`Yer` ve `Yersizlik` kavramları üzerine bir irdeleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
`Yer` kavramı çalışmanın temel konusunu ve çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kavram, modern mimarlık ürünü `mekân`a getirilen eleştiriler sonucunda ortaya çıkmış, üzerine geliştirilen düşünceler ve yer ile kurulan ilişki, günümüze kadar sürekli değişim içinde olmuştur. Bu ilişki ağının irdelenmesi ve yer üzerine bir bakış açısı geliştirilmesi çalışma açısından önem teşkil etmektedir. Bununla birlikte, çalışmanın diğer önemli noktası olan `yersizlik`, teori ile pratiğin gerilimli ilişkisinden kaynaklandığı düşünülerek, sorun olarak görülmektedir. Yersizliğe dair somut örnekler üzerinden irdeleme yaparak, oluşumun kaynağını araştırmak çalışma için amaç niteliğindedir.Sorunu kuramsal açıdan ve pratiğe yönelik olarak iki ana parça halinde ele alan bu çalışma, bir yandan da mimarlık-yer ilişkisini ortaya koymayı hedeflemektedir. Yerin kuramsal olarak incelenerek; yer savunuları ve eleştirel görüşlerin derlendiği bölüm çalışmanın omurgasını oluşturmaktadır. Elde edilen veriler doğrultusunda, yersiz olarak nitelendirilen örnekler üzerinden okumanın yapıldığı bölüm ise diğer önemli parçadır.Birinci bölümde; yer kavramının ortaya çıkışı ve yer savunuları incelenmiş, ardından yaklaşıma dair yorumlamalar ve eleştirel görüşler üzerinde durulmuştur. Yer, genel olarak; aidiyet ve kimlik kavramlarıyla ilişkili, yerel özellikler ve bağlama uyumlu bir yaklaşımı ifade etmektedir. Yer üzerine geliştirilen eleştirel düşünceler ise, genel çerçevede durağan bir yere ait olmayı reddetmektedir. Bu açıdan, her mimari ürünün kendi bağlamsallığını yaratması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.Ardından ikinci bölümde, sorun teşkil ettiği düşünülen yersizleşme örnekleri üzerinden, pratiğe yönelik deneysel bir okuma yapılmıştır. Yer ve / veya zamanın kendi anlamı dışında yeniden şekillendirildiği, bağlamından kopuk, kurgusal bir bağlam üzerine oluşturulmuş, tarihe öykünen ya da her yerde aynı şekilde oluşturulabilen mimari ürünler bu çalışma kapsamında yersiz olarak nitelendirilmiştir. Yersizleşme yolları üzerinden `Yerlerin Aynılaşması`, `Tarihin Metalaşması` ve `Yapay Yerler Oluşması` şeklinde üç başlık altında ele alınan okumada ilk bölümde aktarılan kuramsal bilgilerin yorumlaması da yapılmıştır. Çalışmanın sonucu olarak, irdelenen yer kuramları üzerinden, yer-mimarlık ilişkisine dair çıkarımlar yapılmıştır. Mimarlık pratiğine yönelik olarak ise, yapılan örnek okumalarının edinimleri aktarılmıştır. The notion of `place` constitutes the main subject and the starting point of the study. The notion of place has come up as a result of the criticism of the modern architectural concept called `space`. Theories about place and its relationship with architecture have been in a state of continuous change from the emergence of the concept until today. In terms of this study, it is vital to examine this relationship and develope a perspective on place. In addition, the other important part of the study, `placelessness`, that is attributed to the tense relationship between theory and practice is thought to pose a problem in the city. Examining the source of the problem by making an apprasial through examples of placelessness is an aim of the study.This research addresses theoretical and practical aspects of the problem in two major chapters. Additionally, it aims to reveal the relationship between architecture and place. The chapter that discusses defences and critical theories about place is the backbone of the research. Practice-oriented reading of architectural products which displays examples of placelessness constitutes another important part of the study.In the first section, emergence of the notion of place and place defences are examined. Furthermore, the commentaries and critical theories are discussed. Generally, place represents an approach that is related to such notions, like belonging, indentity and also it is compatible with local characteristics and context. Aside from that, critical thinking about place refuses the idea of belonging to a constant place. In this respect, every single architectural product must generate its own contextuality.In the second section, an experimental practice-oriented reading is made through examples which are thought to pose a problem in the city. Architectural products that are generated out of their own place / time, out of context, based on a fictional context, as simulacrum of history and as replications are described as placeless products in this study. The reading section that is organized in three parts, named as Dedifferentiation Places, Commodification of History and Creation of Artificial Places, also includes an interpretation with respect to the theoretical section of the study.As a result of the study, inferences are made on the relationship of place and architecture through the place theories. As for the architectural practice, the outcomes of the afore-mentioned readings are narrated.
Collections