Skizofrenik hastalarda nöroleptik kullanımının serum prolatkin düzeylerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET G.Ü.T.F psikiyatri kliniğine farklx zamanlarda yatan ve DSM III kriterlerine göre skizofreni tanısı almış 20 bayan ve 20 erkek hasta, nöroleptik kullanımı nın serum prolaktin düzeylerine etkisi ve bunun klinik şifa ile ilişkisi araştırilmak üzere takibe alındı. Hastaların tanı ve klinik şifa değerlendirmele ri birbirinden habersiz üç uzman doktor taraf mdan ya pıldı. Deneklerin prolaktin düzeyleri ve klinik şifa değerlendirmeleri, hastalar kliniğe yatırıldıktan 96 saat sonra, 21. günde ve 42. günde olmak üzere üç ay rı zamanda, sabah saat 9.00 da, ilaç başlanmadan önce ve hastalar aç iken yapıldı. Bu arada hastalarda fizik, nörolojik ve endokrinolojik muayene bulgularının nor mal olması, hastaların adele içi ve depo preparat ola rak herhangi bir ilaç, herhangi bir hormon preparatı ve diğer başka bir ilaç kullanmamış ve kullanmıyor ol maları şartları göz önünde tutuldu. Seçilen demekler de kişilik bozuklukları olmamasına da dikkat edildi, îlaç başlandıktan sonra ortaya çıkan yan etkiler 6 haf ta boyunca gözlendi. Serum prolaktin düzeylerini başlangıçta etki leyebilecek psikososyal stres etkenleri ve son yıl içindeki uyum durumlarının büyük farklılıklar göster memesine özen gösterildi. Bu hastaların beslenme durumları -48-49 ve yaşadıkları yerlerin coğrafik koşullarının, hasta - hanede yatmaları nedeni ile eşit olduğu kabul edildi. Hastaların tümünde alkol hikayesi saptanmadı. Tüm hastalara hastahaneye yatırıldıktan 96 saat sonra 400 mg klor promazine eşdeğer dozda nöroleptik oral olarak başlandı..Bunun dışında başka hiçbir ilaç verilmedi. Günlük ilaç miktarı sabah saat 9. 00' da ve akşam 21öb de 200 mg klorpromazine eşdeğer olacak şekilde iki eşit doza bölündü. Radioimmunassay (RIA) metodu kullanılarak elde edilen prolaktin değerleri ve klinik şifa sonuçla rı birbirleri ile ve ayrıca bunların nöroleptik kulla nım süresi, yaş ve cinsiyetle ilişkileri karşılaştırıl mak üzere tablolar halinde belirtildi. Yapılan değerlendirmeler sonucu elde edilen prolaktin değerlerinin klinik şifa ile paralellik gös terdiği; hem prolaktin değerleri, hem de klinik şifada zamana göre artışlar olduğu tespit edildi. 6. hafta sonunda bayan ve erkeklerde elde edilen prolaktin değer lerinde 1. güne göre istatistiksel olarak anlamlı bir artış görüldü (P < 0,001), Bu artışlar erkeklerde baş langıçta, bayanlarda ise tedavi sonuna doğru daha an lamlı idi. Prolaktin düzeyleri genel olarak yaşla anlam lı bir ilişki göstermemekle birlikte, sadece bayan has talarda 1. günde, istatistiksel olarak yaşla ters o- rantılı anlamlı bir korelasyon görüldü (r=-0,796, (P<0,001). Klinik şifadaki artışların ise cinslere göre farklı lık göstermediği istatistiksel olarak saptandı [1? <C0/Q5)'. SUMMARY In this study, 20 male and 20 female patients who had been admitted to Gazi University Medical School Department of psychiatry with the diagnosis of schisoph renla. established by using DSM III criteria were revi ewed, the effect of neuroleptics used on serum prolactin levels was determined, and it was also investigated whether this effect exhibited a good correlation with the clinical cure rate. The determinations regarding the diagnoses and clinical cure were performed by three specialists working independently and seperately. The clinical sta tes of the patients and their serum prolactin levels were analysed on the 4 th, 21 st and 42 nd days, the samples being taken at 9 a.m, when the patients were fasting and had not taken the medicament. The patients whose physical, neurological and endocrinological exa minations had revealed any abnormality, or the ones who had used any form of long-acting medicament or been using any other pharmacentical egent were excluded. f,rom the study, as were the ones with personality disonders. After beginning neuroleptic regimen, the side effects were observed through a period of 6 weeks. Optimal care was taken for the factors which might -50-51 effect serum prolactin level, such as psycho-social stess factors and the patients environmental adapta tion state with in a 1 year period, not to demonstrate a great variability. The geographic and nutritional factors were supposed to be identical inasmuch as all the patients had been hospitalized. No history of al coholism was determined in any of the cases. The neuroleptic agent was given orally in a dbse equal to 400 mg of chlorpromazin. No other medicament was used. The total dose was divided to half -doses given in mornings and evenings. The occunences of clinical cure and serum prolac tin values were compared as well as the deration of the therapy, and age and sex distribution. Reviewing all these data, it was observed that serum prolactin levels showed a good corelation with the clinical assessment of cure, while both parameters demonstrated an increase as the longer periods of time passed. At the end of 6 th week of treatment, the serum prolactin levels of both male and female patients showed a statistically significant increase comparing with that' of the 1st day (P < 0.001). These increments appeared eacfeier in males, where as females exhibited the same phenomena towards the end of the treatment. Although no correlation could be established between the ages and;: prolactin levels of the patients in general, only the level of the 1 st day showed a negative corelation with age in females.52 (r:~0,796, P<0.001). The frequency of clinical cure displayed no statistically significant difference regar ding the sex of the cases (P<0.05).
Collections