Anadolu stadionları tarihsel gelişmesi içinde karşılaştırmalı bir mimari araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Atletik yarışmalar mimari mekanı olarak tanınan Stadionlann İ.Ö. 8. yüzyıl ile İ.S. 4 yüzyıl arasındaki süreçte özellikle Yunanistan, Ege ve Anadolu'da belirgin örnekleri ile tarih sahnesinde doğmuş, gelişmiş, olgunluğa ulaşmış ve tarihe mal olmuş bir yapı türüdür. Anadolu Stadionlannın tarihsel gelişmesi içinde katşılaştırılmalı bir araştırmasının ele alındığı bu çalışmada, stadionlar gibi son derece kompleks işlevlerle çağlar boyu dvamlı yaşam içinde bulunan yapı türünü Anadolu'ya özgü gelişim ve mimari özellikleri amaçlanmış, bu veri tabam ile, ileride, bu yapılarla ilgili restorasyon/anastilosis çalışmalarına analitik yaklaşım sağlanmıştır. Yöntem olarak tarihsel gelişimi içinde işlevsel boyutlar, yarışmalar ve kutlamalar kavramındaki Antik Çağ'daki değişmeler ve etkilemeler, İ.Ö. 776'da başladığı kabul edilen Olimpiyad yarışmaları ile başlayan genel mimari oluşum ve gelişim, mimari tasarımının temel öğeleri ve formları, arazi kullanma ve inşaat sistemlerinin devirsel özellikleri karşılaştırılmalı olarak ele alınmış ve Anadolu Stadionlan tipolojisi oluşturulmuştur. Araştırmada, tipolojiye esas teşkil edebilecek ve alt tiplerin oluşturulmasına imkan sağlayacak örnekler ele alınmış, kazı ve bilimsel araştırmaları çok eksik veya buluntuları yetersiz örnekler konu dışında tutulmuştur. Anadolu, jeopolitik konumu itibariyle, çağlarboyu doğu ve batı arasındaki kültürel köprü görevini üstlenmiş, gerek kendi bünyesinde oluşturduğu sentezlerle ve gerekse Ege adaları ve Yunanistan'daki gelişmelerin yönlendiricisi ve itici gücü olmuştur. Mısır ve Mezopotamya etkili Gösteri-Tören alam, Tören yolu mimari öğelerine ilk kez İ.Ö. 1600'larda Giritte Knossos ve Phaestos saraylarında rastlanmakta, ancak yarışmalar kültü ile direkt ilişkili mimari bir yapı türünün hiç değilse kavram ve prototip olarak ortaya çıkması Yunan Arkaik çağı sonlarında Olympia'da mümkün olabilmektedir. Panhalen yarışmaları ve kutlamalar daha sonra İsthmia Nemea ve Delphi'de yoğunlaşmakta, antik dünyada yarışmalar ve kutlamalarla ilgili standartların geliştirilmesi yanı sıra, bu kurallara bağlı bir mimari yapı türünün oluşmasına kaynak sağlanmaktadır. Arkaik çağda, tapınaklar dışında Sosyal binaların genelde kargir malzeme ile yapılmış olduğu Olympia'daki kazı ve araştırmalarda ortaya çıkarılmış, Likurgos tarafından İ.Ö. 4. yüzyılda yaptırılan Atina Stadiomı ile, ilk kalıcı yapı türleri görülmeye başlanmıştır. Tapmak Kutsal alanları (Altis, Hieron) civarında, dini ve sosyal ağırlıklı işlevlerle başlayan yarışmalar kültünün, İonya Filozoflarının da etkileri ile, Klasik ve Helenistik çağda yeni bir boyut kazandığı, ve beden eğitiminin, temel eğitimi bütünleştiren bir kavramla ele alındığı ve bu gereksinmeyi karşılayan yapı türünün Gymnasion ve xııPalaestra'lar olarak belirtildiği görülmektedir. Ksytus ve paradromoi'ler belirleyici ekler olmaktadır. Kelime anlamı ile `Stadion`un, 600 ayak uzunluğundaki bir ölçü birimi, bu mesafede yapılan koşu yarışmasını ve atletik yarışmaların özellikle koşulana, yapıldığı yapı türünü belirlediği görülüyor. Koşuyolu nisbetleri 1/6 olarak sabitleştirilmiş, devirlere ve yörelere göre ayak biriminin farklılıklar göstermesine rağmen, genelde temel doğurucunun 30xl80mlik dikdörtgen koşu alanı olmuştur. Stadion ana ekseninde bu mesafeyi sınırlayan, başlangıç ve bitiş eşikleri, zeminde kargir olarak saptanmakta bu öğelerin arka kısımlarında hazırlıklar, hakemler ve dönüşler için ilave açık mekanlar bulunmaktadır. Helenistik devir sonlarında itibaren bir uçta, Roma devirde ise genelde iki uçta bu mekanlar