Toplumsal bir gerçeklik olarak muhasebe alanına postmodern bir yaklaşım: Gerçeğe uygun değer kavramı üzerine bir değerlendirme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Aydınlanma çağı sonrasında ortaya çıkan insan merkezcil (hümanist) yapı, bilimde de determinist ve matematiğe dayanan yöntemlerle hesaplanabilir olanın ön plana çıktığı bir durum yaratmaktadır. Sanayi devrimi sonrasında, işletmeler tarafından özellikle kriz durumlarına alternatif çözüm yöntemleri olarak geliştirilen, işlevselciliğin ve kârlılığın odak noktasında bulunduğu düşünce sistematiği, bu yöntemlerden faydalanmıştır. Bunun sonucu olarak değerlemede tarihsel maliyet kavramı ortaya çıkmış ve bu yöntem kısmen de olsa belirli ülkelerde kullanılmaya devam etmektedir. Genelde muhasebe mesleğinin, özelde ise maliyete dayalı değerleme yönteminin, özellikle 1980 sonrası dönemde alanın önde gelen dergilerinde, temelleri Michel Foucault tarafından atılan gözetim toplumu bağlamında bir dispozitif olarak tartışıldığı gözlenmektedir. Bunun yanında Jean Baudrillard, günümüz bilgi toplumunu simülasyon kavramı üzerinden kuramsallaştırmakta ve gerçekliğin kodlar ve modeller aracılığıyla bir gösteriye dönüştüğünü, dolayısıyla takas sonucu oluşan değerin içinde gösterge değerinin büyük bir yer tuttuğunu ileri sürmektedir. Veri terminalleri üzerinden gerçekleştirilen anlık takas işlemlerinin, gerçekliğin ne düzeyde temsilcisi olduğu özellikle gelişmemiş piyasalarda tartışma konusu olmaktadır. Bu çalışmada bahsedilen kuramlar bağlamında TFRS aracılığıyla uygulamaya konulan ve piyasa değerine öncelik veren `Gerçeğe Uygun Değer` kavramının, bir başka postmodern düşünür olan Jacques Derrida'nın yapısöküm yaklaşımı çerçevesinde, TFRS 13 metni üzerinden stratejik bir okuması yapılmıştır. Sonuç olarak gerçekliğin toplumsal olarak dil aracılığıyla inşa edildiği ve dönemsel özellikler gösterdiği vurgulanmıştır. Human centripetal structure that emerged after the Enlightenment period creates a situation in science where the computable with deterministic and mathematical models are at the forefront. The systematics of functionalism and profitability are the focus of these methods which developed as an alternative solution to crisis situations by the enterprises after industrial revolution. As a result, the historical cost concept emerged in the valuation and this method continues to be used partially in certain countries. It is observed that the accounting profession, in general, and the cost-based valuation method, in particular, is discussed by the leading journals of the field in the post- 1980 period as a `dispositif` in the context of the surveillance society which is introduced by Michel Foucault. In addition, Jean Baudrillard theorizes the present-day information society over the concept of simulation and argues that the reality is transformed into a performance through codes and models, and therefore, the value of sign takes a large part within the value created as a result of the exchange. The extent to which instant exchange transactions over data terminals are representative of reality is a matter of debate, especially in underdeveloped markets. In this study, a strategic reading of the concept of `fair value` which is implemented through TFRS and also which prioritized the market values was made through the text of TFRS 13 in the context of the mentioned theories under the concept of deconstruction that developed by another postmodern thinker, Jacques Derrida. As a result, it is emphasized that reality is constructed through the language as a social and has periodic features
Collections