uluslararası Standart Eğitim Sınıflandırması (ISCED)'na göre istihdam edilenlerin hangi meslek mensubu olduğu, eğitim seviyeleri, eğitim alanları ve nitelikleri arasında bağlantı kurulmuştur. TÜİK'ten elde edilen verilerin sonucunda 2016 yılı itibariyle Türkiye işgücü piyasasında 15+ yaş grubundaki yükseköğretim mezunları arasında niteliklerinin altında istihdam edilenlerin oranı %33,8 olarak hesaplanmıştır. Bu oranın erkeklerde %36, kadınlarda ise %30 olduğu görülmüştür. Gençler arasında değerlendirme yaptığımızda durumun daha ciddi olduğu gözlemlenmiş ve sonuç %56 olarak hesaplanmıştır. İŞKUR'dan elde edilen veri setinde ise niteliklerinin altında istihdam edilenlerin, yani uyumsuz eşleşme oranının %68 ile, dikey uyumsuzluk oranının ise %80,5 ile kritik bir boyutta olduğu saptanmıştır. İŞKUR'dan alınan veri setinde yatay uyumsuzluk yani mezun olduğu eğitim alanı ile yerleştiği meslek arasında uyumsuzluğun en fazla olduğu bölümleri sanat, tarım ormancılık ve su ürünleri, sosyal hizmetler, ulaştırma hizmetleri, üretim ve işleme, sosyal ve davranış bilimleri, matematik ve istatistik, beşeri bilimler ve güvenlik hizmetleri oluşturmuştur. Bu durumu TÜİK'in Mezun Olunan Alanlara Yönelik İşgücü Göstergeleri adlı istatistik çerçevesinde değerlendirdiğimizde en yüksek işsizlik oranının, yatay uyumsuzluk düzeyi en yüksek olan eğitim alanları ile benzerlik taşıdığı tespit edilmiş ve yorumu söz konusu eğitim alanlarında meydana gelen yüksek işsizlik karşısında kişilerin direnemeyip niteliklerinin altındaki mesleklerde çalışmak zorunda olduğu şeklinde olmuştur. In this study, a supply-side evaluation was made of the role of education, which is an element of human capital, in employability, and the level of consistency or inconsistency was determined between the educational qualities of the employed and the qualities required by the occupations acquired by them.The present study describes the conceptual and theoretical framework associated with why individuals who graduated from a higher education institution accept to work in occupations at a lower level than their actual educational level. In our study, in addition to including the theories in which the education – employment relation is discussed, the fact of inconsistent matching is addressed within the frame of these theories. Then, with reference to the results of TUIK's (Turkish Statistical Institute) Household Labor Force Survey, the education – employment relation and the fact of qualification mismatch were discussed within the frame of the population of Turkey generally, and of Ankara specifically. In addition, the role of educational qualities in the labor market and the level of qualification mismatch were addresses on a supply-side base.In the research, a data set which indicated 1.234 out of 15-29 age group 10.555 unemployed individuals were employed according to the records obtained from İŞKUR (Turkish Employment Agency) General Directorate was analyzed by using the survey model. In measurements of the level of over-educated, which constitutes the vertical dimension of the fact of qualification mismatch, and of the level of the horizontal mismatch, the employed's occupations, educational levels, areas and qualities of education were linked according to the International Standard Classification of Occupation (ISCO 08) and the International Standard Classification of Education (ISCED). Based on the data obtained from TUIK, the percentage of those employed at a lower level than their qualities among the higher education graduates aged 15+ in Turkey's labor market in 2016 was calculated as 33,8%. That percentage was seen to be 36% for men, and 30% for women. Evaluating for the young, the situation was observed to be more serious, and the result was calculated as 56%. In the data set obtained from İŞKUR, the percentage of those employed at a lower level than their qualities was found to be %68, percentage of vertical mismatch %80,5, which is at a critical level. In the data set obtained from İŞKUR, the fields in which horizontal mismatch, in other words, the mismatch between the educational field of graduation and the occupation acquired, was the greatest consisted of arts, agriculture, forestry and aquaculture, social services, transport services, manufacturing and processing, social and behavioral sciences, mathematics and statistics, human sciences and security services. It was determined that the highest percentage of unemployment was in the educational fields with the highest level of horizontal mismatch within the frame of statistics of TUIK called Labor Indicators for Fields of Graduation, of which the interpretation was that individuals could not resist against high unemployment occurring in their mentioned fields of education, and they had to work in occupations at a lower level than their qualities.
Collections