yarım dairesel bir formda-sphendonealarla tamamlamaktadır. Seyirci oturma yerleri ilke olarak, topografik verilerden ve inşaat kolaylıklarından yaralanılarak doğal yamaçlardaki düzenlemelerle oluşturulmuş, Roma devrinde ise inşaat ve yapı tekniğindeki büyük kolaylıklar, Roma çimentosu, kemer ve tonoz mimarisinin verdiği imkanlar Stadion'lara yeni boyutlar getirmiştir. Seyircilerin, yarışmaları daha kolaylıkla izleyebilmeleri için, koşuyolu zemininden başlamak tüm yapı formuna yansıyan içbükeylik- Kurvatura- Hellenistik dönemde tek yönde yaklaşık 125cm civarında, Roma Devrinde ise 175cm varan ölçülerde uygulanmıştır. Stadionlann ana eksen yönlendirilmesinde, Klasik ve Helenistik dönemlerinde Doğu- Batı'nın, Roma devrinde ise Kuzey-Güney doğrultusunda genelde doğurucu olduğu belirlenmiştir. Bu yönlendirmede, topografik nedenlere bağlı olarak bazı istisnalar da olmaktadır, ve devirlere göre Tiyatro mimari öğelerinde görülen öğeler, Stadion öğesi olarak da kullanılmaktadır. Gerek mimariyi oluşturan bu öğelerin devirlere göre bir süreç içinde incelenmesi ve gerekse Yunanistan ve Anadolu Stadionlanmn işlevsel ve mekansal karşılaştırmaları Stadionlann Anadolu'ya özgü gelişmelerinin belirlenmesine imkan vermekte ve Anadolu Stadionlan Tipolojisi oluşturulması mümkün bulunmaktadır. Ana tiplemelerine göre bu olgu mimari yapı türü ve mekansal oluşum olarak: I. Anadolu Tapmak-Tören Yolu Stadionlan, Didyma ve Kadyanda 'da II. Gymnasion Stadionlan, Bergama Gymnasionunda HI. Ksistus'lu Stadionlar, Priene'de IV. Sphendoneasız Stadionlar, Miletos'ta V. Tek sphendonea'lı Stadionlar, Perge'de VI. Çift sphendonea'lı Stadionlar, Aphrodisias'ta VII. Tiyatro Stadion bütünleri, Aizanoi'de belirlenmekte ve İ.Ö. 2. yüzyıl ile İ.Ö. 3.yüzyıl arasındaki 500 yıllık bir zamanı kapsamaktadır. Doğal olarak, her ana tipin, araştırmada aynntılan ve farkîılıklan verilen alt tiplerinin de belirlenmesi olasıdır. `V X111Bu araştırma ile sağlanan verilerden yararlanılarak, Dünya Kültür tarihi içinde yerini alması gereken ve çok önemli bir süreci kanıtlayan Anadolu Stadion'larının, hiç değilse, mimari tipolojiye kaynak oluşturan ana tipleri ile Didyma, Kadyanda, Bergama, Priene, Miletos, Perge, Aphrodisias ve Aizanoi'de Venedik Kararlan ışığında restore edilerek, Anastilosis uygulamaları ile, bu yapı türü, fikir verecek boyut ve ölçülerde, işlevsel bütünlüğü ile ele alınmalıdır. Anastilosis projelendirme ve uygulamalarında, kazı ve araştırmalardan elde edilen en yeni veriler ve in şutu malzemelere dikkat edilmeli, mümkün olabildiği takdirde %70 mevcut yapı parçası kullanılması ilkesi gözönünde tutulacaktır. Yine bu uygulamalarda, ayrıntıları mimari araştırmalar bölümünde verilen: Koşuyolu sınırlarının, başlangıç ve bitiş eşiklerinin zemin su drenaj kanalı sisteminin seyirci oturma mahalleri sınırlarının en az bir modül (Kaile) oturma öğeleri ve merdiven öğelerinin, koşuyolu ile ilk oturma sırası arasındaki parapet duvarının, giriş kısmındaki kapılar ve parados duvarının, üst galeri ve portikonun, localar, genel giriş-çıkış merdivenleri ve diğer kapıların, Vomitoryalann, Ksystuslann, insitu yazıtlar ve süslemelerin yer alması, Stadion çevresinin temizlenmesi ve düzenlenmesi, yönlendirici ve tanıtıcı panolarla içi ve gerekli açıklamalar eşliğinde Restitüsyon durumlarının sergilenmesi, yapıyı tanıtıcı broşürler dizisi hazırlanması Venedik Kararlarını tamamlayan, Arkeolojik Alanlar Yönetimi ilkeleri açısından uygun ve yararlı olacaktır. xıv SUMMARY The Stadia are known to be the architectural spaces for athletic events and festivals, from 8th century B.C. to 4th century A.D. mainley in the Cultural area defined by Hellas, Aegean Sea and Asia Minor. They