Açık kalp ameliyatlarında miyokard korunmasının değerlendirilmesinde kreatin kinaz-MB ve myoglobinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İlk kez 1939 yılında Robert Gross'un patent ductus arteriosus'u bağlaması ile başlayan modern anlamdaki kalb cerrahisinin gelişimi içinde cerrahi tekniklerin belirli bir noktaya gelmesini takiben araştırmaların büyük bölümü miyokard korunmasına yönelmiştir. Bugün kullanılmakta olan sistemik hipotermi, yüzeyel soğutma yöntemleri ve soğuk koroner kardiyoplejik solüsyon infüzyonları ile kalb cerrahisindeki başarı belirgin şekilde artmıştır. Ancak henüz kullanılan yöntemlerden gerek teknik ve gerekse de içerik olarak hangisinin en iyisi olduğu konusunda bir fikir birliği bulunmamaktadır. Mevcut ve yeni geliştirilmekte olan miyokard koruma yöntemlerinin yeterliliğinin değerlendirilmesinde kullanılan ölçütler de tartışmalıdır. Bugün için yaygın olarak kullanılan CK-MB'nin bazı kalb dışı nedenlerden de artış göstermesi ve yanıltıcı sonuçlara neden olması bazı yeni ölçütlerin arayışını beraberinde getirmiştir. Bunlardan birisi olan myoglobin iskelet kası ve miyokard'da bulunmaktadır ve bu dokuların nekrozu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu iki ölçütün birbirleri ile olan karşılaştırmalarını yapmak amacı ile koroner arter hastalığı tanısı alan 20 hasta çalışmaya alınarak bu hastalardan prebypass döneminde, kardiyak arrestin 20. dakikasında, kardiyopulmoner bypass'ın 6., 24. ve CK-MB için 48. saatinde sistemik kan örnekleri alınarak CK-MB ve myoglobin çalışılmıştır. Ayrıca 10 kişilik bir grupta mevcut örneklere ek olarak 20. dakikada koroner sinüs içeriği örneği alınmıştır. -47-Sonuçların incelenmesinden her iki ölçütün benzer kinetikler göstererek 6. saatte en yüksek değerlerine ulaştıkları ve bu noktadan sonra düşme eğilimine girdikleri görülmüştür. CK-MB 20. dakikada en yüksek değerinin %47'sine ulaşırken myoglobin %66'sı seviyesine ulaşmıştır. Her ne kadar myoglobin'in erken dönemde daha yüksek seviyelerde yükseldiği görülmekte ise de CK-MB seviyesindeki eş zamanlı yükseliş de istatistiksel olarak anlamlıdır. Sonuç olarak gerek CK-MB ve gerekse de myoglobinin, kalb dışı nedenlerle yükselmelerinin mümkün olduğu ve myoglobinin çalışılmasındaki eskiden var olan laboratuardaki teknik güçlüklerin bugün için aşılmış olması nedeni ile birbirlerine olan belirgin bir üstünlükleri bulunmamaktadır. Her ikiside miyokard hasarının gösteriminde hassas ölçütlerdir. Bu nedenle miyokard korunmasının yeterliliğinin gösterilmesinde CK-MB ve myoglobinin birlikte çalışılmasının sonuçların hassasiyet ve güvenirliliği açısından daha yararlı olabileceği söylenebilir. -48-
Collections