Su altında yapı tasarımı etkinlikleri ve mimarın rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gezegenimizin sularla kaplı bölümleri insanoğlunun doğal yaşam ortamı değildir. Buna rağmen ilkel insan toplulukları bile organize olarak su üstünde yaşamayı başarabilmişlerdir. İnsanın esnek ve ortama uyum sağlamada sınırlı bir başarıya sahip olan doğası, onların su üstünde yerleşmelerine, yaşamlarını suda yaşayan canlılar sayesinde devam ettirmelerine, hatta çok sınırlı da olsa su altına inmelerine olanak tanımıştır.Denizler ve tatlı sular, kendine has fiziksel, kimyasal özelikleri ve barındırdığı yaşam sayesinde insan topluluklarının yaşamlarını sürdürmek için gerekli olan birçok kaynağı sunmaktadır. Tarih boyunca tüm insan yerleşmeleri deniz, göl, akarsu kıyılarında ya da yer altı suyuna kolay ulaşılabilecek yerlerde kuruldu. Özellikle denizler ve büyük göller yaşam kaynağı olabilecekleri kadar, büyük doğal felaketlerin potansiyellerini de barındırmaktaydılar. Buna rağmen insanlar denizlerden elde ettikleri yararın büyüklüğü nedeniyle afet riskini göze alarak deniz ve büyük göllerin kıyılarında yaşamaya devam ettiler. İnsanlar teknolojik yetersizliklerden dolayı başlangıçta dünyanın üçte ikisini kaplayan suların derinliklerine inemediler. Günümüzde hala dünya yüzeyinin sularla kaplı olan bölümünün en iyi ihtimalle yüzde beşi bilinmektedir. Ancak bilim ve teknolojideki gelişmeler insanoğlunun ilgisini giderek daha fazla denizlere ve özellikle denizlerin derinliklerine yöneltmelerini olası kıldı.Bu çalışmanın ilk bölümünde denizlerin ve tatlı suların barındırdığı potansiyeller ışığında suyun önemi vurgulanarak tarihsel süreçte su altı yapılarının gelişimi ele alınmıştır. İlerleyen bölümlerde gelişen teknoloji sayesinde su altında yaşamak için gerekli donanım ve bilgiye sahip hale gelen insanın, günümüzde gerçekleştirdiği su altında mimari mekan inşa etkinlikleri incelenmiş ve bu etkinliklerde mimarın rolünün ne olacağı sorgulanmıştır. Su altı çevre koşullarına uygun yapılar tasarlayabilmek için hangi mimari yaklaşımların geliştirilmesi gerektiği üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Hayata geçirilmiş modern su altı yapıları incelenmiş ve bu incelemelerde gerçekleştirilen örnekler arttıkça bu konuda mühendisler kadar mimarlara düşen rolün de arttığı ve artmasının gerektiği görülmüştür. Çalışmanın amacı, su altında inşa edilmiş yapıların mimari tipolojisinin mevcut durumunu analiz edip, ortamdan kaynaklanan sıra dışı sorunlara birden fazla disiplinin katılacağı ancak mekan tasarım etkinliğinin mimar tarafından gerçekleştirileceği yaklaşımlar önererek mimari tasarım problemlerinin üstesinden gelmektir. Tez kapsamında su altı dünyasının insan doğasına aykırı özelliklerine rağmen, ne şekilde uygun yaşama alanları oluşturulabileceği ve bu etkinlikte mimarın rolünün ne kadar büyük olabileceği sorgulanmaktadır. The water covered parts of the planet Earth are not the natural habitat for the humankind. Nevertheless, starting from old ages, human communities successfully achieved of living on the water by planning and communicating. Humans' flexible nature and limited ability to adapt the environments allowed them to populate on the water and although very limitedly, even go underneath. Thanks to the specific physical, chemical properties and of course the habitat they contain, offshores and fresh waters facilitate many marine resources to the human communities to thrive. Throughout history, humans tend to settle close to sea, lake, stream coast or where there is easy access to groundwater. Besides their vast potential to provide resources for many life forms, offshores and large lakes also carry potentials of grand natural disasters. Nevertheless, even by taking into account the risk of disasters; humans still have continued to live near seas and large lakes considering the great benefits and the countless upsides. While water consists two third of our great planet, in the beginning technical inabilities prevented humankind to go deep down under water. Even today, most probably only five percent of the area covered with water is known by humans. Fortunately, progress in science and technology allows humankind to explore and exploit more and more the waters, especially the unknown deep seas.First part of this study addresses the progress of underwater structures in history, in the light of importance of seas and fresh waters due to their excessive potentials. Eventually, humankind has equipped themselves with knowledge and the ability to live and explore underwater thanks to advancements in technology. In later stages of this study, activities of underwater design structures due to the above mentioned advancements are analyzed as well as architect's role in them are examined. Necessary architectural approaches in order to design structures that are compatible with marine environments are studied. Existing modern underwater structures have been analyzed in detail. As a conclusion, as the number of examples increases, it becomes clearer that architect's parts in these subjects have been grown and continues to grow as needed alongside with engineers. Objective of this study is to analyze the existing conditions of the architectural typology of underwater structures. Furthermore, although several disciplines will be affected by the extraordinary challenges from the harsh ambient factors, architectural design issues shall be overcomed with the suggestions by the architect. In this thesis, procedures and methods are studied on how to erect livable habitats and the role of architect in the great underwater world regardless of its many contradictious features to human nature.
Collections