Dünyada ve Türkiye`de yeni korumacılık politikaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dış ticarette birçok kural değişmekte, birçok yeni politika ortaya çıkmaktadır. 18. yüzyılın ikinci yarısında serbest ticareti savunan klasik iktisatçılara karşı, korumacılığı savunan iktisatçılar tarafından gerek iktisadi gerekse iktisadi olmayan görüşler ortaya atılmıştır. Ortaya atılan korumacı fikirler 19. yüzyılın ikinci yarısında politikalara yansımıştır. 1948 yılında GATT'ın imzalanması ile uluslararası ticaretin serbestleştirilmesine yönelik çabalar ortaya konulmuştur. Bu serbestleşme çabalarını ortaya koyan gelişmiş ülkeler, ithalatın ve dış rekabetin kontrolüne yönelik çaba içinde de bulunmuşlardır. 1973 yılında yaşanan enerji krizi sonrasında ülkeler serbestleşme yönündeki politikaların yerine tarife dışı engeller uygulayarak yeni korumacı politikalara imza atmışlardır. 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrası ülkeler kendi ekonomilerini koruma içgüdüleri ile yeni korumacı politikalara çok fazla başvurmuşlardır. 2008 yılı kriz sonrası dönemde en çok uygulanan devlet önlemleri; ticari koruma önlemleri (anti-damping, anti-sübvansiyon), koruma/devlet yardımları, tarife önlemleri, tarife dışı önlemler, ihracat vergileri veya kısıtlamaları, yatırım tedbirleri, göç tedbirleri, ihracat sübvansiyonları, ihracat finansmanı ve kamu alımları olarak karşımıza çıkmıştır. Bu önlemlerin alınması ile sorumlu olan ülkelerin başında ise Çin, AB ülkeleri ve ABD gibi ülkeler gelmektedir. Korumacı önlemlerden kaçınmayı savunan G-20 liderleri, kriz sonunda ticaret kısıtlayıcı 47 önlemi alan liderlerdir. Türkiye ise, 2008 krizi sonrasında çok fazla ticaret engeli ortaya koymamasına rağmen birtakım değişikliğe gitmiştir. Bunlardan en dikkat çekici olanı, mevzuatta yerli üreticilere, yerli mallar için kamu ihalelerine katılmaları durumunda tanınan %15 fiyat tercihi hakkıdır. Son ekonomik krizden sonra, korumacılık geri gelmiştir denilebilir. Çalışmamızda bu yeni korumacı politikaların G20 ülkeleri ve Türkiye'de hangi koruma önlemlerin uygulandığı ve hangi sektörlerde uygulandığı incelenmiştir.Key words: G20, New Protectionism, Foreign trade, GATT A number of rules are changing in foreign trade and lots of new policies are coming up. In the second half of the 18th century, either financial or non-financial ideas were put forward by the economists defending protectionism against the classical economists who defend liberal trade. Efforts for liberalisation of international trade were put forth with the sign of GATT in 1948. Following the energy crisis in 1973, the countries signed new protectionist policies by applying nontariff obstacles instead of the policies on liberalisation. After the economic crisis in 2008, the countries applied to new protectionist policies excessively with an instinct of protecting their economies. The most applied state measures after 2008 crisis period have emerged to us as trade protectionist measures ( anti-dumping, anti-subvention), subsidies, tariff and non-tariff measures, export taxes or restrictions, investments measures, immigration measures, export subventions, export financing and public procurements. The countries like China, European Union countries and U.S are the leading ones that are responsible for taking these measures. The G-20 leaders who defend avoiding protectionist measures are the ones who take 47 trade restricting measures after the crisis. However, in the wake of 2008 crisis, Turkey, despite not applied too many trade restrictions, made several changes. The most outstanding one among them is the given right of 15% price preference to domestic producers in the case of their joining in public procurements. It can be said that protectionism has returned back after the latest economic crisis. In our study, these new protectionist measures, which protectionist measures have been applied in G-20 countries and Turkey and on which sectors they have applied to have been studied.Key words: G20, New Protectionism, Foreign trade, GATT
Collections