Eski Anadolu uygarlıklarında mekân-donatı elemanları tasarımları ve etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Anadolu toprakları, Asya-Avrupa arasındaki jeopolitik konumu, elverişli iklimi, tarım ve hayvancılık olanaklarının çok olması ve ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıklar; tarih öncesi ve sonrası dönemlerde kimi zaman birbirinden bağımsız kimi zaman birbiriyle etkileşim halinde kentler ve yerleşmeler inşa etmişlerdir. Yerleşimler tıpkı gelenekler gibi bölgesel veriler ve koşullara bağlı olarak biçimlenirler. Bu oluşum ve biçimlenmede Anadolu insanının yaşamının ve toplum yapısının etkisi açıkça görülür. Yerleşimleri ve kentleri oluşturan mekân-donatı tasarımları da Anadolu Yarımadasının kendine özgü kültür ve sanatından izler taşımaktadır.Mağaralar ile başlayan mekân tasarlama, paralelinde devasa dikili taşlarla oluşturulan dini merkezler; Anadolu'daki ilk insanlar için yapılaşma serüveninin başlangıcı olmuştur. Yüzyıllar içerisinde gelişmiş bir teknoloji olmaksızın günümüze ulaşan akılcı mekânlar ve donatı elemanları tasarlamışlardır. Tarih öncesi dönemlerde inşa edilmiş olan NevaliÇöri, Hacılar, Çayönü, Çatalhöyük ve Kültepe'de bu mekânların en özgün detayları günümüze kadar ulaşmıştır.MÖ.2 binin sonlarına gelindiğinde ise Büyük Hitit İmparatorluğu'nun 'Hatti Ülkesi' olarak adlandırdığı Anadolu topraklarında, mimari ve kültürel alandaki gelişme zirve noktasına ulaşılmıştır. Fakat bu gelişim deniz kavimleri göçü ile baltalanmış, Anadolu mimari ve kültürel anlamda büyük bir çöküşün içerisine girmiştir.Yüzyıllar sonra kurulan Geç Hitit, Frig, Urartu, Likya ve Lidya Uygarlıkları ile eski Hatti ülkesi zamanında ulaşılan mekân ve donatı tasarımları düzeyi tekrar yakalanmıştır. Her uygarlık birbiri ile etkileşim halinde veya tamamen kendilerine özgü çözümlerle mimari gelişimi daha da ileriye taşımıştır.Bu tez çalışması ile Anadolu'nun mekân ve donatı tasarımı açısından zengin bir mirası günümüz mimarlığına ulaştırdığı anlaşılmıştır. Yapılan araştırmalar birkez daha kullanmakta olduğumuz birçok yapı detayı ve tasarım ilkesinin bizlere Batı dünyasının ulaştırdığı bir yenilik olmadığını göstermiştir. The Anatolian lands have hosted numerous civilizations because of their geopolitical position between Asia and Europe, favorable climate, possibilities of agriculture and animal husbandry, and trade routes. These civilizations; have built cities and settlements, at prehistoric and post-historic periods which some of them was interacting with each other.Settlements are shaped by regional data and conditions like traditions. The influence of the life of Anatolian people and the structure of society is clearly seen in this formation and shaping. The designs of the places that make up the settlements and the cities bear traces of the unique culture and art of the Anatolian peninsula.For the first people in Anatolia, the beginning of the adventure of construction has been started with designing spaces at caves and the religious centers that were built by gigantic stones. For centuries, they have designed rational spaces and accessory elements without an advanced technology that has reached today. The most specific details are reached from NevaliÇori, Hacilar, Cayonu, Catalhoyuk and Kultepe that were built in prehistoric times.At the end of the 2nd millennium BC, the development of architectural and cultural areas on the Anatolian lands which the Greater Hittite Empire called `Hatti Country`,reached the Advanced degree. But this development has been undermined by the migration of sea peoples. As a result of this, Anatolia has entered into a great collapse in architectural and cultural sense. Late Hittite, Phrygian, Urartu, Lykian and Lydian Civilizations that were established centuries later and the level of space and accessory designs reached at the time of the former Hatti country. Every civilization has interacted with each other, or took further the development of architectural designs with their own unique solutions.With this thesis study it is understood that Anatolia has brought a rich heritage to today's architecture in terms of space and accessory design. Research has shown that many of the details and design principles we are using on Anatolia are not a novelty that the Western world has brought to us.
Collections