Erektil işlev bozukluklarının ayırt edilmesi ve hastaların kişilik özelliklerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada psikojenik erektil bozukluğun, biyojenik erektil bozukluktan ayırt edilebilmesi için, çok pahalı olan ve hem hekimin hem de hastanın çok zamanını alan bir inceleme yöntemi olan `uyku laboratuvan incelemesi` dışında ne gibi yollara başvurulabileceğini; bugüne dek kullanılagelen görüşme tekniklerinin, uygulanan psikolojik testlerin ve ölçeklerin bu amaca ulaşmada ne denli geçerli olduğunu; bu testlerin ve ölçeklerin hastanın değerlendirilmesi sırasında başka ne gibi yararlarının olabileceğini; psikojenik erektil işlev bozukluğu olan hastaların ortak birtakım kişilik özelliklerinin olup olmadığını, dolayısıyla `psikojenik empotan kişilik'ten söz edilip edilemeyeceğini açığa çıkarmayı, böyle bir kişilik örüntüsünden söz edilemeyecek bile olsa psikojenik empotansm ortaya çıkmasında rol oynayan psişik etkenleri belirlemeyi amaçladık. Bu amaçlara yönelik olarak, erektil işlev bozukluğu yakmmasıyla kliniğe başvuran hastalardan, gerekli incelemeler (penil/brakial kan basıncı indeksi, bulbokavernöz refleks latansı, noktûrnal penil tümesans testi vb.) sonucu sorununun psikojenik kökenli olduğu belirlenen 50 tanesini ve sorununun biyojenik kökenli olduğu belirlenen 50 tanesini çalışmaya aldık, ayrıca benzer uyku laboratuvan incelemelerinden geçmiş olup apne tanısı almış olan 50 hastayı kontrol grubu olarak kullandık. Hastalara Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI), Derogatis Cinsel İşlevsellik Envanteri (DSFI), Duygudurum Profili ölçeği (POMS), Splelberger Anksiyete ölçeği (STAI), Snyder Evlilikte Uyum ölçeği. Yeni Durumlara Verilen Tepkiler ölçeği uygulayarak ve ayırt edicilik özelliği olabileceğini öngördüğümüz belirli sayıda soru sorarak, bu hastaların erektil işlev bozukluklarının psikojenik mi, yoksa biyojenik mi bir kökeninin olduğunu ayırt etmeye ve yine bu değerlendirme araçlarından yola çıkarak bu grup hastaların kişilik özelliklerini değerlendirmeye çalıştık.74 Bu çalışmada elde ettiğimiz bulguların daha önce yapılan çalışmalarda elde edilen bulgularla tam bir paralellik göstermemesini ve diğer çalışmacılar arasında da ayırt ettirici ölçütler açısından belirli bir görüş birliğinin sağlanamamış olmasını göz önünde bulundurarak, çok boyutlu ölçeklerden ve birden fazla psikolojik değerlendirme aracından bir arada yararlanarak, psikojenik ve biyojenik grupları birbirlerinden geçerli bir biçimde ayırt edemeyeceğimiz sonucuna vardık. Diğer yandan, psikojenik kökenli erektil işlev bozukluğunun ortaya çıktığı belirli bir kişilik örüntüsünden çok, çok çeşitli kişilik özelliklerinin getirdiği bir erektil işlev bozukluğu geliştirme yatkınlığından söz etmenin uygun olacağı sonucuna vardık. Değerlendirme araçlarından elde edilen bulgular arasındaki benzerlikler olması da, psikojenik empotan bir kişilikten çok, psikojenik ya da biyojenik olarak ayırt edilmeksizin empotan bir kişilikten mi söz etmenin uygun olacağı sorusunu bize düşündürttü. İster psikojenik, isterse biyojenik kökenli olsun, bu kişilerin bu sorunu oldukça uzun bir süredir yaşıyor olmalarının, benzer tepkiler vermeye, dolayısıyla benzer kişilik özellikleri geliştirmeye yol açtığı ileri sürülebilir. SUMMARY In this study, we attempted to find out new methods to differentiate psychogenic erectile dysfunction from biogenic erectile dysfunction in place of nocturnal penile tumescence evaluation of these disorders in the sleep laboratory which is extremely expensive and time consuming either for the physician and for the patient. We, also, tried to evaluate the predictive validity of the interview techniques, the psychological tests and rating scales that have been suggested to be used to discriminate between those two disorders. We asked ourselves if there is something common in patients who have psychogenic erectile dysfunction from the standpoint of personality characteristics, if there is a specific `psychogenic impotent personality` and if not, we thought it would be still worth finding out the psychic factors of becoming impotent. 50 patients whose complain were found out to be psychogenic in origin and 50 patients whose complain were found out to be biogenic in origin after the evaluation (penile/brachial index, bulbocavernosus reflex latency, nocturnal penile tumescence etc.) and 50 apneic patients, as a control group, who were also evaluated in the sleep laboratory were taken as the subjects. They were given the Minnesota Multiphasic Personality Inventory (MMPI), Derogatis Sexual Function Inventory (DSFI), Profile of Mood States (POMS), Spielberger State- Trait Anxiety Inventory (STAT), Snyder Marital Adjustment Scale and Reactions to New Situations Scale, and were asked a number of questions which were thought to differentiate psychogenic erectile dysfunction from biogenic erectile dysfunction and with the help of these tools the personality characteristics of the patients were tried to be identified.76 The results suggested that those tests, rating scales and the questionnaire were without value for differentiating between psychogenic and biogenic erectile dysfunctions. On the other hand, there is no clear personality type associated with either psychogenic or biogenic impotence. The similarity of the findings in these two groups suggested that psychological reactions to impotence might be similar regardless of the basis of the problem.
Collections