are born, developed, matured, have disappeared from the scene of History. This research is entitled as `THE STADIA OF ANATOLIA a comparative architectural research within its historical development`. The aims of this research are to define an Architectural Typology of the Anatolian Stadia and to prepare the architectural outputs by taking care of the multifunctional use of the building throughout the centuries, the evolution of it's architectural elements, and spaces from the Archaic Periods in Hellenic Cultural area, in general and in Particular in Anatolia. These analytical outputs may lead in the future to the design and implementation projects of Anastilosis of the Stadia of Anatolia. As a methodology, the cult and the concept of Athletic events and festivals are taken from the beginning of the Olympic Games, at 776 B.C. in Olympia to the end of Roman era with their reflection into architecture by the main functional elements, the landuse, and the techniques of construction leading to define the parameters of the Typology and the Stadia of Anatolia. With its geopolitical position, Anatolia has acted as a cultural link and bridge between East and West throughout the ages, developed its own syihesis and has played an important role by its philosophy and wealth, in the further developments of Agean Islands and Hellas. The very early `Theatral Areas` are to be seen in creta, at the Palaces of Knossos and Phaestus, being deeply influenced by the Mesapotamia and Egypt in the second millenium. But this concept did not have a follow up, up to the Sth. century B.C. where in Olympia the protype of the stadia are to be found in the antiques. The Panhellen Olympic games and festivals are followed by Nemean, Isthmian, Delphian ones and contributed great deal either into establishment of competition standarts or their reflection into architectural elements and spaces. Up to the 4th century B.C. there is no evidence of stone masonary buildings of Stadia, although! excavations of Olympia have revealed three levels before 4th century. First stone building as Stadion is to be known to be built by Licurgor, in Athens at the beginning of the third century. But this building is completly renovated in 2nd century A.D. by Heredes Atticus, luckily into consideration of its historical evidence. :,:^^H^ XVThe cult of athletic sports and festivals with their religious background have started in Peloponess, at the Altis and Hieron Areas, and have got new dimentions in Classical and Helenistical eras, with the influence of the Ionian Philosophers and the contributions of the wealthy lonians and finally led to the construction of stone masonary buildings of Gymnasions and Palaestras (temporary material used in archaic period ) which are reflecting the importance of `Education` in its totality for the young citizens. As a terminology `Stadion` is used to define the measure of lenght of 600 feets, the name of the running competitions of this lenght and also the building itself. The proportion of the arena is clearly defined by the ratio 1/6, where the generating measure is the holly `Hecatonpedon` or plethron of 100 feets and Stadion which equals 6 plethron. As a metrology, although the feet unit measure is different at the various parts of the antique world and in time, this arena is defined more or less by 30x1 80m in size. The length of the arena to be run, is limited at both ends by starting and finishing elements like Hysplex and turning point, and special additional areas are reserved at ground level at both ends for the pre-competition activities, the judges ( Agonothethei) running back facilities. The additional spaces are to be shaped in a semi-circular way - Sphendonea - at one end in late Hellenistic Period, and at both ends in Roman Era, leading to the concept and definition of `Stadion-Amphitheatron` mentioned by Strabo at the beginning of the 1st. century A.D. to describe the Stadion at Nysa and Maeandrum. The spectators places, the cavea or the tribunes as defined by the Romans in later periods, are designed on the natural slopes at the beginning and wherever possible, or on artificial slopes between the two retaining walls, or on the stone masonary infrastructural elements like arches and voults with or without using the Roman cement, this technical facilities of Roman Imperial Era, has brought new dimensions to the creation and construction of the Anatolian Stadia of Roman type. To provide the maximum optical facilities to the spectators, a convex shape is given to the arena- Curvatura- and this shape is also generating the building itself. During the Hellenistic Period the curvatura is around 1.25m and in Roman Era carl 75cm. The main axe of the stadia is mostly oriented into East- West direction, in classical and Hellenistic periods, and Nort-South in Roman constructions. Naturally the selection of the site is also a parameter within the topography. This is reflected in few exeptional cases. XVIThe finishing of architectural elements and decorative parts are similar to the contemporary theaters. Basing upon all these comparative approaches, a clear evaluation of the Stadia in Anatolia can be defined. The main types of the Typology of Anatolian Stadia and their groups are summarised as follows: I. Temple- Stadion/ Procession Road Stadion as at Didiyma and Cadyanda II. Gymnasion-Stadion, as at Pergamon Gymnasion III. Stadia with Xystus, as at Priene IV. Stadia without Sphendonea, as at Miletus V. Stadia with single sphendone as at Perge VI. Stadia with double sphendonea, as at Aphrodisias ( Stadion-amphiteatron) VII. Stadia-Theater Complexes, as at Aisanoi. The architectural evolution of the stadia in Anatolia is to considered in the span of time, from 2nd.century B.C. up to the 3rd century A.D. during five hundred years. It's also recommended and proposed for the further researches and designs that the outputs of this research, could be reflected into Anastilosis designs and the field work taking into consideration of the main types with their defined architectural elements as mentioned in the Charte of Venice. For these studies, the recent scientifical outputs of the ongoing excavations, the elements in situ and the existence of architectural elements at the ratio of %70 if possible, may form the basic criterion. It's also proposed to benefit from the analytical outputs of the architectural elements, mentioned in this research. Such elements can be summarized as: Limiting elements of the arena itself, the start and finishing points, Hysplex, water drainage chanel, the limits of Cavea, the Keiles and the stairs up at least in one modular size, the parapet wall between the arena and the first row of spectators, the outer walls and mainly the parados wall the monumental entrance gates, Vomitorias and Staircases, upper gallery and portico, Xystus and paradromoi, in situ inscriptions and decorative pannels and replicas of the statues if any. This work should also be accompanied with cleaning the remaining parts and then- presentation in an appropriate way, with their surrounding, and information pannels where the Restitution of the Stadion and it's information is provided with the help of the small pamphlets, in the way which is generally applied at the Management of Archaelogical Areas, defined by Venice Charter. XVII
Collections